Ali Türer
Arabulucuya gitmek zorunlu hale geliyor?
İş mahkemelerinin yargılama usulünü yeniden düzenleyen “İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı”, TBMM Adalet Komisyonunda kabul edildi. Kanun meclis tatile girmeden yasalaşırsa şaşmayın. Peki, bu kanun ne geliyor?
“Uzlaştırma” yolu ile adaleti hızlandırmak, iş ve dava yükünü azaltmak gerekçesi ile hükümet 2012’de Arabuluculuk yasası çıkarmıştı. Adalet Bakanlığına bağlı Arabuluculuk Dairesi, Arabuluculuk Kurulu ile bu daire ve kurula bağlı bölgelerde Arabuluculuk Hizmet Büroları oluşturulmuştu. Şimdi -mahkemelerde dava açmadan önce- bu kurullara başvurma, isteğe bağlı olmaktan çıkarılıyor, zorunlu hale getiriliyor.
Bu kanun şayet bu biçimi ile yasalaşırsa, sadece işveren ile işçi arasındaki bireysel uyuşmazlıklarda değil, toplu iş sözleşmelerinde çıkan anlaşmazlıklarda da tarafların arabuluculuğa gitmesi zorunlu hale gelecek.
Böylece, toplu iş sözleşmelerinde -bireyselleşmiş uyuşmazlık henüz oluşmadığı için- sendikaların greve gitmesinin önüne daha kolay geçilebilecek.
Bu yasa ile çalışma yaşamında hiçbir zaman eşit konumda olmayan işçi ve işveren, sanki eşit taraflarmışçasına birlikte çözüm arayışına zorlanıyorlar. Peki, bundan sizce hangi taraf daha kazançlı çıkar?
Zorunlu arabuluculuk işçi tarafına ilave külfet getirmeyecek mi? İşverenin işçinin alacaklarını ödememesi ya da işe iade kararına uymaması halinde, bu arabuluculuk süreci içinde, işçi ilave zaman ve para kaybına uğramayacak mı?
Hukuk ve adaletin olduğu, demokrasinin kurumsallaştığı bir ülkede arabuluculuk isteğe bağlı olmaktan çıkarılır da zorunlu hale getirilebilir mi? Arabuluculuğun “zorunlu” hale getirildiği bir Batı demokrasisi gösterebilir misiniz?
Demokrasinin kurumsallaştığı ülkelerde, kanun koyucu (devletin) iş hukuku ile ilgili davalarda, çalışanın haklarını korumak için müdahalede bulunur, çalışanların hakkını korumaya çalışır.
Türkiye’de ise tersine işçilerin kazanılmış hakları budanmaya çalışılıyor. İşçiye işveren aleyhine dava açmadan önce arabulucuya başvurma dayatılıyor, arabulucuya başvurma mahkemelerde dava açma şartı haline getiriliyor.
Peki, bu dayatmanın anayasada bir karşılığı, bir dayanağı var mı? Bakalım:
Anayasa M.6/3: “Hiçbir kimse veya organ, kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.”
Anayasa M.9: “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.”
Anayasa M.36:“Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.”
Anayasa M.37: “ Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.”
Anayasanın böylesine açık ve karşı hükümlerine rağmen söz konusu yasa tasarısı ile işçiye-emekçiye bu dayatma nasıl yapılabiliyor? Bu yasa ile mahkemeye gitmeden önce çalışana bir çeşit gözdağı verilmiyor mu, işçinin motivasyonu kırılmaya çalışılmıyor mu?
Aynı zamanda bu kanunla iş davalarında zaman aşımı süresi de 10 yıldan, 5 yıla indiriliyor.
Diyelim ki bir iş kazası ya da işverenin iş akdini feshetme ile ilgili bir ihtilaf oluştu, işçi arabulucuya gitti. Arabulucu kararı ile bir anlamda: “Bak kardeşim sen bu verileni kabul et, yoksa dava sürüncemede kalır, zaman aşımına uğrar sürünürsün” demiş olmayacak mı?
Çıkarılması düşünülen bu yasaya göre işlem görecek, sonuçlanacak davalarınanayasaya aykırılık sorunu ile karşı karşıya kalması, İHM’ye taşınması kaçınılmazdır. Peki, hükümet bunu görmüyor mu, böyle bir yasayı ne diye yasalaştırmaya çalışıyor?
Cumhurbaşkanı parti genel başkanı olabiliyorsa, genel başkanı olduğu parti ile birlikte yüksek mahkemelerde (HSK, Yargıtay, Danıştay) görev yapacak hâkimlerin çoğunu atama yetkisini elinde bulunduruyorsa, neden olmasın?
Ülkeyi yönetenlerin yargıya yol göstermesinin “normal” hale geldiği, muhalefetin adalet talebinin ise “yargıya müdahale ediyorsun” tehdidi ile karşılandığı yerde böyle bir yasanın meclis gündemine getirilmesi şaşırtıcı mı?
İşçinin-emekçinin elini-kolunu böylesine bağlayacak bir yasa komisyondan geçmiş meclisin gündemine gelmiş, sendikalardan, muhalefetten hiç ses çıkmıyor.
İşte bu şaşırtıcı, şaşırtıcı olduğu kadar da üzücü!
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.11.2025
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024