Sezin ÖNEY

Sezin ÖNEY
Sezin ÖNEY
Tüm Yazıları
Gerçek altın
18.01.2014
2198

 Romanya, Türkiye’nin gıpta ettiği bir ülke değil.

Hatta, Türkiye’de kamuoyuna sorsanız, büyük ihtimalle Romanya deyince akla, fakirlik, yolsuzluk ve Avrupa’nın kıyısında sorunlu bir ülke geliyor herhalde.

Gerçekten de Romanya’daki yolsuzluk skandallarının bini bir para. Batı Avrupa’da iyice tırmanan göçmen korkusunun başlıca sebeplerinden biri, Müslümanlardan çok, “Doğu Avrupa”dan gelen, geleceği varsayılan göçmenler. Romanya da, göçmenlere, özellikler de Romanlara yönelik önyargılar nedeniyle iyice sorunlu bir algı yaratıyor.

Buna karşılık, Romanya Senatosu, geçtiğimiz haftalarda, (popüler ve sevimsiz deyişle) bir “destan yazdı”.

2013 sonunda Türkiye’ye, Türkiye’deki milletvekillerine, Türkiye’de “başka siyaset” bekleyen herkese örnek olacak bir karar aldı.

Ve “Avrupa’nın doğa harikalarından Transilvanya’daki, kıtanın en büyük altın madeni işletilemez” dedi. Kararın gerekçesi olarak da, “Bizim en büyük zenginliğimiz, doğamız. Altının getireceği zenginlik gelip geçici, doğa ise gelecek nesillere de kalacak değerimiz” diye yazıldı.

İnsan, bu kararı okuyunca şöyle bir sarsılıyor.

10 Aralık’ta, Senato’da 119 redde karşı sadece üç destekle rafa kaldırılan altın madeni tasarısı, “demek ki, olabiliyormuş” dedirtiyor.

Avrupa’nın en büyük altın madeninin bulunduğu Roşia Montană’da (Dağların Roşia’sı) madencilik yapılsa, vergiler, madenin yaratacağı istihdam gibi “artı değerle”, Romanya’nın yaklaşık beş buçuk milyar dolarlık bir kazanç elde edeceği öngörülüyordu.

Öte yandan, altın madeninde kullanılacak siyanür, muhteşem doğayı geri dönüşü olmayacak şekilde tahrip edecek ve madenin bulunduğu yerde koskoca bir “siyanür gölü” oluşturacaktı.

Proje onaylansa, madenin 16 yıl ömrü olacaktı. 350 ton altın ve 1500 ton gümüş çıkarıldıktan sonra da, kaynaklar tükeneceğinden kapatılmak zorunda kalacaktı.


Roşia Montană
’daki 16 köyde yaşayanlar, çok fakir insanlar. Ancak, maden projesine en çok onlar karşı çıktı.

Onların “madene hayır” demesi, tüm Romanya’da yankı buldu.

Madenin yüzde 80’ine sahip olan Kanada şirketi, projeyi gerçekleştirmek için 14 yıldır mücadele veriyor. 2007’de Avrupa Birliği üyeliği ile beraber, maden konusu tamamen gündemden kalkar gibi olmuştu.

2013 Eylül’ünde, ülkenin sol kanattan başbakanı Viktor Ponta, özellikle madenin açılmasını sağlamak için oluşturulan bir kanuna onay vermişti. Bu yasa, Romanya genelinde yüzbinlerce kişinin katıldığı protestoları tetikledi.

Sosyal medya üzerinden örgütlenen ve “Birleşerek Kurtarıyoruz” ve “Uyandık” sloganlarını kullanan protestocular, özellikle başkent Bükreş’te, Komünizm sonrası, sokakları gösteri için dolduran en büyük kalabalığı oluşturdu.

Başbakan Ponta, gösteriler için şöyle demişti; “Gayet medeni ve barışçı biçimde yapılan bu gösterileri bastırmaya çalışmanın, dağıtmak için şiddet kullanmanın bir anlamı yok”. Senato, yasayı onaylamadıktan sonra da, Ponta’nın tepkisi; “Bu proje artık ölmüştür, başka şekilde önüme gelse de, artık ben kabul etmem” demek oldu.

Bükreş ve Transilvanya’nın merkezi Cluj Napoca’daki gösterilere katılanların çoğunluğu gençler ve onların sokağa çıkmaya teşvik ettiği akrabaları, yakınlarıydı. Romanya medyasına göre, göstericiler “Gezi protestolarından etkilendiklerini” söylüyordu.

Hayret ki, Romanya’da kimse, “Bu hain senaryo, Türkiye lobisi tarafından, Romanya’nın altın rezervlerini kıskandığı için sahneye konuldu” demedi.

Benim hiç sevmediğim ve takmadığım altın, malum, ülkemizde çok sevilir, satılır.

Gerçek altının ne olduğunuysa, herhalde bu yaz yaşanması çok muhtemel kuraklık sonucu acı şekilde anlayacağız.

Romanya da, başka bir yolda ilerleyecek tarihte...

Türkiye ise, çok daha dolambaçlı ve trajik bir başka yolda ısrarlı gözüküyor...


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar