Ali BAYRAMOĞLU
Askeri alana ilişkin düzenlemeler ve muhtemel sonuçlarını tartışmayı bir gün erteleyip, Ferhat Sarıkaya'nın itiraflarına değinmekte yarar var.
Şemdinli olayları 2005'in Kasım'ında, AK Parti iktidarının 3. yılında yaşandı. Şemdinli'de bir kitabevi bombalanmış, 1 kişi ölmüş, 3 kişi yaralanmış, kaçan ve halk tarafından yakalanınca asker oldukları anlaşılan kişilere suçüstü yapılmıştı. Yakalananlara ait araçtan 3 kalaşnikof, 10 şarjör, bomba malzemesi, polis ve asker teçhizatı, saldırı planları çıkmıştı. “JİTEM'e suçüstü yaptık” diyordu Şemdinli ahalisi. Bir süre sonra dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'ın, yakalanan askerlerden Ali Kaya'yla ilgili olarak “tanırım iyi çocuktur” demesi tartışmaları ileri bir boyuta taşıyacaktı...
Şemdinli'nin ilk perdesi böyle yaşandı.
Mart 2006'da ise ikinci perde açıldı.
Ferhat Sarıkaya isimli bir savcı, 7 Mart 2006 tarihinde, Genelkurmay Başkanlığı tarafından suç duyurusuyla karşılanan bir iddianameyle ortaya çıktı. Ordu şemasına ve emir-komuta zincirine dayanarak, Şemdinli olayında Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'ı hedefe koyan bu iddianame sığ ve hukuk mantığından uzaktı.
10 yıl önce, 8 Mart 2006'da (“Krizin diğer yüzü”) şunları yazmıştım:
“İddianamenin Org. Büyükanıt'a ilişkin bölümünün bir kısmı kanaatlerden, şahit bile olmayan üçüncü şahıs ifadelerinden oluşuyor. Diğer kısmı ise adeta bir siyasi analiz makalesi ya da köşe yazısı gibi (...) İnsan anlamakta zorlanıyor, hukuk her şeyden önce usule ve kanıta dayanır, yorum, siyasi tahlil ve duyum üzerine oturmaz. Bu ülke bu tür çok iddianameye tanık oldu (...) Bu iddianameler, Türk hukuk tarihine yüz kızartıcı siyasi vesikalar olarak geçecektir.”
Bugün Sarıkaya'nın itiraflarından, bu skandalın arkasında da Gülencilerin olduğu anlaşılıyor.
Bu itiraflar Gülen cemaatinin devlet içinde varlık ve eylemlerinin, gerek zamana yayılma gerek niyet açısından AK Parti'yle mücadele ve siyasi iktidarı devirme hedefinin ötesinde, ne denli derin bir niyet ve organizasyona sahip olduğunu ortaya koyuyor.
Ayrıca, Gülen cemaatinin tasfiye, yıkma, bozma hedefli yargı hamlelerinde nasıl hareket ettiğini gösteriyor: Açık suç dosyalarına unsurlar eklemek, onları kullanarak, arkasına saklanarak hedef şaşırmak ve yok etmek...
Şemdinli hadisesinden açık örnek var mı?
İddianame çıplak bir “Gülen gerçeği”...
Ancak Şemdinli olayları da bir “resmi eylem gerçeği”...
8 Mart 2006 tarihli o yazıda bu durumu şöyle dile getirmiştim:
“Şemdinli olaylarıyla ilgili bulgular, iddianamenin Büyükanıt kısmının baskısı ve gölgesi altında kalmıştır. Başka bir ifadeyle Büyükanıt'la ilgili iddiaların içerik açısından hafifliği ve biçim açısından keyfiliği diğer iddia ve bulguları da öyleymiş gibi bir görüntüye kavuşturmuştur. JİTEM, Cem Ersever, Ali Kaya ve arkadaşlarının faaliyetleri, bunların askeri birimlerle organik ilişkisi (...) bir siyasi kurgu araçları görüntüsü kazanmıştır... İki yön birbirine karışmıştır... Büyükanıt'la ilgili suçlamalar ile Şemdinli meselesini birbirinden ayrı değerlendirmeyi bilmek gerekir...”
Bugün de benzer bir durumla karşı karşıya değil miyiz?
Doğruları arar, siyasi tavır alır ve analiz yaparken toptancı davranmaya devam ediyoruz. “Tek doğru” ya da “tek yanlış” mantığını sürdürüyoruz. Cemaatin el attığı her dosyayı ak görüyoruz. Ergenekon, Balyoz gibi dosyaların suç oluşturan yönleri ile bu davaların cemaat tarafından kirletilmesi ve kullanılması halini, darbeye soyunan kimi askerleri ile cemaatin hedefi olan mağdur sanıklarını birbirine karıştırıyoruz.
Ne var ki, hiçbir şey sadece aklar ve karalardan oluşmuyor.
Bugün başta ulusalcı kesim olmak üzere mutlak aklama ve karalama çabalarının, küçük hesaplaşma arayışlarının karşılığı yok.
Tarih böyle yazılmıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025