Nuray MERT
Başından beri referandum sonucunun ‘Hayır’ çıkmayacağını, çıkarsa da 7 Haziran 2015 seçimlerinde olduğu gibi, bir bahane ile tekrar seçime gidileceğini düşündüm. Olabilecek en iyi sonuç, ‘Evet’ ve ‘Hayır’ oylarının birbirine çok yakın olması idi, nitekim öyle oldu. Böylece, ülkenin yarısı onca baskı ve dayatmaya rağmen, yeni sisteme karşı itirazını tescillemiş oldu, bu çok önemliydi, ama o kadar.
OHAL koşulları altında yapılan rejim değişikliği referandumunu, yine OHAL koşulları altında rejim değişimi süreci izleyecek. Ülkenin sistem değiştirme seçimini futbol maçı galibiyeti ile mukayese eden bir siyasal anlayış, ezici galibiyet alamadığı sonuçlara bozum olmuş olsa da yoluna devam edecek. ‘Şehirli muhafazakârlar’ın rahatsız olduğu anlaşılmış’, ‘AK Parti bu sonuçları iyi değerlendirmeli’ymiş, bunlar züğürt tesellisi. Tabii ki, her seçim sonucu ve özellikle detaylandırılmış tablo, toplumu yorumlamak için en iyi araçlardan biridir, o nedenle sonuçları analiz etmek önemli. Ancak bu analizlerin siyasi bir karşılığı yok, olmayacak, bizzat Cumhurbaşkanı söyledi; ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’! Yani, ‘ne deseniz boş, iş işten geçti’.
Yıllardır analizler, muhasebeler, akıl yürütmeler ile değil, güç siyasetleri ile yönetilip, onlara eşlik eden deyim ve atasözleri ile yol alıyoruz. Hem de, pek kaba saba deyişler ile; Başbakan, bakan değişimi olmayacağını ‘dere geçilirken at değiştirilmez’ veciz ifadesi ile öğreniyoruz, işin işten geçtiğinin ifadesi ‘sür eşeğini Niğde’ye’, ardımızda iyi eserler bırakmanın önemini vurgulayan atasözü, ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri’ şeklinde. İşte Türkiye’nin ve dahi İslam âleminin geleceğini teminat altına alması beklenen büyük medeniyet iddiası kendini böyle ifade ediyor.
Yok, ‘artık bu iş bitti, gidiş belli, derdimize yanalım’ bile diyemiyorum, ‘bu gidişin sonunun belli’ olmasından bile daha beteri, bu gidişin sonunun belirsiz olması. Türkiye gibi büyük, önemli ve karmaşık bir ülkenin dar görüşlü ve sığ bir siyasi zihniyetin sistem diye dayattığı, keyfi yönetim cenderesi ile yönetilemeyeceği açık. Nitekim, denemesi yapıldı, bir süredir, bu anlayış ve fiilen Başkanlık sistemi ile yönetilen ülkenin hali de gelecek için ne vadettiği de ortada. ‘Şehirli muhafazakârlar’, gizli ‘Hayır’cılar, 2019’a kadar kimin imdadına yetişir bilemiyorum ama tepkilerinin halihazırda, mimlenmek dışında kendilerine bile faydası olmayacak, zira gidişat sandığımızdan daha kötü. Türkiye sürdürülemez bir yönetim modeline sürükleniyor ve bu gidişe karşı durmanın tüm yolları artık kapalı. Bu ülkeden umudumuzu tümden yitirelim demiyorum, ama durum seçim analizi ile geçiştirilebilecek gibi değil.
Hal böyle iken, ‘İslamcılar veya iktidar bloğu içinde tartışmalar başlamış’, birbirlerine ateş püskürüyorlarmış gibi meseleler üzerine bir dakika bile düşünmeye değmez. Sahi önemli fikirler yarışıyor da haberimiz mi olmuyor? Yok, öyle bir durum; belli ki söz konusu olan düpedüz ikbal kavgası, Erdoğan’ın gözüne girme yarışı, oğluna, damadına yakın olmaktan devşirilen güçler arası didişme. İşte keyfi yönetime otoriter rejime tabi olan toplumların acıklı hali budur; en büyük haber saray kulisleri, en iyi analiz Beyefendi’nin sözlerinden fal tutmak, en önemli siyasi tartışma, dar sahada didişmelerden ibaret hale gelir. Hali hazırda yaşananlar bundan ibaret.
Son olarak, olay dönüp dolaşıp bir kez daha eğitimsiz, taşralı kitleye fatura edildi, ‘şehirli muhafazakârlar’ bile işin içinden sıyrıldı ya ben bir de ona yanıyorum. Onca okumuş yazmış, hatta ortalarda entelektüel diye dolaşan adam/kadının bunca yıl, iktidara yakın durmak adına dalkavukluk, laf ebeliği yapması, ‘muhafazakâr olmayan şehirlilerin’, üstelik en zenginlerinin kazançlarına zarar gelmesin diye otoriter siyasete zemin sağlaması neredeyse daha masum bir iş sayılacak. Başımıza gelenler sebepsiz değil, ama yine de haksız, yine de hukuksuz...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
11.11.2024
14.06.2024
5.05.2024
6.11.2023
14.10.2023
2.10.2023
24.09.2023