Vedat Bilgin
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ak Parti Grup Toplantısı’nda laiklik hakkında söyledikleri, üzerinde konuşulması, tartışılması gereken bir meseledir. Burada iki mesele ön plana çıkmaktadır: Bunlardan biri Türkiye’nin Müslüman bir toplum olarak ‘devlet ve din’ arasındaki ilişkileri ancak demokratikleşme süreciyle bir dengeye kavuşturmuş olmasıyla ilgilidir. İkincisi ise, bireyin inanç-düşünce özgürlüğünü devlete ve topluma karşı teminat altına almış olmasına dönüktür. “Erdoğan yıllar önce Mısır’da ’Müslüman Kardeşler’ e hitap ederken Türkiye’nin ‘laiklik modelinin’ üzerinde dururken bu meselenin İslam coğrafyası için hangi imkânları bünyesinde taşıdığını ortaya koymuştu ki, Mısır’da daha sonra yaşananlar meselenin ciddiyetini yeniden düşünmeyi gerekli kılmaktadır.”
Türkiye’nin demokratikleşmesi, ekonomik bakımdan köylü/tarımsal bir toplum yapısından çıkarak kalkınmasını belli bir aşamaya getirmesi, burada katedilen mesafeyi anlamak bakımından önemli göstergelerdir, fakat bütün bunlar gerçekleştirilirken Müslüman bir toplumun ‘din ve devlet’ ilişkilerinin laikleşmesi sürecinde ortaya çıkan problemlerin, karşılaşılan zorlukların aşılmasında edinilen tecrübe çok değerlidir.
İnançlar ve özgürlük
“Cumhurbaşkanının konuşmasında eleştirel olarak üzerinde durduğu ve CHP’yi sorumlu tuttuğu husus ‘laikliğin toplumsal olarak benimsenmesini’ engelleyen, devlet eliyle yürütülen din karşıtı politikalardır; CHP tarafından uygulamaya koyulan ‘otoriter laiklik’ anlayışı, bir anlamda devletin sadece dine müdahalesiyle kalmamış, bir insan hakkı olarak inanç özgürlüğüne, düşünce ve ifade özgürlüklerine müdahaleye uzanan baskıcı bir devlet yönetimini ortaya çıkarmıştır.”
Burada ayrıntısını ve tarihsel hususlarını ele alamayacağımız bu konunun politik ve ideolojik iki boyutunun altının çizilmesi gerekmektedir. Meselenin ideolojik boyutu, Türkiye’deki ‘iktidar elitinin’ kendi egemenliğini ürettiği, kendi konumunu dayandırdığı meşruiyet kaynağı olarak batılılaşma ideolojisidir. Politik boyutu ise, bu ideolojiye dayanan iktidar elitlerinin uygulamaya koydukları ‘Batılılaşma politikalarının’ Batılı olmayan bir halkı zorla değiştirme iradesini kendi zümresel varlığında görmesinin neticesi olan anti-demokratik rejimdir.
Bunun anlamı açıktır, ‘Batıcı elitler’ kendi iktidarlarının ideolojik kaynağına dayanan politikaları halka karşı uygulayacaklardır ki bunun yolu otoriter bir ‘Tek Parti Yönetiminden’ geçecektir. Bu anti-demokratik siyasetin ‘yerli kültürü’ değiştirme aracı olarak kullandığı ‘inanç özgürlüğü karşıtı’ politikaların demokratik ülkelerde görülen ‘laiklik’le adından başka bir benzerliği bulunmamaktadır.
Toplumsal güç kaynağı
“Türkiye, bugün bütün bu sorunları büyük ölçüde aşmış bulunsa da, eski alışkanlıkların, eski ideolojik tortuların, ‘demokratik bir devletin laiklik anlayışına ‘din adına karşı çıkanlarda’ da ‘din karşıtı bir anlayışla’ tepki duyanlarda da yaşamaya devam etmesine şaşırmamak gerekir. Laikliği bir inanç meselesi olarak değil, demokratikleşme sürecinin kurumsal düzenlemelerinden biri, bireyin ve toplumun ‘devlet’ karşısında özgürlük alanlarının teminat altına alınması olarak görmek, böyle bir zihniyet değişimini başarmak bakımından Türkiye önemli bir kazanım elde etmiştir.”
Günümüzde Türkiye’yi İslam coğrafyasında farklı kılan gelişmeler içinde ‘toplum ve devlet’arasında etkileşimi denge içinde üreten bu özgürlük alanlarının rolünü görmeden, bu ülkenin gücünü anlamak zordur; bu özgürlük alanları toplumun ve bireyin dinamizm kaynaklarıdır. Tabiat kaynakları yoksul Türkiye’nin bugünkü başarılarını buralarda aramak gerekir.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.03.2020
27.05.2019
20.05.2019
9.05.2019
6.05.2019
2.05.2019
30.04.2019
22.04.2019
18.04.2019
15.04.2019