Mümtazer TÜRKÖNE
Tam 20 sene olmuş. Bugünkü Cumhurbaşkanı’nın ülke nezdindeki siyasî kariyeri, 1994’te İstanbul’a belediye başkanı olmasıyla başlamıştı. Daha başkan olur olmaz ilk işi, Gökkafes adı verilen ucubeye engel olmak için eylemlerini sürdüren sivil toplum örgütlerini desteklemekti.
Bazen samimi çoğu zaman siyasî tarafgirlikle soranlar oluyor: “Ne değişti de Erdoğan’a muhalefet ediyorsunuz?” Dolmabahçe’nin üstünde yükselen Gökkafes’in az ötesinden Kuzey’e doğru Boğaz sırtlarında sıralanan ucubeler ormanı, nelerin değiştiğini göstermek için yeterli değil mi? Değişen kim dersiniz?
İktidar yolculuğu uzun ve meşakkatli bir yolculuk. Politika zor bir iş ve politikacı her zaman gücün peşinde. Bu uzun yolculuk boyunca şartlara ve rakiplerine göre kendini yeniden kurguluyor. Siyasetin sath-ı mailine göre denge noktasını, kişiliğini, fikirlerini değiştiriyor; vaktin icaplarına bukalemun gibi uyum sağlıyor.12 yıl fasılasız devam eden bir iktidarı ve iktidar sahiplerini ilk gün durdukları yerde aramak safça bir tutum. Nitekim arasanız da o bıraktığınız yerde kimseyi bulamazsınız.
Mesele kişilerle ve kişiliklerle açıklanabilecek kadar basit değil. Sıradan siyasetçilerin hiçbiri önüne gelen güç fırsatını geri çevirmez. Güç ele geçirilecek, her seferinde “istemem yan cebime koy” denecek. Gücün şehveti ile yoldan çıkanlar, etrafındaki propaganda makinesini işletip suret-i haktan görünecek. İstisnalar, tarihe yön veren büyük liderlerdir; ancak demokrasiler sıradan insanların yönetimi olduğu için sıradan insanları lider koltuğuna oturtur.
Gücü kontrol edeceksiniz ve denetleyeceksiniz. Kendi haline bırakırsanız, yalan suyun mecrasını bulması gibi bir engelle karşılaşana kadar uygun bulduğu her yere yayılma istidadı gösterir. İktidarı sandıkla belirliyorsanız, kişilere değil sisteme ve kurallara güveneceksiniz; yoksa seçimle gelen bir tiranın XIV. Louis’nin “devlet benim” demesi gibi, “millî irade benim” saçmalığına muhatap olursunuz. İtiraz edenle karşılaşmayınca kendi söylediği yalana inanmaya başlayan siyasetçinin “millî irade benim şahsımda tecessüm ediyor” düşüncesi, kerameti kendinde menkul bir hikmete dönüşür ve o iradeyi teslim eden halkın zamanla hiçbir değeri kalmaz. Engelle karşılaşmayan iktidar gücü ölümlü dünyada siyasetle meşgul her faniyi baştan çıkartır.
Erdoğan çok uzun zamandır baştan çıkmış durumda. Yine de meseleyi onun kişiliğine indirgeyenler, çareyi yanlış yerde arayacaktır. Gücün kötüye kullanımını engelleyecek yegâne çare, iktidarın sınırlanmasıdır. Demokrasiler iktidarı sandıktan çıkan çoğunluğa teslim ederken, asıl bu iktidarı dengeleyecek ve denetleyecek denetim mekanizmaları oluşturur. İdarenin bütün eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olması, çoğunluğun çıkardığı yasaların anayasal denetimi ve bütün bu denetimlerin işlemesini sağlayan bağımsız yargı, meşrû iktidarın asıl temelidir. Bir iktidar denetlenebiliyorsa meşrûdur. “Millî irade benim” diyen, bu iddiasını neye dayandırırsa dayandırsın bir zorbadan ibarettir.
Siyasî alanda karşılaştığınız sorunların sebebini kişilerin mizacında ararsanız çareyi hiçbir zaman bulamazsınız. Daha ahlaklı, daha güvenilir, daha dürüst bir politikacı? Ne zaman yoldan çıkacağını, ne zaman sözlerini unutacağını, ne zaman bambaşka bir kişiliğe bürüneceğini nereden bileceksiniz? Kişilere değil kurallara güveneceksiniz. İktidar yolculuğunda her menzilde farklı bir iktidar duruşu görülür. İktidar insani baştan çıkartır, mutlak iktidar mutlaka çıkartır. Kurallara ihtiyacınız var; bu kuralların iktidarı emanet ettiğiniz kişilerin yoldan çıkmasını engellemesi lazım.
Dünyayı yeniden keşfetmenize gerek yok. Gücü ayırmak ve denge-fren mekanizmaları kurmak, iktidarın kötüye kullanımını engelleyecek en etkili çare. Bağımsız yargıya ihtiyacımız var. Yargı alanındaki her gündem, doğrudan bizim temel hak ve özgürlüklerimizi ilgilendiriyor. On aydır Türkiye’de yargı işlemiyor, bu yüzden kimse iktidarın zulmünden emin olamıyor. Anayasa Mahkemesi’nin torba yasa içinden iptal ettiği maddeler, dikkat ederseniz hep yargı denetimine dair. İktidar yargı denetiminden kaçıyor, yargı kovalıyor. HSYK seçimlerinde bu gerilim yaşanıyor. Bu kaçma-kovalama hali iktidar yolculuğunun bugünkü serencamını, yani yozlaşmayı özetliyor.
Hayırlı bayramlar. [email protected]
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025