Ahmet ALTAN
Askerî vesayetin bitişi ne zaman başladı sizce?
Bence, iktidarlarının “bin yıl süreceğini” sandıkları bir körlüğe kapıldıkları 28 Şubat’ta başladı.
Rakipsiz bir iktidara, sonsuz bir güce sahip olduklarına inandıklarında düşüşleri de başlamış oldu.
Her istediklerini yapabiliyorlardı.
Herkes karşılarında eğiliyordu.
Bütün medyayı denetimlerine almışlardı.
Devletin kasasıyla birlikte bütün imkânları emirlerindeydi.
Ne söylerlerse hemen oluyordu.
İstedikleri insana iftira atabiliyorlar, andıçlayabiliyorlar, hedef gösterebiliyorlardı.
Bu mutlak iktidar gözlerini kör etti.
Çıldırttı onları.
Dün bizim gazetenin manşetine taşıdığı Mehmet Ali Birand’ın ifadesinde söylediği gibi kendilerini“tanrı” sanmaya başladılar.
Genelkurmay Başkanı’na bir gazetecinin “faks çekmesi” bile büyük bir başkaldırı, büyük bir günah gibi geliyordu onlara.
Bu dehşet verici körlük içinde karşılarında nasıl bir öfke, nasıl bir tepki, nasıl bir acı biriktirdiklerini hiç fark edemediler.
Fark ettiklerinde de aldırmadılar, ezebileceklerine inandılar.
Ve, askerî vesayetin bitişine giden yolu kendi elleriyle açtılar.
Birisi onlara o günlerde, “askerî vesayetin bitişini kendilerinin başlattığını” söyleseydi, gülerlerdi.
Böyle mutlak iktidarları, yaptıkları haksızlıkların toplumda oluşturduğu acılı birikimin bitirdiğini hiçbir zaman anlayamadılar.
Yaşadıkları dönem “sonsuzmuş” gibi geldi onlara.
Genelkurmay Başkanı’na “Allah” diyebilen bu delirmişlik onların her şeyi ve herkesi küçümsemesine yol açtı.
Bu arada kendilerini iktidara getiren “askerî gücü” de küçümsediler.
Ordu, onlar için sadece onları iktidarda tutacak bir aletti.
O sırada dünyadaki değişimi, orduların ve silahların değişim sürecini, yeni stratejilerin oluştuğunu, modern ordularda insan sayısının azalıp teknolojinin arttığını algılayamadılar.
Kendi işleriyle ilgilenmiyorlardı çünkü.
Kadınların ve genç kızların “başörtüsü” onlar için daha önemliydi, “laikliği korumak” bahanesiyle“başörtüsü yasağını” dindarları aşağılamak için kullanıyorlardı, “aşağılayabilmenin” onlarda yarattığı haz, onlara verdiği iktidar tatmini askerlikten de, laiklikten de, demokrasiden de daha önemliydi.
Eğitimle oynuyorlar, insanların dinî eğitim alabilmelerini yasaklayabilmek, kendi istedikleri türden beyin yıkayıcı bir eğitimi geçerli kılmak için bin türlü dalavere çeviriyorlardı.
Özellikle aydınlara karşı inanılmaz bir kompleksleri vardı, dindarlarla birlikte aydınları da ezerek bu komplekslerini yatıştırmaya uğraşıyorlardı.
Her türlü muhalif ses, ne kadar cılız olursa olsun, onları öfkeden delirtmeye yetiyordu, tek tek gazetelere telefon edip, yazarları işten atmaları için talimatlar veriyorlardı.
Bugün hapisteler.
Onlarla işbirliği yapanlar korkudan titriyor.
Hesabı verilmemiş günahlar bir bir ortaya çıkıyor.
Elde de gerçekten askerlik yapıp yapamayacağı belirsiz bir ordu kaldı.
Ordunun hantal yapısını değiştirmedikleri için askerî birliklerin hareketliliği çok kısıtlı.
Lale Kemal’in dün ayrıntılı biçimde yazdığı gibi eldeki silah envanterinin askerî amaçları mı karşıladığı yoksa generallerinin gösterişçiliğinin sonucu mu olduğu belirsiz.
Bu ülkenin halkı orduyla ilgili gerçekleri hâlâ bütün ayrıntılarıyla bilmiyor ama “yabancı” devletler her şeyi biliyor.
Gerçekleri sadece burada yaşayan insanlar bilmediği, buna karşılık bütün dünya bildiği için içerideki bütün övünmelere, hamasi nutuklara, babalanmalara karşın Türkiye’nin ordusundan çekinen pek bir kimse yok.
İsrail rahatça gemimizi basabiliyor.
Suriye uçağımızı düşürüyor.
İran “pişman olursunuz” diye gözdağı veriyor.
Kendi iç karışıklıklarını daha yeni yeni çözümlemeye çalışan Irak “çek buradan askerlerini” diyor.
Batılılar, “şu ordunuzu daha önce modernleştirseydiniz iyi olurdu” diye nazikçe uyarıyor.
Bütün komşularıyla düşman olan ama hiçbir komşusunda saygı uyandırmayan bir ülke konumundayız.
Neye yaradı 28 Şubat’ta yaşananlar?
Darbeci generallerin yetmişli yaşlarında hapishaneleri doldurmasından, hukukun kadük kalmasından, demokrasinin gelişememesinden ve ordunun çağdışı bir yapıya kilitlenmesinden başka?
28 Şubat’ın generalleri kendi iktidar açlıklarını tatmin etmeye kalkışmak yerine mesleklerinin gereğini yerine getirseydi, zorunlu askerliği kaldırsaydı, orduyu küçültüp teknolojiyi arttırsaydı, demokrasiye saygı gösterseydi, ne generaller hapse girer, ne de ordu komşuları tarafından böylesine küçümsenen bir ordu olurdu.
“Mutlak iktidar” tehlikelidir.
İnsanı körleştirir, ülkeyi zebun eder.
Bugün mutlak iktidara heves edenler, iktidarları hiç bitmeyecek sananlar, basına baskı uygulayanlar, devleti kendi malı görenler, 28 Şubatçıların macerasını iyi incelesin.
Aynı yoldan geçenler, aynı yere varırlar çünkü.
[email protected]
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018