Akın ÖZÇER
İnsan Hakları Haftası dolayısıyla düzenlenen panel vesilesiyle geçen hafta sonu Urfa’daydım. Geçmişi neolitik döneme kadar uzanan bu tarihî kente ilk kez ayak basıyordum ama bu kadar kısa bir zaman dilimi içinde görmem gereken yerlerin hepsine gidemeyecektim. Öyle de oldu. Sadece, insanların dilek tuttuktan sonra büyük umutlarla attıkları yemleri kapmak için suyun yüzeyine üşüşen “kutsal” balıklarıyla ünlü Balıklı Göl’ü ve geleneksel mimari dokusu ve daracık sokaklarıyla buradan çok uzaktaki tarihî kentleri çağrıştıran Eski Şehir’i görebildim. Arzu ettiğim hâlde zaman darlığından gidemediğim Cilalı Taş döneminden kalma en eski tapınaklardan birinin bulunduğu Göbeklitepe Höyüğü’nün öyküsünü de benimle birlikte panelin konuşmacılarından olan Pelin Batu’nun köşesinde yayımladığı güzel yazılardan öğrendim.
Bazen gittiğimiz yörelerin ruhunu özümsemek için her köşesini görmek gerekmiyor. İnsan yerelde her zaman evrenselin parçacıklarını buluyor, orada sanki yıllardır yaşıyormuş izlenimi edinebiliyor. Çünkü yerelde karşılaştığı her şey yaşamın izlerini taşıyor. Irkı, dini, dili, cinsiyeti, kültürü ne denli farklı olursa olsun, insanların paylaştığı en değerli şey olan yaşamın...
Mardin’de olduğu gibi, Eski Urfa sokaklarında yürürken bir ara Toledo’yu anımsadım, uzaklarda bir yer olsa da... Sadece Arap etkisini yansıtan o daracık sokakları nedeniyle değil, aynı zamanda çokkültürlülüğü, Müslüman, Hıristiyan, Musevi kültürlerini yüzyıllar boyu harmanlamış oldukları için de benzettim bu iki kenti birbirine. Ve insan haklarıyla ilgili bir paneli, farklılıkları yaşamın ortak potasında eriten bu kentte düzenlemenin ne kadar isabetli olduğunu düşündüm.
Baro başkanı ve arkadaşlarının davet ettikleri otantik sıra gecesi kentle ilgili bu izlenimlerimi güçlendirdi. Yazın sıcaklığın 40 derece üzerinde seyrettiği bir kentte, tüm evler için “hayat” olan avlulara açılan odalarda yemeği, şiir ve müzikle birleştiren bir geleneği soğuk bir kış gecesi yaşadık. Geçmişi İbrahim Peygamber dönemine dayanan çiğköfte başta olmak üzere zengin mutfağının özgün yemek ve mezelerinden tattık, içkilerimizi yudumlayarak...
Tuhaf belki ama oda geleneği yine İspanya’yı çağrıştırdı bana. Yaz mevsimini Urfa gibi sıcak geçirenİberia Yarımadası’nın güney kesiminde sıkça rastlanılan eski Endülüs’ün mimari mirası avluya açılan yapılar nedeniyle değil. Urfalıların “frenk” dediği domates ağırlıklı “bostana” salatası ile Endülüs kökenli soğuk “gazpacho” çorbası damak tadı olarak birbirine benzediği için de değil.
Sıra gecesinin müzikli sofra kültürü yörenin olduğu kadar evrenselin ruhunu da yansıtıyor gibi geldi bana. Bir utla kavalın eşlik ettiği ve genelde udinin seslendirdiği ezgileri benim gibi bilmeyen konuklar da vardı sofrada. Bu nedenle eşlik edemedik zaman, zaman, koro hâlinde söylenen, aşk, sevgi, yalnızlık, nefret gibi insana özgü duyguları dile getiren ezgilere.
Ama işte bana İspanya’yı çağrıştıran da buydu aslında. Dinlediğim türden olmasa da, sözlerini bilmesem de, fiilen Urfa’da olsam da, o ezgiler aynı sofra kültürüne sahip İspanya’ya götürdü beni. Duvarları çini kaplı mahzendeki sofrada oturmuş, hep birlikte şarkı söylerken buldum kendimi. Odada Tatlıses’in türküleri çağrılıyordu belki ama kulaklarıma yansıyan Latin ezgileriydi. Türkiye’den İspanya’nın yereline, yıllar öncesine geçmiştim ama evrenseldi şarkılarda işlenen temalar. İnsanlar birbirine benziyordu çünkü. O kadar benziyordu ki küçücük farklılıkları da olmasa yaşam böylesine renkli görünmeyecekti bizlere belki de...
Yazarlar
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025
18.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023