Halil BERKTAY
Biliyorsunuz, ben PKK’nın barış umutlarına yan çizip savaş hazırlıklarına girmesini, daha 12 Eylül 2010 anayasa değişikliği referandumu sıralarına dayandırıyorum. Hem bunu, hem 12 Haziran 2013 seçimlerinde aslında barışa değil gerillaya oy istediklerini; belirli bir sol potansiyeli yanlış umut ve vaatlerle alıp şu veya bu bahaneyle “kaçınılmaz” diyecekleri “devrimci halk savaşı”na taşımak niyetinde olduklarını gördüm ve yazdım. “Çözüm çadırları”ndan yıldırım hızıyla ve tam bir emrivakiyle DTK’nın “demokratik özerklik” ilânına gidiş de bunun bir parçasıydı. Bu yüzden, adında emek, barış ve özgürlük gibi hangi güzel sözcükler olursa olsun “blok”a oy vermeyeceğimi açıkladım.
Silâhlı örgütün varlık güvenceleri
Bir miktar saldırıya uğradım elbet. Ama bütün o günübirlik yalanlar çöktü; gerillaya dönüşün çok önceden kararlaştırıldığı anlaşıldı ve haklı çıktım. Şimdiki koşullar farklı, çok daha elverişli. Lâkin o yaşanan ve yazılanları unutmuyorum.
O günden bu yana, PKK’nın neden barıştan kaçtığına çok değinildi. Bir neden olarak, varlığının savaşla özdeşleşmiş olması; artık Kürtlerin hakları ve/ya kurtuluşu değil kendi varlığını sürdürmek uğruna dövüşüyor olması gösterildi. Bu faktör bugün de çok önemli. Nitekim Öcalan’ın Kandil’e mesajları kısmen bu noktaya yönelik. Adeta “fazla güvence” aramalarına karşı; “beni anlamıyorlar” derken bundan yakınıyor. Daha demokratik bir toplumda, herkesin yerinin farklı olacağını görüp buna inanmaya çağırıyor. Bu da benim kafamda, tarihte başka örneklerini de gördüğümüz bir “hareket” ve “nihaî amaç” sorunsalına oturuyor.
Demokrasi ve olağan amaçlar
“Nihaî amaç,” insanlık tarihinde öncelikle iki büyük tektanrıcı dinin vizyonudur. Yahudilikten çok Hıristiyanlık ve Müslümanlık, insanın ruhunu kurtarıp cennete ulaştırmayı öngörür. Bu kültür mirası, seküler politikaya farklı biçimlerde aktarılır. Her siyasî partinin değil, sadece bazılarının bir “nihaî” amacı olur. Olağan demokrasi koşullarında yarışan çoğu siyasî partinin böyle bir teolojisi ve teleolojisi yoktur. Amaçları, bu demokratik düzen içinde kâh muhalefet ederek, kâh iktidara gelip yeni yasalar çıkararak ve ülkeyi yöneterek, hayatın bir veya birkaç alanında (kendilerine göre) daha iyi koşullar yaratmakla sınırlıdır.
Bu, sonsuz bir süreçtir. Varolanın yerine tamamen farklı (piyasasız ve özel mülkiyetsiz, veya toptan milliyetçi [hattâ ırkçı], veya gerçekten köktendinci) bir düzen getirmek gibi bir toplumsal mühendislik projesi söz konusu değildir. Bir adım ötede, tarihin belirli bir yöne doğru aktığı ve böyle köklü bir alternatifin gelecekte kaçınılmaz olarak gerçekleşeceği hiç varsayılmaz. Yeni koşullar à yeni sorunlar à yeni kısmî çözümler à ve sonra gene yeni koşul ve sorunlar döngüsü (isterseniz helezonî yükselişi diyelim), bilinmesi olanaksız bir geleceğe doğru habire tekrarlanır.
Düzen karşıtlıkları ve “nihaî amaç”ları
Diğer bazı siyasal akım ve partiler ise, bazen orta, bazen daha uzun ve hattâ çok uzun vâdeli bir “nihaî” amacın taşıyıcısıdır. Tipik olarak bunlar radikal, düzen karşıtı, anti-sistemik akımlardır. İllâ sosyalist olmaları gerekmez; karşı çıktıkları düzen veya sistemi kapitalizm değil de çok-uluslu bir imparatorluk (Avusturya-Macaristan, Osmanlılar, Rus Çarlığı) veya başka türlü bir “millî esaret boyunduruğu” (Versailles), genel bir çürüme ve dekadans (Weimar), zayıf ve kadınsı bir demokrasi fetişizmi (liberalizm) olarak da tanımlayabilirler. Buradan ister millî, ister Komünist, ister İslâmî ister Nasyonal Sosyalist, çeşitli devrimler (veya devrim özlemleri, platformları, programları) çıkar.
Dolayısıyla bu tür her akım ve/ya parti için, şu veya bu şekilde bir devrim, ulaşılmadıkça rahat edilmemesi gereken bir “nihaî amaç”tır. Düzen içi siyaset sahnesinin, o hareketin hedef kitlesi (dini, ırkı, milleti, cemaati veya [işçi] sınıfı) için, gene o hareketin özlemlerine kısmen uygun iyileşmeler sağlaması yetmez. Asıl önemli olan, siyasetin bizi devrime, arzuladığımız “nihaî” amaca yaklaştırıp yaklaştırmadığıdır.
Her şey, “nihaî” amaca feda
Bu, siyasetle ve demokrasiyle egoist ve dar anlamda faydacı bir ilişkinin kurulması demektir. 19. yüzyılın Liberalleri gibi Muhafazakârları da, ne kadar farklı olurlarsa olsunlar “hukuk devleti”ne saygı konusunda az buçuk hemfikirdirler. 20. yüzyıla geldiğimizde, farklı açılardan da olsa Lenin ve Stalin’in de, Mussolini ve Hitler’in de herhangi bir “hukuk devleti” saygısı söz konusu değildir. Legalite, “nihaî amaç” uğruna “istismar” edilmek için vardır.
Buna, bir tek Marksizm ve/ya Leninizm ve/ya Komünizm örneğinde, tarihin akışının da bizden yana olduğu iddiası eklemlenir. Ve gelecekte tam ve eksiksiz bir kurtuluş, kusursuz bir cennet gibi, büyük dinlerden (Hıristiyanlıktan) alındığı aşikâr bir inanca, bir de “bilimsellik” katar.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları














































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024