Mehmet TIRAŞ
Yazıya başlamadan elimde kağıt kalem gazeteleri okuyor not alıyorum,ilkdikkatimi çeken Erdoğan’ın güney ve doğu illerinde 40’a yakın insanın ölümü üstüne olayları yorumlaması,her zaman olduğu gibi yandaş medyanın övgüsü ile öne çıkmış vaziyette burada bir sürpriz yok.Yine Erdoğan Cumhurbaşkanlığı üzerine etmiş olduğu tarafsız olacağı üzerine namus ve şeref sözünü unutmuş olacakki;Başbakan gibi aklına ne gelirse parti grubunda konuşur gibi, il il dolaşarak meydanlarda miting düzenliyor, dakikalarca konuşmalar yapıyor,yemekli toplantılara katılıyor yine orada da yasaların sıfatına elvermediği halde anayasal suç işleyerek devam ediyor,mitinglere katılımcılar AKP’liler ama sadece ellerinde AKP bayrağı yok yalnızca Türk bayrağı ve Erdoğan’ın posterlerivar.Tabi bu mitingleri ve meydanda toplanan kalabalığı AKP teşkilatının oluşturduğu ise bir vaka.. Yine IŞİD neyse PKK’da bizim için o diyerek meydanları coşturuyor ama terör örgütü dediğin kişi ve örgütleriyle niye görüşüyorsun diye,meydandan ve yandaş medyadan bir ses çıkmıyor?
39 kişinin ölümünün tek sebebinin HDP’lilere bağlıyor sanki kendisi iktidar değil de muhalefette kalmış bir siyasetçi sanar dinleyenleyenler tanımasa.
Gündemde öne çıkanlardan birisi de aylardır konuşulan HSYK seçimleri var gazetelerde ama havuz medyasının ağzı kulağına değiyor sevinç içindeler, son kalede düştü,zafer bizimdir gibi haberler birinci sayfadan manşet yapılmış.
Erdoğan,Kobaniye destek eylemlerinden çıkan çatışmalarda ölen 39 kişinin nasıl öldüğünden çok her zaman yaptığını yapmaya devam ediyor; Gezi olaylarında gündeme getirdiği konuyu yine dile getirmiş;başörtülü bacılarıma saldırdılar bu Vandallar daha da ileri gidip her sakallıyı IŞİD’li suçlayıp dövdüler sakallarını yoldular, kamu binalarını,ambülansları okulları yaktılar, yıktılar yağmaladılar diye Gezi olaylarındaki söylemini çağrıştırıyordu.Cami de içki içtiler,kutsal mekanımıza ayakkabılarıyla girdiler, bebeği kucağında başörtülü bacıma saldırdılar sözlerini hatırlattı bize yine iftira yine hakaret yalandan ve iftiradan kim ölmüş.
Bu olaylarda devletin güvenlik güçleriyle Kobani halkına destek verenlerle karşı karşıya gelmesi kadar doğal bir şey yok; burada dikkatle üstünde durulması gereken HÜDA-PAR üyeleri ile HDP’lileirn karşı karşıya gelerek silahlı çatışmaya girmesi ve polisin bu olaylarda müdahale etmemesi,bir de Gaziantep’teki iki karşı grubun birbirinesilahlı,sopalı ve bıçaklı saldırıların polisin gözünün önünde olması ve sonuçta burada 4 kişinin ölmesi;derin devlet görevine döndü gibi bir çağrışımda yaptırmıyor değil..Amahavuz medyasının ve onun tetikçi yazarlarınınbuna değinmemesi ve ayrıntıya bakmaması, sadece hedefe HDP’lileri alması bir görev talimatı olsa gerek. Çünkü Erdoğan’daHDP’yi suçlu ilan ediyor ya.
Bir başka dikkat çeken ama pek medyanın,siyasetçinin ve gözlemcilerin gözünden kaçan, o da bu olaylarda ;yakılan marketlerin ve dükkanların yağmalanmasıydı. Benim bildiğin ve hatırladığım kadarı ile bu bizde ilk defa oluyor marketler ve dükkanların yağmalanması.. Toplumsal olaylarda bizde böyle bir şey olmazdı, biz bunları Güney Amerika ülkelerinde olan toplumsal olaylarda ve sokak çatışmalarında market yağmalarını görürdük.
Medyanın gündemine aldığı bir başka haber ise ölüm haberiydi; o da 1990-94 yıllarında Genelkurmay Başkanlığı yapmış Tansu Çillerin başbakanlık yaptığı dönemdeGüney Doğu ve doğu Anadolu’yu kapsayan illerde olağan üstü hal bölgesini alev topuna çeviren, köyleri yakan-boşaltan, yargısızinfazların, gözaltı kayıpların ve faili meçhul cinayetlerin olağan hale geldiği,Kürt iş adamlarını ölüm listesinin çıkartıldığı,kaçırılarak öldürüldüğü,Kürt kökenli bürokratların Ankara’da infaz edilmeleri,DEP’li milletvekillerin parlamentodan apar topar polis arabalarına zorla bindirilerek direk ceza evlerine konulmalarının yapıldığı bir sürecin ve kılıcının iki tarafı kesen Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Doğan Güreş’in ölüm haberiydi.
Doğan Güreş’in ölümü üzerine biraz değil çok fazla durmak gerekir diye düşünüyorum, hatırlatma babında bir fikri takip yapacağım, çok uzun bir hikayesi var ama kısaca özetlemeye çalışayım.
Doğan Güreş’in ölüm bana 25 Mart 1994 günü Şırnak’ınKuşkonar veKocagılı köylerindeyaşayan 38Kürt vatandaşın savaş uçaklarıyla öldürülmesi, 13 kişinin yaralanmasından sonra yaptığı açıklamayı hatırlattı: “Uçaklardaki kayışların gevşemesi nedeniyle bombalar yanlışlıkla 38 köylünün üzerine düşmüş”diye toplumu alay edercesine zihinsel engellinin bile inanamayacağı açıklaması aklıma geldi.
Başka bir saçma sapan açıklamayı ise dönemin Başbakanı Tansu çiller bu katliam üzerineyaptı:”önce PKK’nın uçakları bombaladı dedi.. Ardından dış güçlerin uçakları saldırmış dedi, bu haber inandırıcı gelmeyince 150 PKK’lı öldürüldü dediler; ölen PKK’lıların cesetleri sorulunca, PKK’lılar kaçırdı demeleri” kara bir mizah dönemiydi.Bu davayı 38 kişinin yakınları AİHM mahkemesinetaşıdıve yargılama sonunda AHİM, devleti 38 kişinin yakınlarına 2 milyon 305 bin euro tazminat ödemeye mahkum etti ve devletin kendi vatandaşının katili olduğunu da belgelemiş oldu.
Güreş, döneminbaşbakanı Tansu çiller için ‘o tak diye emreder ben de şak diye yaparım” demesininkarşılığında Kilis ilinden iki dönem milletvekilliğiyle ödüllendirildi.
Doğan Güreş dönemini aratmayan manzaraları ve uygulamalara döndük dersek abartmamış oluruz ;8 Ekim 2014 eylemlerinde 39 kişinin ölümlerinden ortaya çıkan sonuçlar; Bingöl’de iki polis şefini öldürdüğü iddiasıyla 4 PKK’lının yargısız infazla ortadan kaldırılması ve bir kişinin de kaybolması 1990-94 yıllarının görüntüleri hafızalarımızda canlandırdı.
Hükümetin pardon Erdoğan’ınaçıklamaları yeni yasalar çıkartarak güvenlik güçlerine daha fazla yetki verilecek demesi,HSYK seçim sonuçları Erdoğan’ın ve ekibinin iştahını açmış gibi görünüyor.
Bu antidemokratik uygulamalar Türkiye’ de özgürlükler,sosyal ve siyasal gelişmelerin AB üyesi ülkelerle değil de, İran ile karşılaştırılması ise,sandıktan çıkmanın demokrasi getirmediğini ve faşizme doğru yol alındığını göstermiyor mu?
Bingöl’de iki polis şefinin ölümü üzerine yargısız infazla öldürülen 4 PKK’lının ölümü oyuncak Başbakanın anında güvenlik güçlerimiz misliyle cezasını verdi demesi, ülkenin hukuk devletinden hızla uzaklaştığını gösteriyordu.
Bakanlar kurulu başkanının bu açıklamalarına 14 Ekim 2014 Tarihli star gazetesindeki köşesinden,Eser Karakaşhaklı olarak çok sert eleştiri getirerek şöyle diyordu:
“Yürütmenin,disiplin suçları dışında,ceza verdiği ve bu cezayı uyguladığı ülkelere hukuk devleti denemez,söz konusu kişiler elleri kanlı hain teröristler bile olsa” diyerek tepkisini ortaya koyuyordu.
Benim medya taramamda 14 Ekim2014 tarihli Bugün Gazetesinde Doğu Ergil’in yazısı ışık gibi gözüme çarptı.
Ergil,İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin 2015 Akademik yılı açılışında yaptığı konuşmayla bizim ne durumda olduğumuzu karşılaştırıyordu bir akademisyen olarak.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani üniversitelere çağrıda bulunarak bakın ne diyor: ” Üniversitedeki baskılar yeniliklerin önünü tıkıyor ve dalkavukluğu artırıyor..Gereksiz kısıtlamalar hoşgörüyü engeller,yetkin ve dürüst bireylerin akademiden ayrışmasına neden olur..Hoşgörü olmadan ülke idare etmekte mümkün değildir..İnsanların kendilerini ifade etmelerine izin verelim.”
Ruhani,Törende öğrenci temsilcilerinin konuşturulmamasını da eleştirmiş.
Geldiğimiz yeri görüyorsunuz değil mi,İran devlet başkanı da seçimle geldi, Erdoğan’da, kim daha demokrat eğer sandık her şeyi belirliyorsa, bu soru ve gelişmeler havuz medyasının tetikçi mensuplarının dikkatini çeker mi?
Yazıyı, çok karamsar olmasam da bir kuşkumu açıkça belirterek bitirmek istiyorum; Erdoğan’ın Orta doğu politikasının öngörüsüzlüğü ve içerideki sorunları çözememesi, yasaklarabaş vurarak askeri ve polisiye tedbirlerle önlem alması, darbecilerin yolunu seçmiş olmuyor mu? Bu da darbecilerin yaptıklarını haklı çıkartır anlamına gelir ki çok tehlikeli bir yol olduğu unutulmamalı, bu gidişat; Mısır’da yapılan darbe öncesinin sürecinin hatırlatıyor...Dileriz böyle bir şey yaşamayız ama..
Din,mezhep ve ırk üzerinden politikalarınızı belirler olursanız, bunun sonucunu bilmek için kain olmaya da gerek yok
Erdoğan, hala darbecilerin yaptığı 82 anayasasıyla ülkeyi yönettiğini aklından çıkartmasın.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları













































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025