Yıldıray OĞUR
Koskoca Reuters’e laiklik elden gidiyor haberi yaptıran iki Türk muhabirin büyük başarısını görünce (http://www.reuters.com/article/2013/11/18/us-turkey-kemalists-idUSBRE9AG0HQ20131118 feedType=RSS&feedName=topNews&utm_source=dlvr.it&utm medium=twitter&dlvrit=992637) o program geldi aklıma. Türkiye’nin biricikliğini anlatan o program. Ve o fotoğraflar. Bir 10 gün kadar geriye gidiyoruz…
10 Kasım 2013 gecesine. Show Tv canlı yayını karartılmış stüdyodaki Atatürk resmi ile açılıyor. Az sonra sahneye siyah yas kıyafeti ve Hüseyin Çelik tarzı derin göğüs dekoltesiyle Bülent Ersoy çıkıyor.
Tabii ki Atatürk’ün sevdiği şarkılarla. Yemen Türküsü, Keklik Bizden Uzaklaştı…
Sonra bir saygı duruşu konuşması; “Ben bu eserleri çakmak çakmak bakan gözlerine bakarak okumak isterdim. Ama sen erken doğdun ben geç doğdum. Benim şu an okuduğum eserleri sen duyuyorsun yüce Atam”.
Yas yayınımız burada sona erdi.
Bunu galiba Kenan Evren’e borçluyuz. O olmasa 10 Kasımlarda Kuzey Kore olmaya devam ederdik. Özal olmasa da Bülent Ersoy’un yerinde muhtemelen İzzet Yıldızhan olurdu.
Olmasaydın olmazdık vazifelerimizi bitirdiğimize göre o geceye geri dönelim. Esas oğlan şimdi sahne alacak, gecenin katarsis anına daha yeni geldik.
Ve karşınızda Armağan Uzun.
Bu noktada Armağan Uzun’un kim olduğunu uzun uzun anlatmayı aslında zül sayarım.
Bir BBG Gaye’yi bilmeyen gentrification, 05 Edi’yi bilmeyen milliyetçilik, bir Popstar Bayhan’ı takip etmemiş hep maduniyet çalışsa ne fayda.
Yine de tabii ki Osmantan Erkır’ın sunduğu Orhan Babalı, Armağan Çağlayanlı, Ebru Gündeşli, tabii ki Divalı efsanevi Popstar’ın yayınlandığı saatlerde History Channel’da Churchill Belgeseli izleyenler de, Açık Radyo’da Diderot ve Ansiklopedistlerin şatolardaki aşk hayatları üzerine sohbetleri dinleyenler de bizim kardeşimiz.
Bülent Hanım, Armağan’ı Star’da yayımlanan Popstar yarışmasında tanıdı. Diva jüriydi, Armağan Edirne’den gelmiş yağız bir delikanlı yarışmacı. Haftalarca ona “fevkaledenin fevkinin de fevkinde” diye kur yapışına milyonlar şahitlik etmiştir. Sonra yarışma bitti. Bülent Ersoy bu genç beyle bir izdivaç yaptı. Bütün Diva-wedding klasikleri resmi geçit yaptı: Kayınvalideyle yanak yanağa pozlar, Armağan Beyefendi nidaları…
Maalesef yine dünyanın bütün kem gözleri Bülent Hanım’ın saadetine kilitlendi ve hikâyenin sonu yine nazara geldi. Önce Armağan’ın fi tarihinde Seda Sayan’ın programında çekilmiş delikanlıyı bozacak dans görüntüleri çıktı, sonra Armağan, Bülent Hanım’ı başka bir kadınla aldatmak gibi işlere tevessül etti.
Boşandılar.
Bu uzun parantez yazının devamını takip için kafi. Bu gecenin kadr-ı kıymetini anladınız herhalde. KJ’lerde de ısrarla vurgulandığı gibi: Büyük buluşma: Bülent Ersoy- Armağan Uzun boşandıktan sonra ilk kez bir arada.
Armağan, geceyi “Kararlıyım bu gece senin olmaya geldim”le açarak stüdyodaki harareti artırdı. Sonra “Gözlerimde donmuş iki damlasın”la Bülent Hanım’ın musikişinasça kendinden geçişlerini, “Hoş geldin evladım” lara eşlik eden mikro Richter ölçümlerinde hesap edilebilir boyutta kahkahalar izledi.
Birinci dakikada Diva yatak odası hatıralarına girip, çok susadığı bir gece vakti, yatakta kıvranıp, Armağan’ın önce nasıl inat ettiğini ama sonra nasıl kalkıp su getirdiğini…
Tamam, tamam burada kesiyorum. O gece ikilinin düetleriyle mest olan, göbek atan, evlilik hatıralarıyla romantik dakikalar yaşayan stüdyodaki halkımız sizin kadar muhafazakar değildi, emin olun. Bülent Ersoy Show, o gece reyting listelerine 10. Sıradan, yüzde 12.5 share ile girdiğine göre on binlerce evde milyonlarca sıradan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı için de hoş bir televizyon sefasıydı yaşanan, daha fazla bir şey değil.
Şu ana kadar okuduklarınızın hepsi 19 yıldır İstanbul’da, 11 yıldır Türkiye’de süregiden AK Parti iktidarı sırasında yaşandı. Peki kızlı-erkekli tartışmasının misyoner pozisyon gibi kaldığı bütün bu işler olurken iktidardaki muhafazakar AKP ne yaptı?
Hikâyeyi okudunuz; cevap: Hiçbir şey!
Yo yo bir şey var. Bülent Ersoy en son AK Parti’nin İstanbul’daki iftarının ağır konuklarından biriydi. Kemalist darbeci, NATO’ya, CENTO’ya bağlı, başörtüsü fobik, laik Kenan Evren’in ahlaken sakıncalı bulup yasakladığı Bülent Ersoy’la Başbakan ve eşi Emine Hanım iftar sırasında özel olarak ilgilendi, bir süre ayakta sohbet etti, hatta gördüğünüz fotoğrafları çektirdi.
Orhan Babalı pozlara bakınca belki de sohbette Bülent Hanım’ın akil insan seçilmeme sitemleri bile gündeme gelmiştir. Sitemde de yerden göğe haklı. O, herkesten önce cesaretle “Ana olsam evladımı bu savaşa göndermem” deyip yargılanırken, mesela Nuray Mert, Yaşar Kemal’i PKK’ya gerilla dedi diye eleştirmekteydi henüz. Bu arada Emine Hanım’ın samimi pozu onun da hepimiz gibi bir Diva hayranı olduğunu gösteriyor.
Şu ana kadar okuduklarınızı İngilizce’ye çevirirseniz Türkiye hakkında “İslamcı AKP” klişeleriyle konuşan Batılı uzmanların kafasındaki devreler yanabilir. Çok da hayırlı olur böyle bir kısa devre…
Hâlâ karanlıktan korkuyormuş numarası yapanların kafasında da belki birkaç ampul yanar.
“Ilımlı İslamcı” Başbakan’ın ülkenin ünlü trans yıldızıyla iftarda sohbet edip, fotoğraf çektirdiği, her iki kişiden birinin muhafazakâr partiye oy verdiği ülkede her 10 kişiden birinin de o büyük yıldızın ayrıldığı eşiyle televizyon canlı yayınında buluşmasına kilitlendiği bir ülkenin vatandaşlarıyız. Türkiye’nin biricikliğinin keyfini çıkarın. Sefamız olsun, hatta ablamız kurban olsun hepimize
http://serbestiyet.com/korkmayin-gerekirse-ablamiz-kurban-olsun-size/
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025