Seyfettin Gürsel
TÜİK'in 10 Mart tarihinde açıkladığı Ocak ayı hanehalkı işgücü istatistikleri bir dizi yenilik içeriyor. İşgücü piyasasında gidişat ile ilgili gözlemlerimi ve görüşlerimi bu yenilikleri dikkat alarak paylaşmadan önce aralarında önemli gördüklerimi aktarmak ve Türkiye işgücü piyasasının takibinde ne ölçüde fayda sağlayacaklarına da kısaca değinmek istiyorum.
Alternatif işsizlik oranları
Yapılan yeniliklerin kuşkusuz en önemlisi standart işsizlik oranına ilave olarak 3 alternatif işsizlik oranının daha açıklanmış olmasıdır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tanımına göre bir kişinin işsiz olarak kabul edilmesi için iş araması gerektiğinden TÜİK de "standart" ya da "dar tanımlı" olarak adlandırılabilecek işsizlik oranını bu şeklide tanımlanan işsiz sayısını dikkate alarak hesaplıyordu.
Oysa, bildiğiniz gibi geçen baharda Koronavirüs salgınının şokuyla birlikte işgücü piyasası altüst olmuş, başlıca göstergelerde sıra dışı hatta paradoksal gelişmeler ortaya çıkmıştı. İstihdam ve çalışma saatleri büyük çapta azalırken dar tanımlı işsiz sayısında artış son derece sınırlı kalmış, işsizlik oranında da zaman azalışlar ortaya çıkmıştı. Bu aykırı gelişmelerin arka planını bu köşede elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. Sorunun özü, çalışmak isteyen hatta zorunda olan muazzam sayıda vatandaşın iş aramaktan imtina etmesinden kaynaklanıyordu. Ocak 2020'de yani salgının arifesinde çalışmaya istekli ama iş aramayan sayısı yaklaşık 2,5 milyondu Bu sayının birkaç ay içinde 5 milyona sıçradığın tekrar hatırlatayım. Açıkçası dar tanımlı işsizlik oranı bu koşullarda gerçekçi bir gösterge olmaktan çıkmıştı.
2020 yılında TÜİK bu aykırı gelişmelerin yarattığı boşluğu doldurmaya yönelik hazırlıktan sonra ilk kez 10 Mart 2021 tarihinde Ocak ayının istatistiklerinde üç farklı "geniş tanımlı" işsizlik oranına yer verdi. Hemen belirtmeliyim ki bu oranların resmi tanımında "işsizlik" sözcüğü yer almıyor. TÜİK'in bu oranlara verdiği resmi adlar şöyle: "Zamana bağlı eksik istihdam ile işsizliğin bütünleşik oranı", "İşsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı", "Atıl İşgücü Oranı". Zamana bağlı eksik istihdam ile potansiyel işgücünün tanımlarını işsiz tanımı ile birlikte yazının sonuna ekliyorum*. Bu alternatif işsizlik oranlarından ilkinin hesabında işsiz (iş arayanlar) sayısına eksik istihdam ekleniyor, ikincisinin hesabında ise işsiz sayısına çalışmak isteyen ama iş aramayanlar resmi adıyla potansiyel işgücü ekleniyor. "Atıl işgücü oranı" ise işsiz sayısına eksik istihdam ile potansiyel işgücü eklenerek hesaplanıyor.
Bu alternatif oranlar, resmi adları ne olursa olsun, bal gibi işsizliği göstergeleri ve birazdan göreceğimiz gibi Türkiye işgücü piyasasında yaşanmakta olan karmaşayı çözümlemede faydalı olduklarına şüphe yok.
İşgücü piyasasını daha yakından ve daha güncel olarak takip edebileceğiz
Bir diğer önemli yenilik, üç aylık ortalamaları içeren ve bu nedenle "dönemsel" olarak adlandırılan işgücü istatistiklerinin aylık olarak yayınlanmasıdır. En son 10 Şubat'ta Ekim, Kasım ve Aralık aylarının ortalamasını yansıtan "Kasım Dönemi" verileri yayınlanmıştı. Bu kez Aralık dönemi (Kasım-Aralık-Ocak) yerine Ocak ayı verileri yayınlandı. Böylece işgücü piyasasındaki gelişmeleri 70 günlük gecikme yerine 40 günlük gecikmeyle, dolayısıyla daha güncel olarak takip edilebileceğiz.
Ayrıca başlıca işgücü göstergelerinin üç aylık ortalamalar yerine aylık olarak yayınlanması, işgücü piyasası gelişmelerini daha yakından takip etme olanağını veriyor. Bu güncellik hane halkı işgücü anketinin örnekleminin 2020'de büyütülmesi ile mümkün oldu. Ancak örneklemin büyümesine rağmen bazı alt göstergeler, örneğin eğitim düzeylerine göre işsizlik, üç ayda bir yayınlanacak daha geniş kapsamlı bülten ile açıklanacak. TÜİK ilk üç aylık bültenin yayınlanma tarihini 22 Mayıs olarak veriyor.
Farklı işsizlik oranları farklı gerçekler
Son birkaç ayda işsizliğin yeni aylık verilerle nasıl bir seyir izlediğine bakmadan önce bu verilerin TÜİK tarafından geriye dönük olarak 2014 yılına kadar en uygun istatistiksel yöntemle hesaplanıp açıklandığını belirtelim. Aşağıdaki tabloda farklı işsizlik oranlarını dar tanımlı işsizlik oranının zirve yaptığı Temmuz 2020-Ocak 2021 dönemi ile sınırlıyorum. Daha fazlasını merak eden okurlar Betam'ın İşgücü Piyasası Görünümü notuna bakabilirler**
Temmuz 2020-Ocak 2021 döneminde işsizlik oranları (%)
Bu tabloyu oluştururken aklıma Orhan Veli'nin çok sevdiğim dizesi geldi: "Gemlik'e doğru denizi göreceksin sakın şaşırma". İşgücü ekonomisine aşina olmayan okurların bu tabloyu görünce şaşırmamaları mümkün değil ama zamanla alışacaklar. İşsizlik oranları bir iniyorlar bir çıkıyorlar. Üstelik bu iniş çıkışlar arasında herhangi bir ahenk de yok.
Alternatif işsizlik oranlarının bu ahenksiz iniş çıkışlarının başlıca nedeni, Covid-19 dalgalarına bağlı olarak ekonomik faaliyetlerin bir kısıtlanıp bir gevşetilmesi. Bu gelgitlere bağlı olarak görünür istihdam ile çalışılan saate bağlı eksik istihdam bir azaldı bir arttı. Keza iş aramayan işsiz sayısı da (bu vatandaşlara bundan böyle "potansiyel işsizler" diyelim) bir arttı bir azaldı. Sonuçta da işsizlik oranlarının ahenksiz oynaklığı ile karşı karşıya kaldık.
Temmuzda dar anlamda işsizler sayısı zirve yaparak 4,5 milyona çıkmıştı. Sonra yavaş yavaş azalarak Ocakta 3 milyon 800 bine kadar indi. İşsizlik oranı da yüzde 14,5'den 12,2'ye kadar geriledi. İş aramayan işsizler denizinde ise bir bakıyorsun rüzgâr çıkıyor, dalgalar yükseliyor ardından da fırtına kopuyor, sonra rüzgârın kesilmesiyle dalgalar biraz sakinleşir gibi oluyor. Temmuzda potansiyel işsiz sayısı 3 milyon 200 bindi. Ekime kadar yavaş yavaş artarak 3,5 milyonu buldu. Kasımda büyük bir sıçrama ile 4 milyona, Aralıkta da hızını alamayıp 4 milyon 600 bine yükseldiğin görüyoruz. Ocakta ise 4 milyon 200 bine geriliyor. İşsizlik ile potansiyel işsizlerin toplamını hesaba katan işsizlik oranı da haliyle Temmuzdan Eylüle yüzde 22,6'dan 21,2 geriledikten sonra yükselişe geçerek Aralıkta yüzde 23,9 ile yeni bir zirve yapıyor; önceki zirve yüzde 24,5 ile Mayıs ayında görülmüştü. Ocakta ise yüzde 22,5'e iniyor.
Bu dalgalanmaları elbette istihdamdaki dalgalanmalar ile birlikte okumak gerekir. Aralıktan Ocak ayına toplam istihdamda 820 bin artış var. 360 bini tarımda, 450 bini hizmetlerde. Kasımdan Aralık ayına 440 binlik kayıp vardı. Bu ani iniş çıkışların nedenleri ise şimdilik saydam olmayan bir kutuda duruyor. Bazı tahminler yürütülebilir ama bu yazı fazlasıyla uzadı. Kutuyu açmayı Şubat verilerini de gördükten sonra gelecek ayın yazısına bırakalım.
"İyi de, bu kadar bilgi ve yorum son tahlilde ne anlama geliyor?" diye sorabilirsiniz. Üç cümleyle özetlersem, 1) Gerçek işsizlik, isterseniz buna vatandaşın fiilen yaşadığı işsizlik diyelim, dalgalanıyor ama bir türlü azalmıyor 2) Salgına karşı sürü bağışıklığı oluşmadan yüksek işsizlik devam edecek gibi duruyor 3) Yüksek işsizlik uzadıkça yoksulluk giderek genişliyor ve derinleşiyor.
* İşsiz: Referans dönemi içinde istihdam halinde olmayan kişilerden iş aramak için son dört hafta içinde aktif iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve 2 hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan kurumsal olmayan çalışma çağındaki tüm kişiler işsiz nüfusa dâhildir.
Zamana bağlı eksik istihdam: Referans haftasında istihdamda olan, esas işinde ve diğer işinde/işlerinde fiili olarak 40 saatten daha az süre çalışmış olup, daha fazla süre çalışmak istediğini belirten ve mümkün olduğu takdirde daha fazla çalışmaya başlayabilecek olan kişilerdir.
Potansiyel işgücü: Referans haftasında ne istihdamda ne de işsiz olan çalışma çağındaki kişilerden; iş arayan fakat kısa süre içerisinde işbaşı yapabilecek durumda olmayanlarla, iş aramadığı halde çalışma isteği olan ve kısa süre içerisinde işbaşı yapabilecek durumda olan kişilerdir.
** Betam, İşgücü piyasası Görünümü Mart 2021.
Zamana bağlı eksik istihdam: Referans haftasında istihdamda olan, esas işinde ve diğer işinde/işlerinde fiili olarak 40 saatten daha az süre çalışmış olup, daha fazla süre çalışmak istediğini belirten ve mümkün olduğu taktirde daha fazla çalışmaya başlayabilecek olan kişilerdir. Potansiyel işgücü: Referans haftasında ne istihdamda ne de işsiz olan çalışma çağındaki kişilerden; iş arayan fakat kısa süre içerisinde işbaşı yapabilecek durumda olmayanlarla, iş aramadığı halde çalışma isteği olan ve kısa süre içerisinde işbaşı yapabilecek durumda olan kişilerdir. İşsiz: Referans dönemi içinde istihdam halinde olmayan kişilerden iş aramak için son dört hafta içinde aktif iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve 2 hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan kurumsal olmayan çalışma çağındaki tüm kişiler işsiz nüfusa dahildir. |
Zamana bağlı eksik istihdam: Referans haftasında istihdamda olan, esas işinde ve diğer işinde/işlerinde fiili olarak 40 saatten daha az süre çalışmış olup, daha fazla süre çalışmak istediğini belirten ve mümkün olduğu taktirde daha fazla çalışmaya başlayabilecek olan kişilerdir. Potansiyel işgücü: Referans haftasında ne istihdamda ne de işsiz olan çalışma çağındaki kişilerden; iş arayan fakat kısa süre içerisinde işbaşı yapabilecek durumda olmayanlarla, iş aramadığı halde çalışma isteği olan ve kısa süre içerisinde işbaşı yapabilecek durumda olan kişilerdir. İşsiz: Referans dönemi içinde istihdam halinde olmayan kişilerden iş aramak için son dört hafta içinde aktif iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve 2 hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan kurumsal olmayan çalışma çağındaki tüm kişiler işsiz nüfusa dahildir. 1) İşsizlik Oranı = [İşsiz/İşgücü] * 100 2) Zamana bağlı eksik istihdam ile işsizliğin bütünleşik oranı = [(Zamana bağlı eksik istihdamdaki kişiler + İşsizler) / İşgücü] * 100 3) İşsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı = [(İşsiz + Potansiyel İşgücü) / (İşgücü + Potansiyel İşgücü)] * 100 4) Atıl İşgücü Oranı = [(Zamana Bağlı Eksik İstihdam + İşsiz + Potansiyel İşgücü) / (İşgücü + Potansiyel İşgücü)] * 100 |
Genel işsizlik oranı Aralık'tan Ocak'a esasen yüksek istihdam artışı sonucu yüzde 12,6'dan 12,2'ye gerilirken üç alternatif işsizlik oranlarından ikisinde artış gerçekleşirken birinde azalış görülmektedir. Mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre "Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı" Aralık ayından Ocak ayına 1,9 yüzde puan artarak yüzde 17,8'den yüzde 19,7 seviyesine yükselirken, "Potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı" 1,4 yüzde azalarak yüzde 23,9'dan yüzde 22,5'e gerilemiştir. Bu iki alternatif işsizlik oranın bileşiminden oluşan "Atıl işgücü oranı" ise yüzde 28,4'den yüzde 29,1'e yükselerek 0,7 yüzde puan artmıştır (Şekil 2, Tablo 4).
Potansiyel işgücündeki artış bu olguyu teyit etmektedir. Kasım'dan Aralık'a artış yaklaşık 500 bindir (Tablo 4). Dolayısıyla tahmin edilebileceği gibi "Potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı" olarak adlandırılan alternatif işsizlik oranı Kasım'dan Aralık'a yüzde 23,0'dan yüzde 23,9'a yükselmiştir.
Buna karşılık Aralık'tan Ocak'a yukarıda belirtildiği gibi yüksek bir istihdam artışı söz konusudur. Sonuçta bu alternatif işsizlik oranı da yüzde 22,5'e gerilemiştir. Öte yandan azalan çalışma saatlerindeki değişimler dikkate alınarak hesaplanan diğer alternatif işsizlik oranı ("zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı") Kasım'dan Aralık'a yüzde 16,9'dan 17,8'e yükselmiş, Ocak'ta da yüzde 19,7'ye ulaşmıştır. Bu iki alternatif işsizlik oranının bileşiminden oluşan işsizlik oranı ise ("atıl işgücü oranı") Kasım'daki yüzde 26,5 seviyesinden sürekli aratarak Ocak'ta yüzde 29,1'e ulaşmıştır (Tablo 4, Şekil 2)
Sektörel gelişmeler ve tarım dışı işsizlik
Mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre Ocak 2021'de Aralık 2020 ile kıyaslandığında tarım dışı istihdam 456 bin artarak 22 milyon 544 bine ulaşmıştır (Şekil 3, Tablo 2). 2021 Ocak ayında tarım dışı işsiz sayısı ise 75 bin azalmış, tarım dışı işsizlik oranı da yüzde 0,5 puan azalarak yüzde 14,2'ye gerilemiştir. Bu gelişmelerin sonucu olarak tarım dışı işgücünde artış 381 bin olup artarak 26 milyon 275 bine yükselmiştir. Tarım dışı işsizlik oranındaki gelişmeler geniş işsizlik oranı ile paraleldir. Genel işsizlik oranı Kasım'dan Ocak'a yüzde 12,9'dan yüzde 12,2'ye gerilerken tarım dışı işsizlik oranı da aynı dönemde yüzde14,9'dan 14,2'ye gerilemiştir.
İstihdamda Aralık'tan Ocak'a 822 binlik istihdam artışının neredeyse tümü tarım ve hizmetler sektörlerinden gelmektedir. Tarımda istihdam 366 bin artarken hizmetlerde artış 451 bindir. Sanayide artış 14 binle sınırlı kalırken inşaat sektöründe 9 binlik azalış kaydedilmiştir. Tarım ve hizmetlerde bir ay içinde bu kadar yüksek istihdam artışlarının gerçeklemesi dikkat çekicidir.
Tarımda isithdamın uzun dönem eğilimi azalış yönündedir. Bununla birlikte mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam ayda aydan büyük dalgalanmalar gösterebilmektedir. Özellikle Koronavirüs şoku ile birlikte bu dalgalanmaların şiddetlendiği görülmektedir. Yine de 366 binlik artış geçin yıldan bu yana görülen en yüksek artış olduğu not edilmelidir. Tarımda kayda geçen en yüksek aylık istihdam artışı 583 bin kişi ile Nisan 2020'de görülmüştür (Tablo 3). Bu dönemde salgını kontrola altına almak için ekonomik faaliyetlere büyük kısıtlamalar getirildiğini ve bunun sonucunda tarım dışı sektörlerde büyük istihdam kayıpları yaşındığını dikkate alırsak tarımda görülen bu yüksek artışı, bir ölçüde tarım kesiminden tarım dışına işgücü transferinin duraklaması ile, bir ölçüde de işlerini kaybeden ama kırla bağlantılarını koparmamış olan kişilerin köy ve tarım ağırlıklı kasabalardaki yerleşimlerine geri dönmeleri ile açıklanabilir. Böyle ise Kasım sonuna doğru yeniden yürürlüğe konulan kısıtlamalar Ocak'ta ortaya çıkan yüksek istihdamı artışının da bir bölümünü açıklıyor olabilir.
Hizmetlerde görülen yüksek istihdam artışının benzeri Mayıs ve Haziran ayında da görülmüştür. Mart ve Nisan 2020'de toplamda 1 milyon 880 binlik kaybının ardından hizmetlerde istihdam, kısıtlamların gevşetilmesiyle birlikte takip eden iki ayda 867 bin artmıştır. Keza Kasım ayında getirilen kısıtlamalar, Aralık ayında hizmetlerde 441 binlik istihdam kaybına yol açmıştır. Bir ay sonra ise bu kayıplar telafi edilmiş görünmektedir. Ancak Ocak ayında kısıtlamalarda bir gevşeme olmadığına göre (kayak merkezleri istisnası hariç) bu artışın hizmet sektörünün hangi alt faaliyet kollarından kaynaklandığı araştırılmalıdır. Ancak bu veriler henüz kamuoyuyla paylaşılmamıştır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.01.2025
19.02.2024
18.02.2022
12.08.2021
14.07.2021
17.06.2021
1.06.2021
12.05.2021
15.04.2021
17.03.2021