Murat BELGE
“Batılılaşma/ Modernleşme” kelimeleriyle anlattığımız girişim üstüne yazmaya başlamıştım. Gene bu tema üzerine konuşmaya devam edeyim. Pazar günü çıkan yazıda bunların sonuçta aynı şey olduğunu söylemiştim ama bunun bu kadar basit bir konu olmadığını biliyorum.
“Modernleşme” dediğimiz olay, son analizde “Sanayi Devrimi”ne bağlanır. Bunun kazandırdığı büyük teknolojik avantajla Batı dünyaya egemen olmuştur. Öyle olunca da geri kalan dünya “batılılaşma”yı bir zorunluluk olarak görmeye başlamıştır.
Ama, “Sanayi Devrimi neyin ürünüdür” diye sorabilirsiniz. Ona da verilecek kestirme ve genel cevap, “Bilimlerin gelişmesi” olabilir. Peki, niçin bilimler Batı’da gelişiyor da, başka yerlerde böyle bir şey görülmüyor? “Rönesans orada oldu da ondan” diyebilirsiniz.
Yani, işin temeline inmeye çalışmak, Batı’nın tarihinin derinliklerine inmekle eşanlamlıdır. Böyle olduğu için, “batılılaşma” ile “modernleşme”ye aynı anlama geldiğini söyleyebiliyoruz.
Gelgelelim, şimdi “modernleşme” denen, iyi kötü tanımlanabilir bir şey var ortada. Batı’nın tarihini yaşamadan bu türden bir “modernleşme”ye uzananların, başarılı olarak kabul ettiğimiz bazı örnekleri de var. Bunların başında muhtemelen Japonya geliyor. Ama sonuç olarak, modernleşmeyi olmazsa olmaz bir sorunluluk olarak görmeyen yok gibi bir şey. Yani herkes kendi durduğu yerde, kendi koşulları ve imkânları çerçevesinde modernleşmeye çalışıyor. Bu demektir ki dünyada kaç ülke varsa modernleşme girişiminin de o kadar örneği var; kimi başarılı, kimi değil, ama çaba ortak.
Bu gözle bakmaya başlayınca, ben de, arada bir fark olduğunu, bu farkın önemli de olabileceğini düşünüyorum.
Batı kendisi de “modern”leşirken değişti. Birçok bakımdan modernleşmeyi Batı ile özdeşlemek kolaydır; çünkü bir iç içe geçme durumu var. Ama modernleşmeyi Batı ile sınırlamak mümkün değil, doğru da değil.
“Herkesin bir modernleşme tarzı var,” diyorsak, Batı’nın da tarzı bu bildiğimiz, Batı’nın tarihini incelediğimizde gördüğümüz tarzı oldu. Batı, Batı olarak modernleşti. Ama zaten bu tarihin içinde “modernleşme”nin, ekonomik ve siyasî gelişmenin farklı modellerini de gördük. Örneğin faşizm, nazizm de modernleşmenin ürünleriydi. Doğuda uygulandığı şekliyle komünizm, batıda aldığı şekliyle sosyal-demokrasi de bu modeller arasında.
Öte yandan batılılaşmadan modernleşme kavramını da fazla abartmamak gerekir. Az önce Japonya’ya değindim. Çok kişi, hele Türkiye’de çok kişi, Japonya’nın manevi değerlerinden vazgeçmeden Batı’nın maddî ilerlemesinden yararlandığına inanır. Bu pek doğru değildir. Başka ülkeler için de durum aynıdır. Sonuç olarak bu, belirli bir toplum tipine doğru evrilmek demek. Evrildiğimiz o toplum da, her toplum gibi, belirleyici. Dolayısıyla maddî düzeyde “modern”leşip manevî düzeyde “geleneksel” kalmak zaten pek mümkün değil. Tabii yukarıdan aşağıya korunan, yaşatılan geleneksel davranış kalıpları vb. olabilir. Bunlar, toplumun seçkinlerine, modern aşamada de yararlı göründüğü ölçüde korunur ve yaşatır. Japonya’da olan büyük ölçüde buydu.
“Her yiğidin yoğurt yeyişi farklıdır” gibi bir noktaya geldiğimizde, göreceliği mutlaklaştırmış oluyor muyuz? Bunun cevabı, bir dereceye kadar, “modernlik”ten ne anladığımıza bağlı. “Bir dereceye kadar”, çünkü bu “ne anladığımız” konusu çok da keyfî olamaz. Sanıyorum modernleşmenin “olmazsa olmaz” bazı koşulları ve ilkeleri vardır. Bunu da, sonraki yazıda tartışalım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025