Serdar KAYA
Kuzey Irak’ın özerkleştiği 1990’larda, Türkiye’de çok sayıda insan bu gelişmeyi tedirginlikle karşılamıştı. Ancak yaşananlarda Türkiye’nin Kürt sorunu adına bir çözüm ışığı görenler de az değildi. Şöyle ki, madem artık Kürtlerin de bir devleti oluyordu, Türkiye’deki Kürtler çok istiyorlarsa oraya gidebilirlerdi. Kürt sorunu da böylece –yani Kürtlerden kurtulmak suretiyle– kökünden çözülmüş olurdu.
Milliyetçiliğin anlam dünyası
Milliyetçilik, insan ile üzerinde yaşadığı toprak arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlar. Şöyle ki, her insanın, doğup büyüdüğü (ya da bir tarihten sonra yaşamaya başladığı) memleketi ile arasında çeşitli sosyal, kültürel, psikolojik ve ekonomik bağlar vardır. Milliyetçilik, kişiye bütün bu bağlarını ikinci plana atmasını ve herşeyi öncelikle etnik ve siyasi bir çerçeve içinde anlamlandırmasını telkin eder. Bu tasavvura göre, dünya, farklı parçalara bölünmüş olan, sınırları belli topraklardan ibarettir. Ulus-devletlerin hâkimiyetindeki bu toprak parçalarının her biri üzerinde farklı bir etnik grup yaşamaktadır. Bizi biz yapan şey (yani kimliğimiz) ise, herşeyden önce, bu etnik aidiyet üzerinden anlam kazanır.
Bu yaklaşım, halkları milletlere, memleketleri vatanlara, azınlıkları ise yabancılara dönüştürür. Bu çerçevede, kişinin önceden (sözgelimi) köyünden ibaret olan memleketinin sınırları, ulus-devletin hâkimiyet alanı ile çizilen çok daha geniş bir toprak parçasını kapsayacak şekilde genişler. İnsanların ilgili toprakları hiç görmemiş (ya da görmeyecek) olmaları önemli değildir.
Milliyetçilik, buna ek olarak, memleket sevgisini bireysel olmaktan çıkararak kolektifleştirir. Ancak bundan kasıt, sınırlar dâhilindeki herkesin birbirine kenetlenerek bir diğerinin memleketini sevmesi değildir. Aslolan, milletin hep birlikte haritaya bakması ve sınırları çizilmiş olan toprak parçasını sanki tek parça ve homojen bir satıhmışçasına sevmesidir. (Sınırlar dâhilindeki bir toprağı sevmek için orada birilerinin yaşıyor olması da gerekmez. Vatanın herhangi bir yeri, sırf havası, suyu ya da taşı, toprağı için sevilebilir.)
Bir örnekle izah etmek gerekirse, Türkiye özelinde, Edirne’den Ardahan’a dek uzanan her karış toprak Türk milleti için vatandır. Yunanistan ile Türkiye arasında doğal bir sınır işlevi gören Meriç Nehri’nin öbür yakası ise, (orada da Türkler yaşıyor olsa da) vatan değildir –çünkü Yunanlara aittir. Dünyanın her yerinde aynı durum geçerlidir. Her vatan, aynı zamanda (ve öncelikle) orada yaşayan hâkim milletin yurdudur.
İnsanlara göre devlet değil, devlete göre millet
1990’larda Kürtleri Irak Kürdistanı’na göndermek suretiyle Türkiye’nin Kürt sorununu çözebileceğini düşünenler, böyle bir anlam dünyasının içinden konuşuyorlardı. Bu dünyaya göre, Türkiye Türklerindi. Kürtler ise, ülkedeki hâkim kimliğin Türk kimliği olduğunu bilmek ve kendilerini mümkün mertebe bu kimlikle uyumlu hale getirmek durumundaydı. Mesela (o yıllardaki hâkim görüşe göre) Kürtçe konuşmaları doğru olmazdı. Böyle bir şey ülkeyi bölerdi.
Buradaki bölünme kaygısı, her toprak parçasını belli bir etnisite ile eşleştirmenin bir sonucu. Dahası, bu kalıplarla düşünüldüğünde, bir toprak parçası üzerinde iki etnik kimliğin varolması, gerçekten de bölünmeye kapı açan bir durum. Dolayısıyla, Kürtleri Irak Kürdistanı’na göndermek rastgele dile getirilmiş bir argüman değil. Bu argüman, kendi içinde tutarlı bir düşünce dünyasında anlam buluyor. Bu dünyanın değerlerine göre, Türklerin Türkiye’de, Kürtlerin ise Irak Kürdistanı’nda yaşamalarının eşyanın tabiatına daha uygun olduğu dahi söylenebilir. Sözü edilen Kürtlerin “memleket”lerinin nerede olduğu ise, bu noktada çok fazla önem arz etmez.
Sonsöz
Milliyetçilik Türkiye’ye Batı’ya nazaran biraz daha geç geldiği gibi, haddinden uzun da kaldı. Batı’da artık insanlık suçu olarak kabul edilen uygulamaların Türkiye’de halen normal addediliyor olması, bunun bir sonucu. Bu insanlık suçlarından biri de, bir topluluğu (sırf hasbelkader taşıdığı bir kimlikten ötürü) güdülecek bir hayvan sürüsü gibi görmek ve gerekli görüldüğünde bir yerden diğerine nakletmeye kalkmak.
Türkiye’nin siyasi geleneği bu gibi “çözüm”lere pek yabancı değil. Peki, Türkiye’de devlet ileride gerek uluslararası hukukun bağlayıcılığı, gerekse ülkede hukukun üstünlüğünün yerleşmesi nedeniyle (sözgelimi) Kürtleri kimliklerinden ötürü ülkenin batısından doğusuna ya da doğusundan Kuzey Irak’a süremez hale gelirse ne olacak? Bu durum, milliyetçiliğin Türkiye’nin sadece doğusunu değil, batısını da bölebileceği anlamına geliyor. (Önümüzdeki pazar, konunun bu yönünü ele alacağım.)
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyasette kim kiminle yürür? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli tavır mı koydu? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya medyasına bıraksanız… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolToplu iğne hikayesi 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRSavcı ‘İngiliz casusu’ olmakla suçluyor! Yöneticisi olduğu şirkete siber güvenlik ihalesi verildi 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt çözümüne neden olumlu bakmalı? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHaram paranın faizi helal midir? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMami, IKE ve Hüseyin-1 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî casusluk suçu 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Fırsata Sahip Çıkalım... 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye üstündeki baskı artar mı? 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın son açıklaması: Süreç devam ediyor, ama nasıl ? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBürokrasi, tarımın gerisinde kaldı 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2019
17.06.2018
6.04.2015
23.03.2015
16.03.2015
20.01.2015
15.01.2015
17.11.2014
1.10.2014
12.08.2014