Sayın Kılıçdaroğlu; Atatürk milliyetçiliği üzerinde biraz düşünmeniz ve konuya eleştirel yaklaşmanız gerektiğini düşünüyorum. Yoksa size sosyal demokratlık daha uzak, Baykalcılık daha yakın olacak!

Milliyetçilikten hoşlanmam. Milliyetçiliğin her türlüsünün insanlığın başına, barışın başına bela olduğunu düşünürüm.
Milliyetçiliği nasıl tarif ederseniz edin, “Benim milliyetçiliğim seninkinden iyidir” diyerek, ne kadar milliyetçilik güzellemesi yaparsanız yapın bir şey değişmez.
Milliyetçilik beladır!
Tarihin sayfaları milliyetçilik virüsünün, illetinin neden olduğu kepazeliklerle, trajedilerle doludur. Dünün dünyası kadar bugünün dünyası da farklı değildir.
Ben böyle düşünüyorum.
Bu satırları da, Erdoğan’la Kılıçdaroğlu arasında Kürt sorunu çerçevesi içinde geçen milliyetçilik tartışması dolayısıyla yazıyorum.
Erdoğan her türlü milliyetçiliğe eleştirel bakan ve isabetli sayılabilecek bir çıkış yaptı. Buna karşılık Kılıçdaroğlu, “Sıkıysa bunları Rize’de söyle!” dedikten sonra ekledi:
“Biz Atatürk milliyetçisiyiz!”
CHP lideri böyle diyor.
Şimdi bakalım, ‘Atatürk milliyetçiliği’ ne olabilir?
Yıl 1925,
Kürtçe konuşmak yasak!
Şark Islahat Planı (Kanunu):
“Vilayet ve kaza merkezlerinde, hükümet ve belediye dairelerinde ve diğer kuruluşlarda, okullarda, çarşı ve pazarlarda Türkçe’den başka dil kullananlar cezalandırılacaktır.”
Yıl 1930,
Türk olmayan hizmetçi olur!
Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt:
“Benim fikrim ve kanaatim şudur ki, memleketin kendisi Türk’tür. Öz Türk olmayanların Türk vatanında bir hakkı vardır. O da hizmetçi olmaktır, köle olmaktır.”
Yıl 1925,
Kürtleri Türk yapmak!
Meclis Başkanı Abdülhalik Renda’nın Doğu Raporu’ndan:
“Türkçeyi hakim dil haline getirmek... Fırat’ın batısındaki vilayetlerin bir kısmında dağınık vaziyette yerleşmiş olan Kürtleri Türk yapmak...”
Yıl 1926,
Dersim bir çıban!
Mülkiye müfettişi Hamdi Bey’in raporundan:
“Dersim gittikçe Kürtleşiyor. Tehlike büyüyor. Dersim, Cumhuriyet için bir çıbandır. Bu çıban üzerinde kesin bir ameliyat yaparak acı sonuç ihtimali önlenmelidir.”
Yıl 1930,
Irksal haklar...
Başvekil İsmet Paşa’nın 31 Ağustos 1930 tarihli Milliyet’e demeci:
“Bu ülkede sadece Türk ulusu ırksal haklar talep etme hakkına sahiptir. Başka hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur.”
Yıl 1931,
Kürtlük eritilmeli!
Genelkurmay Başkanı Çakmak’ın raporundan:  “Dersim cahildir. Zorunlu iskan uygulanmalıdır. Yüksek memurlara koloni (sömürge) yönetimlerindeki yetkiler verilmeli. Türklük telkini yapılmalı. Kürt kökenli yerli memurlar tümüyle bölgeden çıkarılmalı. Dersimli okşanmakla kazanılmaz. Türk toplumu içinde Kürtlük eritilmelidir.”
Yıl 1932,
Kürt memur casustur!
İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’nın raporundan:
“Kuzey Dersim halkı batıya göç ettirilmelidir. Askeri harekât başlamadan önce tüm silahlar toplanmalıdır. Yerli memurlar, (yani Kürtler) casustur. Dersimlilere kendilerinin aslen Türk olduklarını öğretmek lazımdır.”
Yıl 1935,
Erzincan Kürtleşmesin!
İsmet İnönü raporundan:
“Elazığ, Erzincan, Erzurum gibi büyük merkezlerin Türkleştirilmesi önem arz etmektedir. Bitlis’i bir Türk yuvası ve kalesi halinde tutmalıyız. Erzincan Kürtleşirse, Kürdistan kurulabilir.”
Yıl 1940,
Kürtler Türkleştirilmeli:
CHP raporundan:
“Kürtler Türkleştirilmelidir! Kürt meselesi Türkiye’nin en mühim meselesidir. Asimilasyonun ilk şartı dil öğretmektir.”
Yıl 1961,
Kendilerini Kürt sananlar...
27 Mayıs Darbesi’nin raporu:
“Kendilerini Kürt sananların kökenlerinin Türk olduğu ispatlanarak yayımlanmalıdır. Bölgedeasimilasyon politikalarına hız verilmelidir. Dünya entelektüel muhitine Türkiye’de bir Kürt meselesi olmadığı anlatılmalıdır.”
Yıl 1961,
27 Mayıs Darbesi’nin lideri Orgeneral Cemal Gürsel 1961’de Diyarbakır’da der ki:
“Bu memlekette Kürt yoktur. Kürdüm diyenin yüzüne tükürürüm.” (*)
Uzatmak istemiyorum.
Sayın Kılıçdaroğlu,
Atatürk milliyetçiliği üzerinde biraz  düşünmeniz, konuya eleştirel yaklaşmanız  gerektiğini düşünüyorum.
Yoksa size sosyal demokratlık daha uzak, Baykalcılık daha yakın olacak.
CHP’nin salı günkü grup toplantısının havası ve yaptığınız konuşma yazdırdı bu yazıyı bana.
Tarihin CHP’yi paçalarından çekmesine izin vermeyin!
————————
* Hasan Cemal; Barışa Emanet Olun, Kürt Sorununa Yeni Bakış; Everest Yayınları, 2011, s. 33-36.