Hasan CEMAL
7 Kasım Cumartesi, sabaha karşı
Biden kameraların karşısına çıktı.
Nihai zaferi ilan etmeyen Biden,
"Bu yarışı kazanacağız" dedi.
TSİ 06.50'de konuşan Biden, şunları söyledi:
"Demokrasi işliyor
Bu yarışı, arkamızdaki net
çoğunlukla kazanacağız.
74 milyon Amerikalının oyunu aldık,
bu ABD seçimler tarihindeki en yüksek sayı.
Seçmenlerin çoğu değişimden
yana olduklarını gösterdi:"
Öte yandan Trump,
seçim sonuçlarını kabul etmeye niyeti olmadığını
bir kez daha belli etti.
Trump kabûsu konusunda New York Times'ın
köşe yazarı Roger Cohen'in 6 Kasım tarihli
yazısından bazı bölümleri köşeme alıyorum.
Olgunlaşmamış şarlatan...
Olgunlaşmamış bir şarlatanın
Beyaz Saray’da yalan yağdırdığını,
En ufak bir kanıt bile göstermeden “Yasal oyları saydığınızda
ben kolayca kazanıyorum” dediğini, Pennsylvania, Michigan
ve Georgia’da farklı kazandığını
iddia ettiğini görmek,
bize ABD’nin son dört yıldır
yaşadığı kabûsun
bir hatırlatıcısıydı.
Kabûsa son vermek...
Amerikan halkı, bu kabûsa
son vermiş gibi duruyor.
Bu kabûsta gerçekler öldü,
nezaket hiçe sayıldı,
bilim yok sayıldı,
bölünmüşlük körüklendi
ve Amerika’yı Amerika yapan
fikirler kirletildi.
Bu zorba oyunu
kurallarına göre oynamıyor!
Uğruna çok insanın kanının döküldüğü güzel bir fikir olan demokraside
her oy sayılır; her oy önemlidir. 2016’da böyle oldu.
Başkan Trump Michigan’ı %0.2, Pennsylvania’yı %0.7
ve Wisconsin’ı %0.8 ile kazandı.
2020’nin farkına gelince...
Adam görünümlü bir çocuğun
önündeki oyuncağın alınmasını
kabul edememesi...
Bu zorba oyunu kurallarına göre oynayamıyor ve seçim sürecinin kutsallığını kabullenemiyor.
Trump’ın demokrasiye
darbe girişimi...
Ben bu yazıyı yazarken Joe Biden, ABD’nin 46. Başkanı olacakmış gibi duruyordu.
Oyların tekrar sayılması gerekebilir. Yargıya gidilmesi için başvurular yapılacaktır.
Ancak Trump’ın
demokrasiye darbe girişimine direnilecektir.
ABD, bu küçük adamdan
çok daha büyüktür.
* * *
6 Kasım Cuma uzun bir gündü.
Çalışmaya sabahın köründe, saat 6'ya doğru başladım.
Bütün dikkatler Pennsylvania'daydı.
Biden gün içinde 20 delegesi olan bu eyalette Trump'ı önce yakaladı,
sonra aradaki farkı kapanamayacak şekilde büyüttü,
böylece Beyaz Saray'ın kapısını açmış oldu.
11 delegeli Arizona'da,
16 delegeli Georgia ve
6 delegeli Nevada'da da Trump nal toplamaya devam etti.
Joe Biden bu sonuçlarla "tarih yazmaya" doğru yol alıyordu.
Şu da söylenebilirdi:
"Trump kabusu"nun sona erip Amerikan demokrasisinde
yeni bir sayfanın açılabileceğine dair umutlara zemin oluşuyordu.
Ama bu durum aynı zamanda Trump'ın daha çok çamura yatmasına da,
Amerika'da "kaos"a kapı aralamasına da engel olamayabilirdi.
Trump, hiç bir kanıt göstermeden şaibeli seçim teranesini
herhangi bir inandırıcılıktan yoksun olarak gün boyu sürdürdü.
Yazımın başlığını gün içinde şöyle değiştirdim:
Biden geliyor,
demokrasi düşmanlarının
içini karalar bağlıyor!
Cuma günü sabahın köründe
T24 Dış Haberler Editörü Kaan Kurtuluş'la çalışmaya başladık.
Kaan son durumu özetlerken, ben de not alıyorum.
Biden Beyaz Saray'ın kapısını
çaldıkça, Trump daha çok
çamura yatıyor,
daha çok yalan atıyor.
Trump'ın son açıklamasında
yalan çok fazla sırıtınca,
NBC televizyonu bu kadarı
olmaz deyip yayını yarıda kesti.
Arizona'da Biden yine önde;
fark biraz eridi ama Trump'ın
yetişip geçmesi uzak ihtimal.
Nevada'da oy sayımı durdu
ama Biden farkı kolay
kapanmaz.
Sadece Nevada ve Arizona ile
Biden 270 oluyor,
Başkanlığı kazanıyor.
Biden'ın Pennsylvania'yı
alması da yakın ihtimal, sadece
bu eyaleti alsa iş bitiyor.
Trump açıklama yaparken,
Başkan Yardımcısı Pence
salonda yoktu, bu da dikkat çekti.
NBC'ye konuşan güvenlik
kaynakları, Savunma Bakanı
Esper'in istifa mektubunu
hazırladığını belirttiler.
Biden bir demokrasi açıklaması
daha yaptı:
"Demokrasimizi asla elimizden
alamayacaklar; Amerika
demokrasi için çok savaş verdi,
çok şey yaşadı."
Uzun lafın kısası:
Biden Beyaz Saray'ın kapısına dayanmış durumda,
Trump da çıkmam diye çamura yatıyor.
Bu durum, Amerika'da "kaosun kapısı"nı aralayabilir.
Nitekim Bernie Sanders bu noktaya şu sözleriyle dikkati çekti:
"Bir seçimin meşruiyetinin altını kazımak,
Trump’ın şu an yaptığı ve hatta aylardır yapıyor olduğu gibi,
demagogların demokrasiye olan inancı yok etme
ve bizi otoriterliğe doğru götürmek yoludur."
Bruce Springsteen ve Julia Roberts
Bu arada Julia Roberts'ın Instagram paylaşımı içimi ısıtıyor.
Bruce Springsteen, Sirius Radyo’daki
programında şunları söyledi:
Bu Beyaz Saray’da sanat yok.
Edebiyat yok,
şiir yok,
müzik yok.
Bu Beyaz Saray’da evcil hayvanlar yok:
insanın sadık en iyi dostu yok,
aile kedisi yok.
Başkanlık ailesinin keyifli bir şekilde
dinlendiği anlara dair fotoğraflar yok;
Hawaii’nin sahillerindeki Obamalar yok,
Kennebunkport’ta balık tutan Bushlar yok,
at binen Reagenlar yok,
burunda Amerikan futbolu oynayan Kennedyler yok.
Ülkemiz nereye gitti?
Tüm eğlence, neşe, sevgi ve mutluluğu ifade edişimiz nereye gitti.
Eskiden halkı bölen değil, onu sakinleştiren bir başkana sahiptik.
Şimdi kederli ve neşesiziz.
Amerika’yı ihtişamlı yapan kültürel yanlarını kaybettik.
Büyümüzü,
eğlencemizi,
mutluluğumuzu,
birbirimize verdiğimiz desteği
ve bunu anlamlı kılan ortak insanlık tecrübemizi kaybettik.
O ülkeyi bir kez daha geri kazanmalıyız.
Öğleye doğru,
Kaan Kurtuluş'tan görevi devralan
T24 Dış Haberler Editörü Melis Karaca'dan
bir son dakika haberi:
TSİ 11.00: Joe Biden, Georgia'da Donald Trump ile arayı kapatıyor.
Trump ile Biden arasındaki oy farkı 665'e indi.
Georgia'da 16 Seçmenler Kurulu oyu bulunuyor.
Melis'ten bir son dakika gelişmesi daha:
TSİ 12.30: Georgia'da yeni eklenen oylarla Joe Biden,
Donald Trump'ın önüne geçti.
16 Seçmenler Kurulu oyu olan
Georgia'da Biden, 917 oy önde görünüyor.
Amerika saatiyle sabah 06.27'de,
TSİ 14.27'de bir haber daha geliyor.
Artık soru Biden, Pennsylvania'yı kazanacak mı,
değil, ne zaman kazanacak?
Ve bunun hemen arkasından gelen sorular:
20 delegeli Pennsylvania'yı da alıp
Biden başkalığını sağlama bağlayınca ne olacak?
Dananın kuyruğu kopacak mı?
Yani Trump ne yapacak?
Cengiz Çandar'ın bir tweet'ine gözüm ilişiyor:
Trump’ın basın toplantısını dinledikten sonra:
ABD Başkanı olan bu tehlikeli sosyopatın
4 yıl daha Beyaz Saray’ı işgal etmeyeceğini bilmek
ne büyük bir rahatlama.
Dünyanın dört bir yanındaki iyi insanlar için çok iyi.
Çok sevdiği bütün diktatörler için çok kötü.
Sevgili Cengiz'in bu tweet'ini okuduktan sonra
TSİ 15.50'de yazımın başlığını değiştiriyorum:
Biden geliyor,
demokrasi düşmanlarının
içini karalar bağlıyor!
Son dakika haberi TSİ 16.50'de geliyor:
Biden, 20 delegeli Pennsylvania'da da
Trump'ı 5 bin 587 oy geçti.
Bu farkın büyüyeceği anlaşılıyor,
bu da Biden'ın zaferine bir engel kalmadığını gösteriyor.
Aşağıda, perşembe günkü 5 Kasım 2020 tarihli yazım yer alıyor.
***
Günaydın.
5 Kasım Perşembe.
Trump, kabûsundan kurtuluyoruz galiba.
Dün sabahki yazımın başlığını,
"Trump kâbusu sürüyor!" diye atmıştım.
Bu sabah, öyle anlaşılıyor ki,
Amerika ve dünya bu korkunç kâbustan kurtulacak.
Bu arada, Joe Biden'ın sabaha karşı yaptığı konuşmanın
bir bölümünü yazıma alıyorum.
Çünkü, Biden'ın bu sözlerini demokrasi kültürü
açısından çok önemsiyorum.
Sonuçlar kesinleşince,
ulus olarak birlikte olacağız.
Birbirimizi dinleyeceğiz.
Birbirimize saygı göstereceğiz.
Birbirimizi düşman görmeyeceğiz.
Rakiplerimizi düşman görmeyeceğiz.
Başkan seçilince,
bütün Amerika'nın başkanı olacağım.
Başkanlık bir partiye göre yürütülemez.
Kimse demokrasiyi elimizden alamaz.
Başkanlığım kesinleştiği zaman bu yalnız benim değil,
bizim değil, bütün Amerika'nın zaferi olacak.
Trump'tan sonra Biden'ın bu sözleri gerçekten çok iyi geliyor.
Demokrasinin temel değerlerini hatırlatıyor çünkü.
Aşağıda, çarşamba günkü 4 Kasım 2020 tarihli yazım yer alıyor.
***
Bugün 4 Kasım Çarşamba
Başkan Trump Amerika'da
gece yarısından sonra
televizyon kameralarının
karşısına çıktı ve dört noktayı vurguladı:
Seçimi ben kazandım.
Bu seçim şaibelidir.
Hile yaptılar.
Yüksek Mahkeme'ye gideceğim.
Trump böylece beklenen
"senaryosu"nu uygulamaya başladı.
Bir başka günlük deyişle:
Trump çamura yattı!
Anlaşılan o ki, mahkemede
bitmesi muhtemel seçim sonuçlarının
kesinleşmesi epeyce zaman alacak.
Ve başkanlığı kim kazanırsa kazansın,
kıl payı kazanmış olacak.
Bu da Amerika'da
toplumsal ve siyasal "kutuplaşma"nın
biraz daha keskinleşmesi demek...
Amerika'nın "kaos kapısı"nı aralaması demek...
Amerika'yı yönetmenin biraz daha
çetrefil hâl alması demek...
Ve Amerika'yla birlikte
Avrupa'nın da, "dünya"nın da
hallerinin biraz daha zora girmesi demek...
Oysa beklentiler böyle değildi.
Sandık başı yapılırken
Joe Biden'ın seçimleri silip süpüreceği,
Beyaz Saray yarışında Trump'ı açık ara yeneceği,
Senato'da da çoğunluğu yakalayıp yönetimde
ikiliğe son vereceği öngörülüyordu.
Ama olmadı.
Kafa kafaya bir seçim yaşandı.
Hâlâ da yaşanmakta...
Seçim araştırmaları tıpkı
2016 başkanlık seçimlerindeki gibi
bu kez de yanıldı.
Dört yıl önce de anketler,
Hillary Cilinton'ın büyük seçim zaferini
çok önceden açıklamış
ve Clinton'ın ilk kadın başkan olarak
ve tarih yazarak Beyaz Saray'a gireceğini
alayı valayla ilan etmişlerdi.
Ama çok fena şiştiler.
Bu kez de farklı olmadı.
Bir konunun altını daha çizmek lazım.
Amerikan seçim sisteminin
özellikle seçiciler kurulu uygulamasıyla
ne kadar eskimiş olduğu, eski deyişle
miadını doldurduğu,
azınlığı koruyacağım derken
çoğunluğu nasıl kilitlediği,
demokratik işleyişi nasıl kösteklediği
2020 başkanlık seçimiyle
bir kez daha ortaya çıktı.
Henüz kesinleşmemiş
başkanlık yarışıyla ilgili olarak
birkaç nokta daha vurgulanabilir.
Birincisi:
Biden'ın yetersizliği,
kitleler karşısındaki
pırıltısızlığı...
İkincisi:
Ekonominin Koronavirüs
krizine ağır basması...
Üçüncüsü:
Trump'ın ekonomiye ilişkin
söylemlerinin toplumun
bir kesiminde etkili olmaya
devam etmesi...
Dördüncüsü:
2008 finans krizinin
yol açtığı eşitsizlik
ve yoksulluğun izlerinin
kitlelerde bugün hâlâ
ne kadar belirgin olduğu,
bu yüzden de toplumda
Trump'ın sesine kulakların
hâlâ açık olması gerçeği...

Desen: Selçuk Demirel
Yazın bir kenara:
Joe Biden henüz seçimi kaybetmiş değil.
Ama kazanmış da değil.
Trump kâbusu sürüyor.
Ne yazık öyle.
Acı olan şu:
Amerikan seçmeni oylarının yarısını;
Bir "ırkçı"ya...
Bir "yalancı"ya...
Bir "demokrasi ve
hukuk düşmanı"na...
"Entelektüel" deyince
tüyleri diken diken olan
bir "zır cahil"e,
evet öyle, oylarının
en az yarısını
böyle bir adama,
Trump'a verebiliyor Amerikan halkı...
Gerçekten hazin, acıklı.
Amerikan demokrasisi kötü bir sınav veriyor.
Trump'ın başkanlık koltuğuna oturduğu
8 Kasım 2016 tarihli seçimden sonra
New York'tan gönderdiğim yazının başlığı şöyleydi:
Hem Amerika hem dünya için
korkunç bir başkan!
Başkan Trump'la dünya,
artık çok daha tehlikeli...
Bu başlığı yazıma dört yıl önce atarken
nasıl bir hayal kırıklığı yaşadığımı da belirtmiştim.
Bugün de pek farklı duygular içinde değilim.
Çünkü Trump kâbusu bitmiş değil.
Ama bu pilav daha çok su kaldırır!
Bitmedi, daha çok yazacağız
3 Kasım Amerikan
başkanlık seçimleri hakkında...
Kim kazanırsa kazansın!
Yazımı yazdıktan sonra,
sevgili dost, değerli diplomat
Mehmet Ali Bayar’dan
aşağıdaki not geldi.
Yazıma aynen ekliyorum:
Kim kazanırsa kazansın,
bölünmüş, çözümsüz ve kültürel
ayrışma içindeki Amerika’da
Amerikan rüyasının sonu gelir.
Hukuktan ekonomiye, sosyal
gelişmeden özgürlüklere kadar
farklı köşelere savrulan
Amerikan toplumunun
"ileri demokrasi"
standartlarına ulaşması
ciddi dönüşümleri
ve karşı tepkileri gerektirecek.
Sessiz çoğunluk saklandığı
yerden çıktı ve sesini çıkardı.
Amerika’nın dünyaya en kapalı kesimleri,
ırkçı, yabancı düşmanlığı ve
ekonomik milliyetçilik reflekslerine sığındı.
Exit poll’lar ekonomiyi bir numaralı
unsur gösteriyor.
Corona üçüncü sırada.
İkincisi önemli:
Irk sorunları.
Yani hem liberaller, hem sağcılar
ırkı sorun görüyorlar.
Adaylarda aranan
bir numaralı unsur da
“güçlü adam” arayışı...
Trump güç projeksiyonu yaptı.
Eğer Corona olmasaydı zaten
ekonomiden dolayı açık ara alırdı.
Amerikan halkı cebine girenin
ve işsizliğin hesabını iyi yapıyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024