Mümtazer TÜRKÖNE
Yolsuzluk fırtınası, İktidar’ın tahkimatlarını yerle yeksan etti. Demokratik süreçler yavaş işlediği için, vaziyetin idrak edilmesi zaman alıyor.
Güç ve şevketin pırıltısı parlamaya devam ettiği için savaşın kaybedildiğini fark edemeyen “yakın çevre”yi müsamaha ile karşılamalıyız. “Savaş” tabirini, iktidar kanadının stratejisini yansıttığı için kullanıyoruz. Yoksa bataklığı oluşturan kendileri; bir düşman üretip ona sarılarak kurtulmak için çırpınırken yani savaşırken daha hızlı batıyorlar.
Toz-duman arasında batan nesnenin, Türkiye’nin yaklaşık yarım asırlık Siyasal İslâm projesi olduğu kolay fark edilmiyor. Ortaya çıkanlardan ilki şu: “Siyaset” ve “İslâm”dan meydana gelen bu terkip, “İslâm’ın siyaseti” değil, “siyasetin İslâm’ı”; yani bir iktidar projesi imiş. İslâm toplumlarında ilk defa yaşanan ve kader tayin edici bir tecrübe olduğu için, yaşadıklarımızdan çok önemli sonuçlar çıkacak. Devlet İslâm’ı ile sivil İslâm arasında zorlu bir karşılaşma sürüyor. Devlet katındaki İslâm Hükümet ile birlikte pek parlak durumda değil.
Türkiye’de İslam’ı referans alan iki gelenek birbirine paralel, ama farklı kulvarlarda ilerledi. Millî Görüş’te tecessüm eden, mevcut hukuk kuralları ve demokratik rekabet araçları ile devlet iktidarını ele geçirmek, 12 yıldır süren AK Parti iktidarının başardığı Siyasal İslâm stratejisi idi. Demokrasiyle birlikte ortaya çıkan bu nevzuhur ana akımın paralelinde, devletin dışında ve uzağında kalarak kendini koruyan köklü bir sivil İslâm geleneği bulunuyordu. Bu tarihî gelenek sanayi toplumuna özgü kitle eğitimi gibi modern araçları kullanarak çağa ayak uydurdu ve yeni toplumsal ihtiyaçlara tatmin edici cevaplar verdi. Risale-i Nur ve peşinden Gülen Hareketi geleneksel tarikat ve cemaat geleneğinin üzerine kapitalist toplumun sivil araçlarını ekleyerek yaygınlık ve derinlik kazandı. Birbirine paralel iki ayrı kanalda ilerleyen bu iki farklı ana akım birinin diğerini asimile etmeye kalkması üzerine çatışmaya başladı. Kim? Tabii ki, devletin devasa iktidar araçlarını ele geçirmiş olan Siyasal İslâm; yani AK Parti iktidarı. AK Parti-Cemaat kavgası, boydan boya Siyasal İslâm-Sivil İslam çatışmasından ibaret. Hatırlayalım, çatışma yüce devlet katından gelen ve sivil alanı yok etmeyi amaçlayan dershane tartışmasıyla başlamadı mı?
AK Parti iktidarının özellikle üçüncü dönemi, devlet içinde rakip kalmadığı için Siyasal İslâm’ın her alanda hükümranlığına vesile oldu. Devlet tekelinde sürdürülen din eğitiminin genişlemesi ve sivil İslam geleneğini temsil eden tarikat ve cemaatlerin artık Hükümet’e destek vermek üzere ortak bildiri metni kaleme alır hale gelmesi Siyasal İslâm’ın “Devlet İslam’ı” haline gelmesinin, dolayısıyla sivil alanın devletleşmesinin önemli göstergeleri. Bugün kamuoyuna yolsuzluk olarak akseden olayların (bakanların bireysel rüşvet iddiaları dışında) önemlice bir kısmı, bu devletleştirme işinin finansman boyutunu içine alıyor. Devletleştirme parayla olur. Kamu ihaleleri ve kent rantı gibi devlet gücü ile oluşan devasa fonun amacı bu devletleştirmenin finansmanı olmalı.
İktidardaki siyasal İslam eliyle sivil İslam’ın devletleştirilmesi teşebbüsüne sadece Gülen Cemaati direnebildi. Sonuç? Siyasal İslam’ın devletleştirme projesi boydan boya çöktü. AK Parti iktidarı bu çöküntünün altından hasar durumunu bile tespit edemeden çıkmaya çalışıyor.
İdeolojiler de bu fani dünyada parasız adım atamıyor. Siyasetin finansmanı gibi, siyasal İslâm’ın devlet kaynaklarıyla finansmanı da çok esaslı bir suistimal sorunu. Türkiye 17 Aralık’tan bu yana basit bir yolsuzluk sorununu tartışmıyor, fetvalarla meşrulaştırılan devlet rantı ile siyasal İslâm’ın iktidar tekeli oluşturmasını sorguluyoruz.
İslâmcı kalemlerin meseleye yolsuzluk değil de bir iktidar sorunu olarak bakmaları bu yüzden tutarlı. Yolsuzluk soruşturması ile doğrudan siyasal İslâm projesi çöküyor; geriye sağlam bir miras değil sadece elli yılın boşa giden emekleri kalıyor.
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025