Ali Türer
Seçime beş kala Koza İpek grubuna ait kurumlara kayyumla el koymayı bazı basın organları “iktidar delirdi” (28 Ekim Taraf) diye yorumladı. Bu yorumu şöyle mi okumamız lazım? Genel seçim arifesinde iktidar öylesine şirazeden çıktı ki, AKP’ye geçmişte oy veren ama bu kez ikircikli, kararsız olan seçmende tepki uyandıracak olmayacak bir işler yapıyor.
Bu ülkede uzunca süredir iktidar deyince artık Sarayın kastedildiği malumumuz. Yani Saray ayağına kurşun sıkıyor, bu sandıkta ters teper öyle mi?
Ben böyle düşünmüyorum. Seçime doğru yaşanan sürecin ruhuna uygun, oyunun kurallarını seçime dört gün kala bir daha hatırlatan bir adım atıldı sadece. İstikamet gösteren iz bırakacak bir adımdı. Hesap tutarsa bu adım o hesaba önemli bir katkı vermiş olacak.
Neydi hesap?
Muhalefet 7 Haziran seçimlerinde çoğunluğu elde etti ama adam olamadı. Saray bunu gördü. Çoğunluğu yeniden elde edebilmek için bu durumu fırsata çevirebilmenin tek yolu vardı. Halka, bak bana iktidar olacak çoğunluğu vermedin, ama senin çoğunluk haline getirdiklerin bir araya gelip iktidarı elimden alacak güce de, basirete de, fazilete de sahip değiller. Gör bakalım güç kimde? Azınlıkta olduğum halde güç benim elimde, bundan daha fazlasını yapamadığın sürece bana mahkûm olacaksın; verdiğin oy boşa gidecek. Dönüp ne isteyeceksen gene benden isteyeceksin. Bunu gör, inadı bırak, sahte güç odaklarıyla boşuna zamanını, enerjini harcama, benim irademe boyun ey, istediğimi bana ver.
Halka verilecek mesaj böyle formüle edildi. Bu mesajı vermek için buna uygun sosyal, siyasal iklim yaratmak gerekiyordu. Peki, bu nasıl yaratılabilirdi?
Gücün görünür hale gelebilmesi için giderek tırmanacak bir çatışma; bu çatışma için bir de partner gerekiyordu. Böylece ideolojisi yanında yer almayı gerektiren muhalif de, partner gücün siyasi mesajını taşıyan muhalif de eskiye oranla daha pasif, daha etkisiz hale gelecekti. Aradaki nifak büyüyecek, muhalefet iyice kilitlenecekti.
Yeter ki karşıt fiili güç partner olmayı kabul etsindi. PKK oyunu ikilemeden kabul etti. Yandaş ideolojik eleman da işin başından itibaren beklenen tepkiyi verdi.
Oyunun kuralı gereği şiddet adım adım tırmandı. Aktörler verilen uyaranlara beklenen tepkileri verdiler. Uyaran- tepki ikilemi içinde güçlü olanın etrafında halkın şartlanabilmesi için bazı etkili hamleler de gerekiyordu. Yola getirmek istediklerinin içinde bulunduğu mevcut durumu, ruh halini doğru belirle; çevre koşullarını yapılandır; istediğin tepkileri almak için gerekli olan uyaranları belirle; aldığın tepkilere bakıp beklediğin sonucu alıp alamadığını ölç; duruma göre pekiştireç, ipucu, dönüt, düzeltme gibi gerekli düzenleyicileri işe koş.
Sandık taşımayı normalleştirme, Şehitler kullanılarak HDP binalarına saldırmalar, yerli ile yersizi ayırmalar, Yerlilerin evlerini arabalarını bayrakla donatmalar, gazetelere, gazetecilere saldırılar. Katliamda ölenleri milli maçta yuhalatmalar, IŞID hücre evlerine baskın ardından muhalif basına el koymalar. Bu hamlelerin peş peşe sıralı dizi izlemesi tesadüf olabilir mi?
Yoksa yapılanlar, güç kullanarak etki tepki yoluyla aslanı terbiye etmek için miydi?
Birileri silah zoruyla özerklik dayatırken, birileri devletten gelen her türlü güç kullanımına ortamı gerekçe gösterip meşruiyet kazandırırken, hatta Kürdün olduğu yerde birileri “Ne mutlu Türküm diyene” diye bağırken; arabalara, evlere bayrak asarken aslında güce dayalı siyasetin değirmenine su taşıyor; kendilerinden beklenen tepkiyi vermiş oluyorlardı. Böylece kendini muhalif görenin güç yarışı yoluyla en güçlü olana meşruiyet kazandırdığı bir süreç yaşadık. Madem muhalefet olamıyorsunuz, iktidara kol atacak, destek olacak birileri içinizden çıkıyor siyaseti Saray ve Muhalefeti haline neden getirdiniz?
Muhalefetin sözde çoğunluğuna rağmen belirleyici biricik güç olduğunu seçim arifesinde halkına göstermesi için birinin son bir şey yapması gerekiyordu. O da kayyum kararını tebliğ etmek için gazete kapısı kırdı. Gücün kimde olduğu, kime boyun eğmesi gerektiği sandığa gitmeye hazırlanan vatandaşa böylece son bir kez daha usule uygun biçimde gösterilmiş oldu. Mesele bundan ibaret!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024
9.03.2024