Mustafa Karaalioğlu
Barış Pınarı harekatıyla başlayan ve Ankara/Soçi mutabakatlarıyla tamamlanan Kuzey Suriye süreci dış politikada avantaj ve dezavantajları yeniden tanımlıyor. Türkiye harekat öncesi ve sonrasına kıyasla kazanımlar elde etti ama bütün Suriye iç savaşı parantezine bakıldığında kayıplar olduğu ortadadır. Kayıplardan kasıt gerileme ve rakiplere oranla daha azına razı olmaktır.
ABD’nin Suriye’den çıkıp çıkmadığı belli değil ve çıktıklarını söyledikleri anda bile en büyük operasyonu yaparak IŞİD Lideri Bağdadi’yi öldürüp büyük bir siyasi güç elde ettiler. Ülkede bulunan Rusya, İran, Türkiye ile Esad rejimi ve yerel güçlere rağmen sahadaki istihbarat imkanlarını gösteren bir işe imza attılar.
Rusya her durumda Suriye’de en büyük kazanandır. Ne kazandıklarını detaylı anlamaya gerek yok koskoca bir ülkeyi kazandılar; Suriye’yi kendilerine bağladılar.
İran, Rusya’nın gölgesinde hedeflerinin tamamını gerçekleştirdi. Savaşın kaderini değiştiren askeri hamleleri yaparak Esad’ın iş başında kalmasını sağladı.
Esad, ülkesini mahvetme ve vatandaşlarının üçte birini sürgün etme pahasına ayakta kalmayı başardı ve en sonunda hem ABD’nin öfkesinden kurtuldu hem de Türkiye’nin kendisine yönelik itirazını bitirdi. Sınırımıza da yerleşmeye başladı.
PYD/YPG son harekatla birlikte imkan ve alan kaybetti ama dünyadaki desteğini artırarak yeni Suriye’de statü kazanma yolunda bir adım daha attı. Beyaz Saray’ın ve Kremlin’in gözdesi olmaya devam ediyor.
Türkiye sınırındaki YPG tehlikesini daha uzağa tahliye etmeyi başardı ama hala 3,5 milyonunu üzerinde göçmenin sorumluluğunu taşımaya devam ediyor. Türkiye’yle birlikte Lübnan ve Ürdün ile daha az sayıda olmakla birlikte Irak da bu sorumlulukla yaşıyor.
Bu tabloda Türkiye için çoktandır tersine işleyen “dost kazanmak/ düşman azaltmak” politikasını rayına koymak ihtiyacı açıkça görünüyor. Biliyoruz ki Suriyeli göçmenler ABD ve Rusya’nın öncelikle meselesi değil, Esad’ın hiç değil. Türkiye bu konuda ağırlık olarak Avrupa ile çalışabilecek durumdadır. Harekat ve sonrasındaki gelişmelerle birlikte Avrupa’nın Suriye ilgisi ide arttığı için Türkiye’nin müzakere ve mutabakat için Ankara ve Soçi dışında yeni adresler üretme imkanı doğmuştur. Hem YPG riskinin minimize edilmesi hem de göçmen probleminin yönetilmesi için Avrupa başkentleriyle daha yoğun ilişki gerekli ve mümkündür. Almanya ile yoğunlaşan temaslar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İngiltere, Fransa ve Almanya troykasının görüşme planı bu yolun açıldığını da gösteriyor. Avrupa ile ilişki Türkiye’ye ABD ve Rusya karşısında seçenek kazandıracaktır.
Böylelikle, harekat öncesinde ihmal edilen diplomatik temas ve kamu diplomasisi faaliyetini şimdi hızla devreye sokabilir. Yaşanan büyük gerilimime rağmen sahip olduğu coğrafi değer ve müttefik gücünün işlevsel hale gelmesi için masaya daha fazla ağırlık verebilir. Bir kez daha görülüyor ki Türkiye ABD ve Batı için vazgeçilmezliğini koruyor ve Rusya için değerli bir adres olarak önemini artırıyor.
Türkiye birçok ülke ve kendisi için aynı anda ”karşılıklı çıkar” kavramını karşılayan potansiyele sahiptir. Hamaseti ve iç politika retoriğini bir kenara bırakıp, hem diplomatik hedefler hem de ekonomik cazibeyi geri kazanmak için daha fazla işbirliğine yönelmenin vaktidir.
Her defasında sözde kalan dost kazanmak prensibinin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu son harekatın bütün aşamalarında yaşadık. Daha fazla el sıkmanın ve daha çok temasın bağımsızlığımızı eksiltmeyeceğini bilakis artıracağını bilerek adım atmayı bir kez daha deneyelim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025