Ali BAYRAMOĞLU
Siyasetin, Türk siyasetinin iki öyküsü var.
İlki öykü değişime, insan hakları çıtasının seviyesine, hak ve özgürlüklerin karnesine bağlı olarak seyrediyor. Bunun içinde laiklik meselesi, Kürt sorunu, Alevi hakları, sivilleşme, bireysel ve kültürel haklar, adalet mekanizması gibi konular bulunuyor.
İkinci öykü iktidar hallerine, iktidar mücadelesine, siyasi yelpazeye, istikrar meselelerine işaret ediyor. Bu öykü de, devlet içindeki kutuplaşmaları, açık ya da gizli iktidar kavgalarını, iktidar ittifaklarını, bunlara ilişkin hesap ve hamleler gibi hususları barındırıyor
Bu iki öykü doğal olarak sık sık iç içe geçer, birbirlerini etkilerler.
Örneğin Özel Yetkili Mahkemeler'in kaldırılması, özel yetkili savcıların yetkilerinin sınırlanması, en önemlisi İstanbul Adliyesi'nde kemikleşen 78 kişilik özel yetkili savcı ve hakim yapısının elden geçirilmesi demokratik anlamda bir düzeltmeye ve düzelmeye işaret eder. Adalet, özgürlükler ve haklar açısından çıtanın yükselmesini ifade eder.
Ancak açıktır ki, bu gelişmeler aynı zamanda kendine has stratejiye sahip otonomlaşmış bir yapının gücünün kırılması ve eylem alanının daraltılması hamleleridir.
Evet, iki öykü iç içedir, buna şüphe yok...
Bununla birlikte her birinin pisti de farklıdır.
Nitekim sadece iç iktidar kavgaları değil, iktidar halleri açısından da ikinci öykünün, gitgide önem kazanacağı bir dönemdeyiz...
Bu pistteki gelişmeler "2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri" ekseninde yaşanıyor ve yaşanacak.
2014 seçimleri sadece Çankaya'ya kimin çıkacağını belirlemeyecek, Cumhurbaşkanı'nın halk oyuyla seçilecek olması, açık ara egemen lider görüntüsünde olan Tayyip Erdoğan'ın adaylağının neredeyse kesin hale gelmesi, "Çankaya'nın hükümet ve siyasal sistemi üzerinde yeni ağırlığı sorusu"nu beraberinde getirecek...
Bu durum aynı zamanda AK Parti için kendi bünyesinde yaşanacak dönüşüm açısından önemlidir, AK Parti'nin kendi içinde yaşayacağı dönüşüm, şekli ve aktörleriyle Türkiye açısından önemlidir.
Görünen odur ki, ülke lider merkezli bir rejim değişikliğine doğru ilerlemektedir. Parlamenter sistemden, üstelik bu sistemin özü değişmeden, fiili bir başkanlık düzenine geçiş kuvvetli bir ihtimaldir.
AK Parti'nin son dönemdeki pek çok konudaki tutumunu, attığı bazı adımları, bu çerçevede değerlendirmek gerekir.
Bunlardan sonuncusu HAS Parti'nin AK Parti'ye katılmasına yönelik davet oldu.
Tayyip Erdoğan'ın Numan Kurtulmuş'u böyle bir zamanlamayla yanına çağırmaması 'iktidar meselesi'yle ilgili görünüyor ve bu açıdan bizce iki nedeni bulunuyor.
İlki Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendine verilebilecek her bir oyun hesabını yapmasıdır.
Taha Akyol'un birkaç gün önce bu konuda yaptığı değerlendirmeyi önemsemek gerekir. Şöyle diyordu:
"Tayyip Bey'in 2023 hedefi için sahip olmak istediği yüksek siyasi güç, (cumhurbaşkanlığı) birinci tur seçimlerde yüksek oy almasına bağlıdır... Sağdaki küçük partilerin oyları teker teker önemsizdir ama topluca bir anlam ifade ettiği gibi "birleşme" havasının yaratacağı sinerji belki daha önemlidir. Tayyip Bey yüzde 50'nin epey üzerinde bir oyla ilk turda cumhurbaşkanı seçilirse, partisindeki etkisi de devam edeceği için, Amerikan ve Fransız cumhurbaşkanlarında bile bulunmayan bir siyasi güce sahip olur."
İkinci neden önümüzdeki dönemde yoğun bir şekilde tartışılacak bir konuyla ilgidir. AK Parti'nin yeniden yapılanması, daha doğrusu kök salmak için, gelenek oluşturmak için geliştireceği strateji meselesine ilişkindir.
Arka arkaya üç dönem milletvekilliği ve dört dönem genel başkanlık sınırlaması, AK Parti için yeni siyasi aktörler üretmenin kaçınılmazlığı kadar, siyasi yelpazede işgal ettiği siyasi alanı daha etkili biçimde denetleme ihtiyacı demektir.
HAS Parti ve Numan Kurtulmuş meselesi bu konuda atılan ilk adımdır.
Gözlem merceklerini bu adımlara yöneltmekte yarar var.
Bu gelişmeler, söyledik, sadece AK Parti'yi değil tüm ülkeyi ilgilendirmektedir.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- CHP nasıl iktidar olur?
19.06.2025 - Toplumda esen rüzgarlar
8.06.2025 - Bir korkudan diğerine Türkiye…
5.06.2025 - Çözüm toplumda neden kabul görüyor?
2.06.2025 - Siyasi denge nereye doğru?
29.05.2025 - Lozan meselesi, siyaset ve gelecek…
18.05.2025 - Barış ve yerleşik korkular…
15.05.2025 - Barış süreci şimdi başlıyor…
10.05.2025 - Dünyanın hali
8.05.2025 - Barış sürecine en çok kimler karşı?
4.05.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
el kürdi
behey adam a.k.p zaten ahtapotun bir kolu o kol yorunlunca bashka kol devreye girecek yahut kunyuktura göre bashka isim altinda basha boyacalinmish güya halkin icinde cikmish bashka örgütlerle anadolu insanin anasini b..l cekler münafiklar ve kafirler istmesede eninde sonunda anadolu halki demokrasiyi getirecektir sayin roni depspcnain diye birdizi vardi o dizide kiliftan kilifa giren bir güvenlik görevlisi vardi shuanki tcnin durumu o dizede gecen senariye benziyor yani sonucta kiliftan kilifi giren o tuhaf yariklar etkisiz hale getiriliyor saygilar