Ahmet TAŞGETİREN
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, "Türkiye'nin ekonomiyle teslim alınmasına rıza göstermedik, göstermeyeceğiz. 15 Temmuz'un devamı olarak gördüğümüz bir badireyi daha geride bırakacağız" dedi.
Belli ki sayın Cumhurbaşkanının zihninden ekonomi çıkmıyor. Ve belli ki ekonominin sıkıntılı bir yapıda olduğu gerçeğini görmezden gelemiyor.
Ne yapıyor?
Vatandaşın içinde bulunduğu yangının siyasi bir bedele dönüşmesini önlemeye çalışıyor.
Geliştirdiği ve tüm kadroların kullanmasını arzuladığı söylemlerden birisi, “Dünyada da benzeri sıkıntılar yaşanıyor, hatta pek çok gelişmiş Batı ülkesi bizden daha kötü durumda” şeklinde.
Bir ara “Orada raflar boş, bizde bereket yağıyor” söylemi geliştirilmişti, ancak bunun inandırıcılığı çabuk sönmüş olmalı ki, şimdi “Dünyada da benzeri sıkıntılar yaşanıyor”la yetiniliyor.
15 Temmuz dolayısıyla kurduğu yukardaki cümle, seçim sath-ı mailinde “Dış düşman” temasının da devreye sokulacağını ortaya koyuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın diğer ortağı Bahçeli, “Beka sorunu” ekseninde “Dış düşman” temasını hiçbir zaman bırakmış değil. Siyaseten onun işe yaradığı düşüncesi iki liderin ana yaklaşımı halinde.
Bu temayı, dış politikada ve güvenlik operasyonları çerçevesinde kullanmak toplumun bu konulara duyarlı kesimlerini bir yerde tutabiliyor.
Ancak ekonomideki savrulma, iktidar taraftarları dahil herkesi vuran yapısı ile her şeyin, özellikle de iktidarın iş yapma tarzının sorgulandığı bir alan haline geldiği için, bir yerde iktidarı çaresizlikler sarmalı içine düşürüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu son söylemi ile yaşanan ekonomik savrulmayı “Türkiye’nin ekonomiyle teslim alınma”sı olarak gösteriyor, bunun “15 Temmuz’un devamı” niteliğinde olduğuna işaret ediyor, “15 Temmuz’a teslim olmadığımız gibi buna da teslim olmayacağız” diyor.
Belli ki bu açık bir hamaset söylemi.
Buradan “dışardan birileri içerde 15 Temmuz’da askerlerden bir kısmını harekete geçirdiği gibi, ekonomide de kimilerini devreye sokuyor ve mevcut ekonomik krizin şartlarını oluşturuyor” sonucunun çıkmasını istiyor.
Ekonomide etkili olup kriz ortamı yaratacak boyutta operasyon çeken “İçerden birileri” kim ola ki?
Cumhurbaşkanından daha etkin,
Ekonomi ve Maliye Bakanından, Merkez Bankasından, BDDK’dan, devletin tüm ekonomik birimlerinden daha etkin iç güç…
Daha doğrusu, “Dışarı” ile bağlantılı iç güç kim olabilir?
Bizim bildiğimiz ya da tüm iş dünyası ve ekonomi çevrelerinin bildiği şu ki, iktidar “Dışarı”dan para bulmaya çalışıyor. Körfez’in, İngiltere’deki finans çevrelerinin, zaman zaman Çin’in kapısını çalıyor. Amerika ile yapılan görüşmelerin bir boyutu bile, “Dış finansman” alanının “Güven sorunu”nu aşmak ile ilgili.
CDS kısaltması ile bilinen “Risk primi” dış borçlanma arayışımızla bağlantılı ve Türkiye’nin borç ödemesindeki risk 900 puanlara yükselmiş durumda. Bu “Güven riski” 15 Temmuz’un arkasındaki güçler tarafından mı oluşturuldu? FETÖ bütün dünyada Türkiye’nin risk primini yükseltecek bir etkinliğe mi sahip?
Ahmet Davutoğlu AK Parti’nin bir dönem Başbakanlığını yaptı.
Ali Babacan uzunca bir dönem AK Parti iktidarında Ekonomi bakanlığı yaptı.
Onlar “iflasa gidiyor ülke, bu işin şakası yok, paranız olsa bile alacak mal bulunamayacak günler gelir, tedbir alın” diye feryat ediyor. Bunlar, sırf muhalefet olsun diye bu çığlığı atmayacak kadar namuslu insanlar.
Prof. Dr. Selva Demiralp. Bir bilim insanı. Risk priminin artışında çok açık biçimde “Politika hataları”na işaret ediyor. Şu cümleler ona ait:
“Borçların çevrilememesine dair çok önemli bir uyarı niteliği taşıyan CDS göstergesinin ulaştığı tehlikeli seviyeyi çok ciddiye almak ve en kısa zamanda dünyaca kabul görmüş politikalarla (ve tüm dünyada olduğu gibi) enflasyon problemini öncelik haline getirmek gerekiyor.
Denenmemiş ve literatürde karşılığı olmayan politikalarla daha fazla zaman kaybetmemeliyiz. İçinde bulunduğumuz krizden çıkmanın başka bir yolu yok.”
Selva Demiralp’in de “mandacılığı” falan yok.
Bence 15 Temmuz’u böyle zeminlerde kullanmak o zeminin kahramanları tarafından bile 15 Temmuz’u araçsallaştırmak gibi okunacaktır.
Hayatın yalanladığı politikaları, 15 Temmuz’a bağlı hamaset söylemi kurtarmaz. Aksine 15 Temmuz enflasyonist politikalara kurban edilmiş olur. Benden söylemesi.
Yazarlar
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
18.09.2025
16.09.2025
9.09.2025
7.09.2025
5.09.2025
4.09.2025
29.08.2025
26.08.2025
24.08.2025