Fehmi KORU
Ülkemizde ekonomik sıkıntı var mı?
Var, hem de nasıl var.
Yaşadığımıza sözlükten bir karşılık aramak gerekirse ‘bir tür bunalım’ diyebiliriz.
İnsanlar kendi milli paraları yerine yabancı paraları tercih ediyor ya da birikimlerini altın olarak değerlendiriyorlar. Bankalardaki millete ait mevduatın yarıdan fazlası yabancı para cinsinden.
Dolar ve Euro’ya olan aşırı talep TL’nin değerinin azalmasına yol açıyor.
Sadece dün bir günde milli paramız dolar karşısında yüzde 4 civarında değer kaybetti. Birkaç aylık değer kaybı yüzde 40’a ulaşmış bulunuyor.
Ekonomi biliminde yaşadığımızın adına ‘devalüasyon’ deniliyor.
Hükümetler devalüasyona ‘bunalım’ dönemlerinde başvurmak zorunda kalıyorlar. Bizde paramızın değerinin yüksek oranda kaybı hükümet kararıyla ve bir günde gerçekleşmediği için olana ‘devalüasyon’ denilemiyor; oysa şu sırada olan tam anlamıyla bu.
Geçmişte birkaç kez devalüasyonlar yaşamış bir ülkeyiz. 24 Ocak kararları (1980) bir devalüasyondu. Bir başka devalüasyon kararı 1994 yılında alındı. Bir diğer devalüasyon da 2001’de Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında dönemin cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in başbakan Bülent Ecevit’e anayasa kitapçığını fırlatması ve Ecevit’in bunu kamuoyu ile paylaşması sonrasında yaşandı.
[Ahmet Necdet Sezer o sırada yaşananları yıllar sonra anlatırken soruna bir başka boyut kazandırdı. Ecevit’e kızgınlığı Anayasa Mahkemesi’nde kapatılma davası görülen -sonradan kapatıldı- Refah Partisi’nin lehine devreye girmesini kendisinden istemesi yüzünden imiş. İki kez Sezer’den bunu talep etmiş Ecevit. MGK’da o gün bu kızgınlıkla anayasa kitapçığını Ecevit’e fırlatmış Sezer.]
Tanıkları daha çok olacağı için sonuncu ekonomik bunalıma biraz yakından bakalım.
Aşağıda okuyacağınız o günle ilgili özeti internet ansiklopedisi Wikipedia’dan aktarıyorum:
“Cumhuriyet tarihinin ekonomik ve siyasi boyutuyla ‘en derin krizlerinden biri’ olarak yorumlanır ve bu yönüyle ‘Kara Çarşamba’ olarak da bilinir. Aynı gün İstanbul Borsası yüzde 14, ertesi gün yüzde 18 değer kaybetti. Gecelik faizler yüzde 760’a, Hazine borçlanma faizi yüzde 144’e kadar yükseldi. 680.000 lira seviyesinde olan Amerikan doları bir hafta içinde 1.000.000 lirayı geçmişti. Kriz sonunda çok sayıda iş yeri kapandı, işsizlik kayda değer oranda yükseldi. 2001 yılı sonunda kamunun faiz harcamaları toplam vergi gelirlerinin yüzde 92,3’üne ulaştı.”
Sanıyorum özette ‘faiz’ sözcüğü dikkatleri çekmiştir.
Bütün devalüasyonlarda ya sebep ya da sonuç olarak varlığı hissedilen unsurlardan biridir ‘faiz’…
Hiçbir devalüasyonun öncesi ve sonrasında hükümetler anayasada o zaman da yer alan ‘olağanüstü hal’ ile ilgili maddeyi hatırlamamış, sorunu çözmek için ekonomi biliminin bilinen yöntemlerine başvurmakla yetinilmiştir.
Örnek olsun diye özetini aktardığım sonuncusunda, iktidar, sorunun çözümünde yardımcı olması için, yurtdışında uluslararası memur olarak Dünya Bankası’nda görevli Kemal Derviş’i ekonominin başına bakan olarak getirmişti.
Ekonomide çalkantılar yaşansa bile sorunların bunalıma dönüşmesine uzun yıllar boyunca izin vermeyen ‘dalgalı kur sistemi’ bugünlere o dönemin armağanıdır.
O dönemde alınan kararlar sonrasında enflasyonun (hayat pahalılığı) kontrol altında tutulabilmesi mümkün oldu. Dalgalı kur önceden yaşanan türden fahiş faizlere de izin vermedi.
Korona günlerinin zorlamasıyla bütün dünyada başgösteren ve kendisini tedarik zincirinin kırılması ve yükselen enflasyon olarak belli eden ekonomik bozulmadan ülkemizin nasibine de benzer sıkıntılar düştü. Tam bu sırada enflasyon yükselirken faizi sıfırlama derdine düşülmesi, sorunu şimdilerde tahammül edilemez boyutlara taşıyıverdi.
Faiz takıntısı ile birbiri ardına yanlış kararlar alınmasaydı, Türkiye de, ekonomik alandaki bozulmayı, şimdilerde bütün gelişmiş ekonomilerde karşılaşıldığı türden sınırlı biçimde, enflasyonun bir parça yükselmesi olarak yaşayabilecekti.
Yanlış kararlar, maalesef, hem TL’nin yabancı paralar ve altın karşısında değerini düşürdü, hem de TL-dolar dengesini koruma amaçlı girişimler yüzünden hazinenin döviz rezervlerini eksiye geçirdi.
Merkez Bankası Para Piyasaları Kurulu’nun yarın yapacağı toplantıdan yeniden faizi indirme kararı çıkması bekleniyor.
Daha önce alınan aynı türden kararlar sonrasında TL değer kaybetmiş, ekonomide ‘bunalım’ görüntüsü kendini belli etmişti..
Bu arada olan da, TL’yi yabancı paralar karşısında koruma amaçlı kullanılan 128 milyar dolarlık rezerve olmuştu.
Para Piyasaları Kurulu toplantısı öncesinde de dört ayrı zamanda 5 milyar dolar aynı amaçla bozduruldu ve yine aynı sonuçla karşılaşıldı: Yabancı paralar ve altın TL karşısında biraz daha değer kazandı.
Benzer bir kararın yarın alınması bu defa da aynı sonucu doğurabilir.
Önceki devalüasyonlarda hiç konuşulmayan ‘olağanüstü hal’ (OHAL) konusunun şimdilerde tedavüle sokulması büyük bir talihsizlik. Anayasada özel bir maddeye sahip (m. 119) OHAL için sayılan gerekçeler arasında ‘ekonomik bunalım’ da bulunuyor. Yasasında ise, OHAL ilanı ile birlikte olağanüstü -bunu ‘radikal’ olarak da okuyabiliriz- pek çok yönteme başvurabilme imkanı sunuluyor.
Böyle bir yola başvurulması elbette mümkün, ancak ekonomik dengeleri bütünüyle yerle bir edebilecek yöntemlerin tercih edilmesi için aklın devre dışı kalması gerekiyor.
Sıkıntılar işte o zaman içinden çıkılması olağanüstü zor bir krize dönüşebilir.
Geçmişte alınan bir dizi yanlış kararla bugünün insanları ekonomik sıkıntılarla baş başa kaldı; şimdi alınacak benzeri bir veya birden fazla yanlış karar ise bundan sonraki nesillerin de geleceğini karartmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Artık olağanüstülüklerden değil bilimden medet umma zamanı geldi.
[Berat Albayrak’ın bakanlıktan ayrılması ardından onun görevine Lütfü Elvan’ın getirilmesi, Merkez Bankası’na faiz baskısını sürdüren Murat Uysal yerine Naci Ağbal’ın başkan olarak atanmasıyla değeri sürekli yükselen doların ilk Para Piyasaları Kurulu kararı sonrasında sert düşüş gösterdiği biliniyor. Albayrak ayrıldığı gün 8.51 TL’den işlem gören dolar, karar sonrasında 7.28 TL’ye düşmüştü.]
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025