Namık ÇINAR
İyi ki asmamışız, yoksa ne yapardık? O olmasa imiş, yanmıştık demek ki. Kürt meselesinin çözümünü, son on dört yılını tecritte geçirmiş bir adamın hâlâ iki dudağı arasından ummak, “yetmiş altı milyonluk Türkiye’nin Türk’üyle Kürt’üyle nasıl bir çaresizliğidir acaba”, diye sorsam şimdi, kimileri barıştan rahatsız olduğumu ileri sürerek anlayamayacağım bir tutumla üstüme yürüyeceklerdir. İyisi mi, sormayayım bari.
Bakarsınız ben yanılıyorumdur gerçekten. Buranın sosyopolitiği, toplumbilimsel veriler ışığında değil de, yalnızca aşiret barışı yöntemleriyle yürüyebiliyordur belki de.
Tarihsel süreçlerde biçimlenmiş henüz kimsenin tatmadığı yeni değerlerin ve reformist içeriklerin yerini, birkaç adamın ağzının içine bakmak alıyordur; belli mi olur?
Hele bir de, Ayşen Gruda’nın başkanlık edeceği âkil adamlardan kurulu bir heyetin davullar zurnalar eşliğinde halaya durması da sağlanırsa, mizansenin “oldu da bitti, maşallah” zılgıtlarıyla tamamına erdirilmesine ben bile kani olacağım neredeyse.
Ne ki, bütün bu çileli süreç iki satırlık bir mektuba bakıyordu ise, ne diye yazdırmadıydınız on şu kadar senedir öyleyse?
Niyetim hafife almak değil ama...
Söylenene bakılırsa, üstelik ortada herhangi bir taahhüt dahi yokken; iblislerin emriyle otuz senedir birbirlerine boğazlatarak kırk elli bin gencin canını almış olan bu toplum, bir gün birdenbire çark eder de melekleşebilir mi aniden?
Bu kadar kolay görünmesi korkutmuyor mu sizi de, her şey hâllolmuşçasına ve her yer sanki düğün bayrammış gibi.
Bunu sorgulamaya yeltenen bir adam, eğer bir de “ancien regime”in unsurlarından değilse, hak ediyor mu savaş yanlısı olarak görülmeyi? Yoksa, osuruktan tayyare saydığı ilişkilere kuşkuyla baktığı için, gerçek barışa gözü gibi titremek isteyen birisi mi var karşınızda?
Gülmek için ağız birliği etmek, yeter mi ki, ağıtları çevirmeye nükteye?
Hep beraber zıplamak nasıl yetmezse sarsmaya yeri, hep beraber güler gibi yapmak da boğmaz ortalığı sevince. Bunun için elinizde iler tutar projeler olması gerekmez mi?
Tabii ki ben de istiyorum o barışı. En az sizinki kadar hem de.
Manyak mıyım da istemeyeyim?
Ama benim anlayışım farklı sizlerden. N’apayım şimdi, çoğunuz gibi numara mı?
Teolojik bir yaklaşım değil midir, “ol” denince “olunmak”? Maddi hayat ise başka türlü emekler istemez mi, bir şeyi “oldurmaya”?
“Silahlı mücadele devri bitmiş, siyasal mücadele süreci başlamıştır”, diyor Öcalan. Tamam, çok güzel!
Pekiyi, yasalar mı değişti, özgürlükler mi geldi? Ya da böyle olacağına dair somut işaretler mi var?
Yoksa, “herkes sesini kıssın, benim öngöreceğim kadarlık hayatlarla yetineceksiniz” demeye meyyâl şark usulü bir otoriterlik mi sözkonusu?
Ya teperse geriye?
Hiç mi olasılığı yok bunun?
Ya yeşeren bunca umut, sağlam bir demokratikleşme projesine dayanmıyorsa, ne yaparız o zaman?
Korkutmuyor mu bu sizi?
Eğer öyle olursa diye kaygılanarak, sormayacak soruşturmayacak denetlemeyecek miyiz biz bu hükümeti?
Çoğu şey tıkırında görünse bile, Erdoğan’a biadın bu denli yoğun olduğu o koşullar, başlı başına bir problem kaynağı gibi gelmiyor mu size de?
Sorunların sınıfsallığını görememek...
Nereden çıkarıyorsunuz Erdoğan’ın tüm politikalarının doğru yolda seyrettiğini?
Yüz altmış bin kişiyi çalıştırarak seksen milyar dolar ciro yapan otuz kadar kalantor işadamını uçağına doldurup da ülke ülke dolaştırarak onlara birer partner arayacağı ekonomik bir model miydi tüm özleminiz?
Çocuk sayısını da üçten beşe yükseltmesine bakılırsa, Çin ve Hint’ten sonraki karın tokluğuna çalışan en ucuz emek deposu ülke yapmayı kafasına koyması mıdır acaba size çekici gelen?
Siz olmadık kavgaların iğdiş keyfini sürdürürken, bir fincan kahve dahi içecek olsanız, “marka manyağı” modunda bir şartlanmışlıkla, binlerce dükkânı olan bir markanın kapısında alıyorsunuz soluğu.
Bir gömlek yahut bir ceket bile artık mahir ellerin çeşitliliği arasından seçilemiyor.
Ülkenin dağı taşı AVM’lerle dolup taşmasına rağmen, bütün dükkânlar yüz kişinin tekelinde toplanıyor.
Köftecilikte dahi, seksen dükkânınız yoksa, ayakta kalamayıp tasfiye ediliyorsunuz.
Hepimiz, eğer şanslıysak işçileşip, ya da daha fazlası işsizleşip, giderek yoksullaşıyoruz.
İşte Türkiye, gerçek hayatın çağdaş demokratik hak ve özgürlük mücadelelerine ayıracağı bilinç ve enerjisini, dünyanın periferik toplumlarında oldum bittim varolan ırk din ve mezhep gibi kadim değerler uğruna tüketmekte, yaşamsal sorunlarının nedenselliğini bu anakronik mecralarda aramaktadır.
Yeter, asıl bu aymazlık bitsin artık!
[email protected]
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016