Yıldıray OĞUR
“Başbakanlık Çalışma Ofisi'nin ön ve arka girişlerini gören 87-05 ve 87-09 MOBESE kamera kayıtları ile Başbakanlık Çalışma Ofisi'ne ait 3 (üç) adet güvenlik kamera kaydı...”
Can Dündar ve Erdem Gül için hazırlanan iddianameyi okurken karşımıza çıkan paragrafın devamını da okuyalım:
“24.11.2012 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı (Cumhurbaşkanı) Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile birlikte, İran Meclis Başkanı Ali Laricani ve Suriye Ulusal Konseyi Lideri Muaz El Hatip ile Beşiktaş Çalışma Ofisi'nde yapmış oldukları görüşmelerin takip edilerek güvenlik kamerası görüntülerinin sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü soruşturma dosyasına konulması...”
Aslında paragraf Selam-Tevhid soruşturması hakkındaki iddianameden. Zaten Dündar/Gül iddianamesi o iddianamenin ve MİT tırlarının durdurulması hakkındaki iddianamenin geniş bir özeti ve Can Dündar’ın köşe yazılarından ibaret neredeyse.
İddianamedeki aksaklıklara gelmeden MİT tırları neden Ocak 2014’te 15 gün arayla iki kez durduruldu ve tırlardan çıkan malzemeyle ilgili aynı haber üç kez yapıldı sorularına bir cevap bulmalıyız.
Bunun için de hikâyeyi en başından anlatmamız gerekiyor...
Selam Tevhid (Kudüs Ordusu) soruşturmasını yürütenler herhâlde Laricani’yle Erdoğan ve Fidan’ın görüşmesini onların İran ajanlıklarına delil yapmak için izlediler. Peki aynı gün o görüşmeden sonra Suriyeli muhaliflerin lideri olan Muaz El Hatip’le yaptıkları görüşmeyi nasıl açıklayacaklardı acaba?
Zaten Türkiye’de son beş yılda olan biteni Suriye demeden açıklamak mümkün mü?
Mart 2011’e dönelim...
Suriye’de isyanın başladığı günlere. Türkiye altı ay boyunca Beşar Esad’ı reforma ikna etmeye çalışmış, Batılı müttefikleri gibi temasları kesmemişti.
ABD, Ağustos 2011’de Esad’ı gayrimeşru ilan edip, istifaya çağırmıştı. Batı medyası ve onlara bakarak pozisyon alan içerideki isimler Türkiye’yi hâlâ Esad’la görüştüğü için sert biçimde eleştirmekteydi. http://www.milliyet.com.tr/besar-a-git-diyemiyorsaniz-gel-deyin/dunya/dunyayazardetay/25.04.2011/1381879/default.htm
Ağustos 2011’de Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Şam’da Esad’la yaptığı altı saatlik görüşme, Başbakan Erdoğan’ın telefon diplomasisi de Esad’ı durdurmayınca Türkiye 21 Eylül 2011’de Suriye ile ilişkileri kesti, Suriye’ye karşı koalisyonun içinde yerini aldı.
12 Aralık’ta Fas’ın Marakeş şehrinde toplanan ABD, AB ülkeleri, Türkiye ve Arap ülkelerinin oluşturduğu Suriye’nin Dostları grubunun toplantısından şu radikal karar çıkmıştı:
"Katılımcılar, Ulusal Koalisyon’u Suriye halkının meşru temsilcisi ve Suriye muhalefetinin altında toplandığı çatı örgütü olarak kabul eder... Beşar Esad meşruiyetini yitirmiştir ve sürdürülebilir bir siyasi geçişe olanak sağlamak üzere kenara çekilmelidir."
Artık Suriye’de meşru muhatap Suriyeli muhaliflerse onların askeri olarak desteklenmesi de meşruydu. Suriye muhalefetinin merkezi İstanbul’daydı. Muhalefetin İstanbul’da yerleştiği havaalanına yakın otel aynı zamanda ABD, Türkiye, Katar, Suudi Arabistan istihbaratından yetkililerin içinde yer aldığı Suriye’deki muhaliflere askerî desteğin koordine edildiği askerî operasyonlar merkezine dönüşmüştü.
Daha sonra MOM (Türkçe ‘Müşterek Operasyon Merkezi’nin kısaltması olarak) adını alacak merkezde görev yapan CIA görevlileri, Türkiye’nin güneyindeki otellerde Suriyeli isyancı komutanlarla görüşmeler yapıyordu.
http://www.wsj.com/articles/covert-cia-mission-to-arm-syrian-rebels-goes-awry-1422329582.
Yani 2012 ve 2013 yıllarında Suriyeli muhaliflere askerî yardımda bulunmak gizli saklı, gayrimeşru bir iş değildi. Bu askerî yardımın kimlere yapılacağı, kimlere yapılmayacağı, ne kadar ve hangi türde silahlarla yapılacağı konuları tartışmalı olsa da Suriyeli muhaliflere askerî yardım MOM’un denetiminde yürütülen başta ABD olmak üzere ilgili herkesin haberi olan ortak bir operasyondu.
Böylece Özgür Suriye Ordusu komutanlarının yaşadığı Türkiye http://www.milliyet.com.tr/albay-asaad-besar-esad-a-karsi/siyaset/siyasetyazardetay/07.11.2011/1460090/default.htm, Suriye rejiminin düşman sıralamasında en üst basamağa çıktı.
Haziran 2012’de bir Türk jeti Suriye rejimi tarafından düşürüldü. Ekim 2012’de Akçakale’ye düşen Suriye’nin bir top mermisi beş kişiyi öldürmüştü. 21 Kasım 2012’de Türkiye NATO’dan savunma için Patriot Savunma Sistemi talep etti. İşte 3 gün sonra Aşura törenlerine katılmak bahanesiyle önce Şam’a uğrayıp İstanbul’a gelen İran Meclis Başkanı Laricani’nin gündemi Patriotlara karşı Türkiye’yi ikna etmekti. Herhalde her Batılı başkentin ne konuşulduğunu merak ettiği bir görüşmeydi. Muhtemelen bu yüzden de MOBESE kayıtları Selam-Tevhid örgütü dosyasına konmuştu.
Suriye meselesine hızlı giren ABD’nin, aynı tarihlerde Suriye ve muhalifler hakkında kafası da hızla karışmaya başlamıştı. Özellikle de Nusra grubu yüzünden. Tam o sırada 2012 yazında Nusra’nın Türkiye’den destek bulduğuyla ilgili ABD basınında masabaşı haberler çıkmaya başladı. https://www.washingtonpost.com/world/middle_east/in-syria-group-suspected-of-al-qaeda-links-gaining-prominence-in-war-to-topple-assad/2012/08/19/c7cffd66-ea22-11e1-9ddc-340d5efb1e9c_story.html (Türkiye Nusra’yı 2014 yılında terörist listesine aldı)
ABD’nin Suriyeli muhaliflere bakışındaki şüpheleri esas artıran, hatta Arap Baharı’ndan soğutan ise 11 Eylül 2012’de Libya’daki isyanda muhaliflere yardım etmiş Arabist büyükelçisinin El Kaide’ye yakın bir grup tarafından öldürülmesi oldu.
Bu yeni bir 11 Eylül travmasından sonra Dışişleri Bakanı Hillary Clinton başta ABD’de Suriye meselesinde Türkiye’ye yakın ekip tek tek tasfiye oldu. Sadece kendileri değil, fikirleri de.
Aralık 2012’de ABD Nusra’yı terör örgütü listesine aldı. Şubat 2013’de Obama CIA ve Pentagon’un Suriyeli muhalifleri silahlandırmak planlarına ilk blokajı koydu. http://www.wsj.com/articles/SB10001424127887324906004578290060794022912.
Arap Baharı’ndan korkup vazgeçen ABD, teselliyi başka omuzlarda aramaya başlamıştı. Şubat 2013’te İran’la başlayan gizli görüşmelerde masanın üzerindeki dosyalardan biri de Suriye olacaktı.
Bu arada cephenin en önünde olan ve sürekli muhaliflere verdikleri sözleri tutmayan müttefikleri tarafından yalnız bırakılan Türkiye, 2013 Mayısında önce Akçakale ardından Reyhanlı’da Suriye rejiminin hedefi oldu.
O tarihte Türkiye tarihinin en büyük saldırısı olan Reyhanlı Katliamı sonrasında bir el harekete geçti ve belgeler sızdırılmaya başlandı.
Suriye istihbaratının arkasında olduğuyla ilgili yüzlerce ön bilgi, istihbarat ve takibe rağmen Jandarma’nın Nusra’nın eylem yapabileceği hakkında Reyhanlı’yla ilgisiz bir istihbarat raporu Redhack’e sızdırılıp, katliamı Nusra’nın yaptığı iddia edildi. Ne tuhaftır ki Redhack’n sözcüsü daha sonra polis muhbiri çıktı. http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/24085/RedHack_sozcusu__Polis_muhbiriyim_.html.
Daha da ilginci Redhack’in 2012’nin ortalarında bir FBI’ya çalışan bir hacker’dan yardım aldığının ortaya çıkması olacaktı. http://www.usasabah.com/Guncel/2014/08/14/gezici-redhackin-fbi-baglantisi-ifsa-oldu
Ne tesadüf ki katliamın meydana gelmesinde en ciddi ‘ihmal’ bütün ön istihbaratlara ve uyarılara rağmen katliamı yapan isimleri tutuklamayan Savcı Özcan Şişman’a aitti. Şişman, daha sonra MİT tırları davasının da en önemli figürü olacaktı.
http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/yildiray-ogur/587769.aspx
Hareketlenme devam etti. 30 Mayıs 2013’te bu kez Adana’da sarin gazıyla saldırmaya hazırlanan Nusracıların yakalandığıyla ilgili haberleri çıktı.. http://arsiv.taraf.com.tr/haber-sarin-gaziyla-saldiracaklardi-124895/
Bu arada Esad rejiminin zayıflamasıyla birlikte muhalifleri silahlandırmak için girişimler yeniden hızlanmıştı. MOM devam ederken, bu kez ABD’nin Ürdün üzerinden, Suudi Arabistan’la birlikte muhaliflere silah ve asker göndereceği haberleri medyada yer aldı. http://www.wsj.com/articles/SB10001424127887323419604578569830070537040
Ama Suriye cephesini parçalayan esas gelişme Mısır’da oldu. Temmuz 2013’te meydana gelen Mısır darbesi, Suriye meselesindeki müttefiklerin arasını açtı, ayrışma sahaya da yansıdı.
Ve 21 Ağustos 2013’te Esad rejimi Şam yakınlarında muhaliflerin elindeki Guta’da kimyasal silah kullandı. Gözler 2012 yılında Suriye’de kimyasal silah kullanılmasının askerî müdahale için kırmızı çizgi ilan eden Obama’ya çevrilmişti. Ama Obama topu taca attı, Rusya’yla temaslara başladı. Böylece ABD, Suriye’ye asker indirmeyeceğini ilan ederek, alanı Rusya ve İran’a terk etti.
ABD politikası buradan sonra hızla değişmeye başladı. Obama’nın Suriye politikalarını daha fazla taşıyamayan Suriye özel temsilcileri Robert Ford, Frederic Hof istifa ettiler. Petraus, Panetta, Hagel de Suriye meselesi yüzünden Obama’yla anlaşamayıp görevlerini bıraktı ya da görevden alındılar.
Tasfiyenin sadece Washington’la sınırlı olması yetmiyordu. Obama’nın en yakın adamları tarafından dahi topa tutulduğu yeni pozisyonunu haklı çıkarmak için suçun Suriye konusunda birlikte hareket edilmiş eski müttefiklere atılması gerekiyordu.
2014’ün bahar aylarında MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Suudi İstihbarat Şefi Bandar bin Sultan hakkında ABD basınında terörü destekledikleriyle ilgili peşi sıra haberler çıkmaya başladı.
Obama’ya ve CIA’ye çok yakın bir isim olan David İgnatius, Hakan Fidan’ın İran’a Mossad ajanlarının ismini verdiğini iddia ettiği o meşhur yazıyı yazdı.
Prens Bandar bin Sultan ise doğrudan “teröristlerin prensi” ilan edilmişti. Suudiler bu kampanya karşısında Nisan 2014’te Bandar’ı görevden aldılar.
ABD’nin Suriye’de pozisyon değiştirmesiyle birlikte Türkiye’de de sinyali alanlar harekete geçti.
Eylül 2013’te yine Adana’daki bir savcı, Nusra’nın Türkiye’den sarin gazı malzemesi aldığını iddia eden bir iddianame hazırladı. Haber, Cemaat'e yakın medyada geniş yer aldı. http://arsiv.taraf.com.tr/haber-el-nusra-nin-kimyasal-iliskileri-134892/.
Batı medyasıyla paralel olarak, Türkiye’de Cemaat ve PKK medyasında Türkiye’nin Nusra’yı (daha sonra DAEŞ’i) desteklediği haberleri çıkmaya başladı.
sonraki alametleri iddianameden verelim:
Emre (Emrullah) Uslu'nun 19 Eylül 2013 tarihinde Taraf gazetesinde yayımlanan "El Nusra'yı Kim Destekliyor" başlıklı köşe yazısı,
Fetullah Gülen'in 25 Eylül 2013 tarihinde "din adına işlenen cinayetler" konulu konuşması,
İki gün sonra Zaman gazetesinde bu konuşmanın İslamafobia'ya vurgu yapılarak haberleştirilmesi,
Bir gün sonra Samanyolu Televizyonu'nda yayınlanan "Şefkat Tepe" adlı dizideki "Karar Kurulu" sahnesinde "Türkiye'nin teröre destek veren ülkeler arasına sokulacağı, dünya çapında terör örgütü kabul edilmiş illegal yapılara yardım ettiğinin raporlanıp, uluslararası arenada ciddi bir yalnızlığa itileceği, El Kaide'ye ve illegal İslami radikal terör örgütlerine yardım ediyor algısı oluşturularak yalnızlaştırılacağı" şeklinde diyalogların geçmesi,
Emre (Emrullah) Uslu'nun "Today's Zaman" isimli gazetede yazdığı "Disengaging From Al-Qaeda" başlıklı 06/10/2013 tarihli köşe yazısında; "Türkiye'nin, El Kaide militanlarının Türkiye sınırından Suriye'ye geçmesine göz yumduğunu, hatta bu gruplara MİT'in yardım ettiğini, bazı sivil toplum kuruluşlarının MİT'in El Kaide'ye yaptığı yardımlarda aracı olduğunu" belirtmesi,
STV’deki "Şefkat Tepe" isimli dizinin 12/10/2013 tarihli 21. Bölümündeki "Karanlık Kurul" sahnesinde "Batı düşmanlığı ve radikal dinî gruplarla iş birliği yapıyor imajı tuttu, devam etmeliyiz" şeklinde diyalogların bulunması,
Emre (Emrullah) Uslu'nun Taraf gazetesinde yayımlanan "MİT Haberleri Neden Sızdı, Ne Olur" başlıklı ve 24/10/2013 tarihli köşe yazısında "El Kaide'nin faaliyetlerinin Türkiye üzerinden koordine edildiği konusunda batılılarda ciddi kuşkuların olduğu, MİT'in sistem dışı faaliyetlerinin Türkiye'nin izole olmasına neden olacağı, hatta Türkiye'nin terörü destekleyen devletler arasına sokulabileceği" yazısı...
Yani cemaatin istihbaratçı kadrosu 17 Aralık’tan çok önce ABD’nin Suriye meselesindeki pozisyon değişikliğiyle paralel olarak AK Parti iktidarını Nusra ve DAEŞ’le birlikte göstermeye başlamıştı.
Ve 3 Aralık 2013...
17 Aralık operasyonlarına iki hafta var. İddianameye giren Can Dündar’ın Cumhuriyet’teki yazısından olacakları okuyalım:
“Diyelim ki bir bavul dosyanın depremiyle iktidara geldiniz.
O dosyalar olmasa, yine hükümet olmuştunuz belki, ama iktidar olamazdınız.
Bir bavul dosya, önünüzdeki en büyük engeli temizledi.
İşte öyle koltuğa oturduysanız, -bu meşhur Ankara atasözüne göre- yine bir bavul evrakla koltuktan düşersiniz...”
“Amerikan rüzgârı bu, belli mi olur; gün gelir esintiyi Pensilvanya’dan yana döndürür, Ankara’da ampulleri söndürür.
Şimdilerde Ankara’da çok etkili bir Batılı büyükelçinin, bir eski siyasetçiye “Türkiye’de yakında tarih değişecek, hazırlıklı olun” dediği konuşuluyor...”
Fevkalade bir tahmin! Ama bu tahminin nasıl bu kadar fevkalade olabildiğini, o etkili Batılı büyükelçinin kim olduğunu bilmiyoruz. Çünkü savcı sormamış, izlerin peşinden gitmemiş, iddianameye Can Dündar’ın yazılarını copy paste etmekle yetinmiş.
Yazıdaki "kehanet" gerçekleşti ve 17/25 Aralık operasyonları oldu. Ama istenen olmayınca uzun süredir sinyalleri verilen Suriye üzerinden ocak ayının ilk günü, yeniden harekete geçildi...
…..
MİT tırlarına yeni geldik. Yarın devam edeceğiz...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025