Mustafa Karaalioğlu
Bazı ciddi meseleleri gündem olmadan veya daha açık söyleyelim moda rüzgârına dönüşmeden konuşmuyoruz. Konuşmadığımız için de mesele önümüze geldiğinde iş işten geçmiş oluyor. İlla bir rüzgâr olacak ve herkes garantili pozisyon alıp ne kadar milliyetçi, ne kadar çevreci, ne kadar kadın hakkı savunucusu veya ne kadar İsrail hükümeti politikalarına karşı olduğunu gösterecek. Sair zamanlarda tavır koymanın, ses çıkarmanın veya fikir üretmenin faydası yok çünkü…
Bir kampanya korosunun parçası değilsen ne hakikatin manası var ne de zamanında söylenmiş sözün kıymeti…
***
İsrail’de olup bitenler buna örnektir. Birkaç ay önce Kudüs’ün ABD tarafından başkent ilan edilmesi üzerine yükselen seslere bakın ve şimdi en az bunun kadar önemli şeyler olurken yaşanan suskunluğa. Yahut da daha başkent meselesi aktüel hale gelmemişken İsrail hükümetinin yeni yerleşim yerleri açma çılgınlığı karşısındaki kayıtsızlığa… Oysa, İsrail’in adım adım ve ince işçilikle, işgal ettiği topraklarda; yani statüsü belirsiz yerlerde neredeyse 500 bin kişilik yeni yerleşim yerleri açması Kudüs’ün başkent ilanı kadar önemliydi. 2012’den beri hızlanan bu yeni işgale karşı cılız ve rutin tepkiler dışında ses çıkmadı.
Mescid’i Aksa’ya polis nezaretinde yapılan son işgal zinciri de böyle…
Bilmem, her defasında bir gerekçeyle Gazze’nin bombalanmasını hatırlatmaya gerek var mı?
Ya da her barışçı gösteriye ölümlerle sonuçlanan karşılık verme alışkanlığını…
En sonunda da ulus devlet kararı alarak, Müslüman Arapların ve Hıristiyanlar dahil diğer bütün yerli unsurların ikinci sınıf vatandaşlığa düşürülmesi…
Durum vahim olmasına vahimdir ama bu sadece İsrail’in kural tanımaz iştahından ibaret değildir. Yakın zamana kadar Filistin-İsrail barış görüşmeleri diye umutsuz da olsa bir zemin vardı, bugün artık böyle masadan bahsetmek imkansızdır. O masanın yıkılması İsrail hükümetine kendi işini kendi halletme fırsatı sunuyor ve birgün yeniden müzakere olacaksa bile çıtayı çok yukarıya koyma imkanı tanıyor. Mesela, tek Kudüs üzerinden başlayan müzakere artık Kudüs’ün İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından alınan tek taraflı kararla doğu ve batı olarak ayrılabileceği noktasından başlayacak. Ya da yeni yerleşim birimleri gerçeği veri alınarak. Veyahut da Gazze’ye ambargonun kaldırılması değil gevşetilmesi üzerinden vs.
***
Filistin artık her başlıkta çok daha geri bir noktadadır. Filistin halkı durduğu yerde kaybetmekte, İsrail devleti ise durmadan alan kazanmaktadır.
Biz dahil bir uçtan bir uca İslam dünyası komplo teorileri, derin güçler, esrarengiz konseyler, karanlık aileler edebiyatıyla meşgul olurken İsrail yönetimi herkesin gözü önünde apaçık hamlelerle yeni bir statüko inşa etmeyi başardı. ABD’nin desteğini aldı almasına ama inanın daha çok İslam dünyasının politik cehaleti ve beceriksizliği yüzünden başardı. Filistin’i kabul etmek yerine köşeye sıkıştırıp küçültmek ve bir yolla yok etmek politikasını benimsedi ve bundan da büyük mesafe aldı.
Biz hâlâ bir kampanya olsun, semboller öne çıksın da İsrail’e çatalım diye bekleyelim. Kudüs’ü bile kolaylıkla envanterlerine geçirdikten sonra ne yaptığımız umurlarında bile değil…
Filistin meselesi artık toplantılar ve tepkilerle mesafe alınması imkansız bir noktaya gelmiştir. Bu saatten sonra İslam dünyası ve hatta bazı Avrupa ülkelerinin sürece katılımı sağlanmadan ve ABD/İsrail karşısında ekonomik çıkarlardan fedakârlık yapma kararı alınmadan adım atılamaz. Meseleye yoğunlaşarak sürecin ciddiye alındığını göstermeden de kimse sloganlara hapsolan tepkilere aldırmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025