Vedat Bilgin
Cumhur İttifakının hangi şartlarda ortaya çıktığını tartışmadan onun tarihsel misyonunu kavramadan bir seçim meselesi olarak ele almak şüphesiz eksik ve yetersi olacağı gibi, bu şekilde siyasal manasını kavramak da mümkün olmayacaktır.
Türk siyasal hayatında temel sorunun bir başka ifadeyle temel siyasal bölünmelerin kültürel eksende ortaya çıktığını söyleyip bu yönde bazı tezler ileri sürmekteyim. Nedir bu siyasal bölünmeler diye yakından bakıldığında, işin gelip ‘yerli olmak’ ve ‘batıcı olmak’ gibi bir farklılaşma ekseninde şekillendiğini görmek mümkündür.
Batılılaşma ideolojisi İmparatorluğun son döneminden itibaren farklı adlarla anılan akımlar şeklinde görülmekte, siyasi partiler tarafından temsil edildiği halde yerli tavrın çoğu kere savunmacı bir konumda kaldığını tespit etmek zor değildir; çünkü batılılaşma başlangıcından itibaren devlet merkezli, topluma müdahale aracı olan bir ideoloji halinde tezahür etmiştir.
VAR OLMA HAKKI
İmparatorluğun son yüzyılından itibaren devletin resmi elitleri tarafından ‘toplumu değiştirme’ aracı haline getirilen batılılaşma ideolojisinin giderek devlet ideolojisi halini almasının İmparatorluk dönemi içindeki gerekçesi açıktır: Batı karşısında askeri mağlubiyetler yaşayan, toprak kaybeden devleti kurtarmak için, devletten başlayarak bütün toplumu Batıya benzetmekten başka yol bulunmadığı düşünülmektedir.
Oysa ‘Batılılaşma sorunu’, böylesine basit yalınkat bir mesele değil politik, kültürel, ekonomik ve nihayetinde toplumsal bir meseledir. Politik bir meseledir, çünkü devlet toplum ilişkilerini yeni bir biçimde düzenlemek maksadına sahiptir. Bunun anlamı devleti, toplumu yeniden düzenleme gücü ve hakkı olan bir ‘özne’ dolayısıyla toplumu nesneleştiren bir anlayış şeklinde açığa çıkmaktadır.
Bu süreç Türkiye’deki siyasal farklılaşmalara Batıcı bürokratik kadrolar ve onların karşısında sivil halk tabakaları olarak yansıyacaktır. Dolayısıyla bürokratik kadroların devlet içinde örgütlenmiş olmaktan kaynaklanan gücü karşısında ‘sivil halkın’ içine kapanması kendi kültürüne dönük batılılaşma politikalarına karşı geliştirdiği tutumlar önemlidir.
Günümüzde yerli olmanın demokratikleşmeden, ekonomik kalkınmadan, Batı karşısında bağımsızlıktan yana tavır almak olduğu açıktır.
NEYİN BEKASI?
İşte 15 Temmuz olayı Türk siyasi tarihinde yeni bir siyasal oluşumun ortaya çıkmasının zeminini, hazırlamıştır. Yerli kültür, ekonomik kalkınma, bağımlılıktan çemberinden çıkma, demokratikleşme gibi hedeflere ulaşarak kendi modernliğini kurmak isteyen milliyetçi ve muhafazakâr siyasi yaklaşımlar bu süreçte yeni bir ittifak içine girmişlerdir.
Toplumsal planda ortaya çıkan bu ‘kolektif bilincin’ giderek siyasi bakımdan da yeni bir oluşuma, Cumhur ittifakı diye isimlendirilen bir siyaset anlayışına dönüşmesi söz konusudur. Burada ‘beka sorunu’ Türkiye’de belediye seçimlerinde herhangi bir adayın kazanıp kazanmamasıyla ilgili değil, Cumhur İttifakının temsil ettiği bağımsızlık ve var olma iradesine karşı; Türkiye’yi güçsüzleştirmek, kontrol altına almak, bölmek isteyenler karşısında siyasal bir tavrın başarılı olmasıyla ilgilidir.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.03.2020
27.05.2019
20.05.2019
9.05.2019
6.05.2019
2.05.2019
30.04.2019
22.04.2019
18.04.2019
15.04.2019