Halil BERKTAY
Edhem Eldem’e sorduğum sorular ve aldığım cevaplar henüz bitmedi ve devamında, Enver Paşa’nın 1915 “tasdiknâme”sindeki imzasının neden biraz benzediği ama tam da benzemediği, gene de aslına uymadığı gibi heyecanlı bölümler de var. Ama daha fazla uzamasın diye (ve biraz da, Edhem’in bunları kendisinin çok daha ayrıntılı bir şekilde yazmak isteyebileceğini düşünerek), şimdilik burada kesiyor ve Taner Akçam’ın Louise Shreiber’dan alıp yayınlamasıyla yeni ortaya çıkan ikinci “tasdiknâme”ye ilişkin bir diğer analize Muzaffer Albayrak’ın dün sözünü ettiğim analizine dönüyorum.
Bir kere, şu temel durumu hatırda tutalım: söz konusu belge, kendi içeriğine göre, Torosyan’a bu sefer Romanya cephesindeki kahramanlıkları nedeniyle 21. Kolordu komutanı Abdülkerim Paşa tarafından verilmiş gözüküyor. Oysa bütün önceki “iç kritik”ler ve özellikle Hakan Erdem’in çalışması temelinde, bunun mümkün olmadığını biliyoruz, çünkü 1915’te nerede olmuş olursa olsun, 1917 başlarında Torosyan’ın artık Osmanlı ordusunda olması mümkün değil; ilk 1916’da Amerika’ya gittiği ve o yılın altı ayını Philadelphia’da geçirdiği, başka yollardan (1920’deki ABD girişi sırasında kendi beyanıyla) saptanmış bulunuyor. Abdülkerim Paşa’nın 21. değil 20. Kolordu’ya kumanda ettiği ve 51. Tümen’in işbu 20. Kolordu’nun kuruluşuna katılmadığı (Romanya’da değil Irak’ta olduğu) da önceden, Hakan’ın “iç kritiği” sayesinde öğrenmiş olduklarımız arasında.
Dolayısıyla zaten oluşmuş bir hüküm var ve geriye, “belge”nin yazılış özelliklerinin bu sahtelik hükmünü doğrulayıp doğrulamadığı kalıyor. Tam bu noktada, benim Edhem Eldem’le konuştuğum ama henüz yayınlamadığım günlerde, Tuncay Yılmazer’in www.geliboluyuanlamak.com sitesinde Muzaffer Albayrak’ın da (bundan böyle MA) uzun bir incelemesi çıktı (9 Ocak 2013). Devlet Arşivleri görevlilerinden olduğunu öğrendiğimiz MA’nın elinden, normal çalışma hayatı içinde sayısız Osmanlı belgesi geçiyor olmalı. Buna karşılık öyle gözüküyor ki Hakan Erdem’in kitabını (ve benim oradan yaptığım özetleri) okumamış zira hâlâ (Hakan’ın sadece bir Ermeni ilkokulunda altı yıl okuduğunu ortaya koyduğu) Torosyan’ın gerçekten Harbiye’den mezun olabileceğini; keza, (Hakan 1916’nın altı ayını Philadelphia’da geçirdiğini gösterdiği halde) Romanya cephesinde bulunmuş olabileceğini sanıyor. İmla bozukluklarına ilişkin gözlemleri de Edhem Eldem’inkiler kadar geniş değil; ancak, itâ’nın,tarassud’un ve (kaf yerine kef’le) ferik’in yanlış yazılmasına bakarak, o da bu hatâları “bir kâtibin yapması[nın] neredeyse imkânsız” olduğu ve “bu yazının dönemin [bir] kâtibinin elinden çıkmadığı” sonucuna varıyor.
Ayrıca MA, geniş askerî belge bilgisiyle birçok özgün gözlemde de bulunuyor. Künye bilgileri verilirken, diyor, “Ohan oğlu Serkis Bey Torosyan” denmez; unvan kullanılmadan “Ohan oğlu Serkis Torosyan” denir. Ayrıca, rütbelerde binbaşıdan itibaren ismin sonuna “bey” eklenir; teğmen ve yüzbaşılara ise “efendi” denir. Yazıyı kaleme aldıran kolordu komutanının “bu kuralı bilmemesi düşünülemez.” Osmanlı ordusunda birlik isimleri “Kolordu 21” değil K21, “Fırka 46” değil F46 şeklinde yazılırdı. Ardından, Hakan Erdem ve Edhem Eldem’in de dikkat çektiği bazı noktaları teyid ediyor: 21. değil 20. Kolordu olmalıydı (21. Kolordu bu dönemde Gelibolu’da): 20. Kolordu’da 51. Fırka yoktu (Irak cephesindeydi): “Osmaniye” diye bir nişan nâmevcut. Ama asıl öldürücü darbeler bundan sonra geliyor.
Bir, diyor MA, Torosyan ister 46. Tümen ister 50. Tümen’de olmuş olsun (ki bu, yukarıda belirttiğim gibi, hâlâ orduda ve Romanya’da olmuş olabileceği varsayımına dayanıyor), gene de güya “tasdiknâme”nin verildiği 28 Mayıs 1917’de Abdülkerim Paşa’yla beraber olamazdı, çünkü o tarihte paşa Kudüs’teydi. İki, gene o tarihte henüz ferik (tümgeneral) değil mirliva’ydı (tuğgeneral).
Üç, Abdülkerim Paşa imzasını “kırmızı mürekkepli kalemle atmış” ki, (mor/kırmızı teşhis farkı bir yana) Edhem Eldem’in de hissettirdiği gibi fakat MA’nın net ifadesiyle, “çok nadir görülen kırmızı mürekkeple imza atılması da ayrıca şüphe çekicidir.”
Dört, her şeyin üstüne, belgenin bu imza kısmında, yuvarlak mühür içinde de “Yirmibirinci Kolordu Kumandanı” yazmaktadır. Ama işte bu hiç olmaz. Üç yerde israrla 21. Kolordu deniyor ve biri de mührün kendisi. Paşanın “imzasını attığı bir belgede” kolordusunun isminin üç defa yanlış yazılması “mümkün değildir” ve hele “resmî kolordu mühründe kolordunun isminin yanlış yazılması imkânsızdır.”
Edhem Eldem gibi Muzaffer Albayrak da yazısının sonunda, “bu belge ile yapılmak istenen sahtecilikten başka bir şey değildir” sonucuna varıyor.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURPKK neden Schrödinger'in kedisine benzedi? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünAsker göndermek ya da göndermemek… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkumuş hainler ülkeden kaçıyor! 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇete savaşı mı? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarışın Halklaşması ve Demokratik Toplum Sürecine Çağrı... 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENVe casusluk hikâyesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSarkozy hapiste 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçYoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu? Olur ama… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (2) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMuhalefetin gerçeklikle bağı koparsa… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKronik siyaset bunalımı… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan‘Büyük iddialar, büyük kanıtlar gerektirir’ 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Türk soylu yabancı” mı, “herkes Türktür mü (vatandaş?) daha doğru? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTGöbeklitepe… Urfa İzlenimleri – 2 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDem Parti’ye çullanmanın hafifliği 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yerli ve demokratik çözümün yol haritasını hazırlamalı 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNMadencilik yasasının gölgesinde hasat: Çatalağaç zeytin taşınamaz 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyonlarca dolarlık LPG filosu ve otel zinciriyle Paramount operasyonunun en dikkat çekeni: Şaban K 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERFransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024