Mümtazer TÜRKÖNE
“Ey İslâm davetçileri, ölüm tutkunu olunuz ki size hayat bağışlansın.” Bu cümle, Abdullah Azzam’ın vasiyetinden alınma.
Şeyh Abdullah Yusuf Azzam (1941-1989), aslen Filistinli bir fıkıh doktoru. Bugün adından sıkça söz ettiren el Kaide, IŞİD, Nusra gibi Cihatçı Selefî örgütlerin “aziz” mertebesine yükselttikleri bir isim. “Afgan cihadı” hakkında yazdığı kitap, Seyyid Kutub’un meşhur “Yoldaki İşaretler”i ile aynı ihtiramı görüyor. IŞİD’e dünyanın her yerinden gelen gençlerin ezberledikleri, kanlarını kaynatan, ölmeye ve öldürmeye sürükleyen zemberek bu kitabın içinde mevcut keskin bir ideolojiyi damardan zerkediyor. Temel anahtar yukarıdaki cümlede geçen “ölüm tutkusu”. “Ölüm tutkusu” hem ölmeyi hem de öldürmeyi içeriyor. Karşılığında bağışlanan hayat ise herhalde bu dünyadaki hayat değil. İşin özü, şayet Müslüman iseniz, yapmanız gereken tek şey var: Elinize silahı alıp savaşmak. Ne için, nasıl, kime karşı, hangi amaçla gibi soruların hiçbir anlamı yok. Azzam’ın verdiği hüküm kesin: “Elinde tüfek bulunmadan Allah-u Teâlâ’ya kavuşan herkesin Allah’la günahkâr olarak karşılaşacağını görüyorum.” Devamı şöyle geliyor: “Artık ey Müslümanlar sizin hayatınız cihaddır. Hedefiniz cihaddır. Var oluşunuz, akıbetiniz cihad ile alakalıdır. Ey davetçiler, sizler silahlarınızı omuzlamadıkça, Tağutların mülkünü, kâfir ve zalimlerin mülkünü darmadağın etmedikçe, sizin hiçbir değeriniz yoktur. Cihadsız, savaşsız, kansız, sakatsız, Allah’ın dininin muzaffer olacağını zanneden kimseler bu dinin tabiatını idrak etmeyen kimselerdir. Onlar vehme kapılmışlardır. Davetçilerin heybeti, davetin şevketi ve Müslümanların izzeti savaşsız olamaz.”
İnsanı ölüme sürükleyen keskin ideolojik metinlerin hepsi, Azzam’ın bu retorik metni gibi duygulara seslenir. Bir Cihatçı’nın “Ölmem veya öldürmem ne işe yarayacak?” sorusunu sorması bile günah sayılır. Ondan istenen tek şey, elde silah ölmesi veya öldürmesidir. Çok fazla şey bilmenize gerek yok; Kur’ân’ı ve Allah’ın emirlerini sadece Tevbe Sûresi beşinci ayet ile sınırlamanız yeterli: “Haram ayları çıktıktan sonra, müşrikleri nerede bulursanız öldürün...”
İslamcı veya Cihatçı olmanız gerekmiyor; benim gibi gençliğini keskin ideolojik çatışmaların içinde geçiren nesil için bu retorik çok tanıdık olmalı. Ölümü yeteri kadar yüceltip, her şeyin sebebi ve gayesi haline getirdikten sonra savunduğunuz fikirlerin de pek fazla önemi kalmıyor. Ölüm, simsiyah yüzüyle her yeri kaplıyor; boşluk bırakmadan her soruya cevap veriyor. Biraz zaman geçip, birkaç “şehid” veya “aziz” edinme imkânı bulursanız geri kalan bütün boşlukları onların destansı hikâyeleri kapatmaya yetiyor. Azzam’ın yazdıklarına asıl gücünü veren de, zaten bir “şehid” olması.
Rehine sorunu çözüldükten sonra, zihnimiz ve kalemimiz üzerindeki rehin de kalkmış oldu. Türkiye ve tabii bölgemiz daha yıllar boyu devam edecek bir şiddet tehdidi ile karşı karşıya. Bu tehdidi yakından tanımak ve çare üretmek zorundayız. Harcıâlem genellemelerle, kısır politik çekişmelerle harcanmayacak bir dikkat ve birikim gerekiyor. İslâm dünyasındaki şiddet neden Selefîliğin taban tuttuğu yerlerde yükseliyor? Bu kadar basit, sade ve düz bir İslâm yorumu, sadece silaha ve şiddete tapan daracık bir iman anlayışı neden bu kadar kolay taraftar buluyor? İslâm dünyasının çağlar boyu özenerek geliştirdiği medeniyet neden hiçbir işe yaramıyor?
IŞİD, ezilmiş ve umutsuz kitlelerin inancını silahla doğrultup, oradan bir devlete ulaşmaya çalışıyor. Mukayeseleri objektif esaslara dayandırmalıyız. AK Parti’nin ideolojisi ve kadroları ile IŞİD arasında bağ kuranlar kılı kırk yarmalı. IŞİD, silahlı bir din yorumundan devlet çıkartıyor; bizde ise din Kemalistlerden intikal eden araçlarla devletleştiriliyor. Devletleştirilmiş din, Selefi terörle baş edebilir mi? Ölümü yüceltenlere karşı, sulhu ve birlikte yaşamayı yücelten ve üstelik tarih boyunca kendini kanıtlamış bir yoruma ihtiyacımız var. Bu yorumu yükseltecek Sivil İslâm, devletin gadri altında ezilirken bu şiddet salgını ile nasıl baş edeceğiz?
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025