Alper GÖRMÜŞ
Usame bin Ladin’in öldürülmesi, El Kaide’nin nasıl bir örgüt olduğu meselesini bir kez daha gündeme taşıdı...
Çeşitli iddialar var. Bunların en itibar edilenine göre, El Kaide merkezî olarak teşkilatlanmış bir örgütten ziyade, hücreleri dünyanın çeşitli ülkelerinde kendiliğinden oluşmuş bir “şebeke”dir; bu hücreler, bulundukları ülkede El Kaide adına “İslamiyet düşmanı” hedeflere saldırmaktadırlar.
Bu yaklaşım geçerliyse, El Kaide hücrelerinin, bulundukları ülkelerde kimi örgütler tarafından taşeron olarak kullanılmaları pek mümkündür; ki bu da işin uzmanları tarafından sık sık dile getiriliyor.
Tesadüf işte; bin Ladin’in öldürülmesi, Etkileşim Yayınları’nın, benim Taraf’ta yayımlanan Ergenekon ve darbe yazılarımı kitaplaştırma teklifi nedeniyle eski yazılarıma göz attığım bir döneme denk geldi.
O yazılardan biri, bu çerçevede bana çok önemli göründü: 23 Mart 2010 tarihli yazıda açıkça, El Kaide’nin 15-20 Kasım 2003’teki İstanbul eylemlerinin (özellikle de 15 kasımdaki Sinagog bombalamalarının) Mart 2003’teki “Balyoz” darbe planının bir “artçısı” olma ihtimalini tartışmışım. Doğrusu, söylemesi ayıp mı bilmiyorum ama, bu ihtimali temellendirme doğrultusunda hiç de yabana atılamayacak şeyler yazmışım.
Bugün, iç sesimin “o zaman o yazıya niye hiç kimse ilgi göstermemiş ki” mızıldanması eşliğinde, “MİT, 2003 bombalamalarında ‘Balyoz’u mu işaret etti” başlıklı o yazıyı özetlemek istiyorum. Belki bu defa dikkati çeker...
15 kasımda saldırı, 19 kasımda Ergenekon raporu
Yazıda iki belgeye dikkat çekmişim... Birinci belge, 21 Mart 2010’da Akşam gazetesi yazarı Özlem Akarsu Çelik tarafından kamuoyunun bilgisine sunulmuş. Çelik, “Başbakan’ın Ergenekon’u 2003’te öğrendiğinin belgesi” başlıklı yazısında, Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’ün, soruşturma başladıktan sonra Başbakanlık’a yazdığı bir yazıya dayanarak çok önemli bilgiler veriyor.
Yazıda Zekeriya Öz, Milli İstihbarat Teşkilatı’na Başsavcılık’ça sorulan bir soruya 9 Mayıs 2008’de cevap geldiğini; bu cevapta, “Ergenekon yapılanması ile alakalı olarak yapılan çalışmaların 19.11.2003 tarihinde Sn. BAŞBAKAN’A sunulduğunu” hatırlatıyordu.
MİT’in Başbakan’a “Ergenekon yapılanması”nı sunduğu tarihe bir daha dikkatinizi çekeyim: 19 Kasım 2003... Yani sinagoglara saldırıdan dört gün sonra... O kargaşada, hükümet “uluslararası İslami terör”le uğraşırken, MİT’in bir telaş Başbakan’a Ergenekon bilgisi sunması pek de normal görünmüyor. Bu konuya yeniden döneceğim.
O günlerde Başbakan da herkes gibi saldırıları El Kaide’ye bağlıyor, tepkisini o tesbit doğrultusunda veriyordu. 18 kasımdaki, yani MİT’in Ergenekon raporunun kendisine iletilmesinden bir gün önceki konuşması tamamen bu çerçevedeydi.
20 kasımda HSBC ve İngiliz Konsolosluğu’na saldırı gerçekleştiğinde, Başbakan artık MİT’in kendisine sunduğu raporu okumuş bir başbakandı. 2 aralıkta parti grubunda yaptığı konuşmada yine “dinci terör”den söz etti. Fakat araya, o gün konuşmanın genel bağlamının dışına çıkmış görünen, bugünkü bilgilerimizle birlikte değerlendirildiğinde ise bambaşka ihtimallere kapı aralayan birkaç cümleyi de sıkıştırıverdi: Başbakan, “Vakti saati geldiğinde fikir, düşünce planında, demokrasi çerçevesi içinde hesaplaşacakları” birilerinden söz ediyor, “bunun da belgesi, bilgisi, delilleri, her şeyi elimizdedir” diyordu.
Görüyorsunuz, Başbakan bu defa sadece “dinci terör”e karşı bir şeyler söylüyor gibi değildir. Sanki dilinin altında bir bakla vardır ve fakat bu baklayı bir türlü çıkartmamakta, çıkartamamaktadır.
Beş gün arayla gerçekleştirilen iki saldırının ardından yaptığı konuşmalardaki bariz farklılığın, iki saldırı arasında edindiği “Ergenekon bilgisi”yle bağlantılı olduğunu, sanırım bugün artık söyleyebiliriz.
Kırmızıyla yazılı iki sinagog
Balyoz darbe girişimi soruşturmasıyla ilgili olarak Hürriyet gazetesinin verdiği (13 Mart 2010), ardından birçok gazetenin kullandığı bir haber, 19 Kasım 2003’te MİT tarafından Başbakan’a verilen “Ergenekon bilgisi”nin “Balyoz bilgisi”ni de içerme ihtimalinin çok güçlü olduğunu gösterdi.
Hürriyet’in haberine göre, savcılar, Balyoz belgeleri arasında, 2003 kasımındaki saldırılardan sekiz ay önce, Mart 2003’te oluşturulmuş bir belge ele geçirmişlerdi. Belge, İstanbul’daki kilise ve sinagogların bir listesini içeriyordu ve bunlar arasında sadece 8. ve 21. sırada yer alan iki sinagog, diğerlerinden farklı olarak kırmızıyla yazılmıştı. Onlar da, sekiz ay sonra bombalanacak olan Neve Şalom ve Beth Israel sinagoglarıydı.
Tuğgeneral Süha Tanyeri’nin kaleminden çıktığı iddia edilen bir başka belgede “Gökkuşağı deterjan” ibaresinin yer alması ise bir başka kuşkulu noktaydı. Çünkü, 2003 saldırıları soruşturmasında, sinagoglara saldırıda kullanılan bombaların İkitelli’deki Gökkuşağı deterjan fabrikasında imal edildiği ortaya çıkarılmıştı.
MİT’in sunduğu çalışmanın gerçek içeriği
Özetlersek... Bütün bu tabloyu speküle ettiğimde ben şu sonuçları çıkartıyorum:
Bir: MİT’in ilk saldırılardan dört gün sonra Başbakan’a gönderdiği “Ergenekon çalışması”, Balyoz Harekât Planı ile ilgili kimi istihbaratı da içeriyordu.
İki: Ülke, devlet ve hükümet “uluslararası dinci terör”den başka bir şeyle ilgilenmezken, MİT’in bir telaş Başbakan’a Ergenekon bilgisi vermesini “ilginç” bulduğumu belirtmiştim. Şimdi şöyle diyorum: İki sinagogun kırmızıyla yazıldığı kiliseler ve sinagoglar listesini MİT saldırılardan önce ele geçirmişti. 15 kasımdaki saldırılarda bu iki sinagog bombalanınca bağlantıyı kurmuş ve durumu ivedi olarak Başbakan’a bildirmiş olmalı.
Üç: Başbakan, Türkiye’nin ve dünyanın “dinci terör”ü lanetlediği o günlerde, “bu eylem, hükümetimizi devirmeye yönelik darbeci bir örgütlenmenin parçasıdır” diyemeyeceği için edindiği bilgileri kamuoyuyla paylaşmadı. Fakat kamuoyuna seslendiği konuşmalarının arasına yedirdiği bazı cümlelerde bu darbeci örgütlenmeye mesajlar verdi, onları “hesaplaşma”yla tehdit etti, her şeyin farkında olduğunu ima etti.
Bu MİT çalışmasının çok önemli olduğu apaçık... Onun gerçek içeriğini öğrenebilirsek, o günlere dair pek çok şeyin ortaya çıkacağını güvenle öne sürebiliriz.
Şantaj kasetleri, Başbakan, başarı etiği
Benim anlayışıma göre ahlaklı insan, her şeyden önce kendi kendisi için koyduğu ahlaka uyan insandır.
Başarı herkesin hoşuna gider. Fakat başarıya giden yolda kendiniz için koyduğunuz ahlaki sınırlara uymadığınız takdirde, başarınız “ahlaksız” bir temele oturmuş demektir.
Her zaman başarmak, her zaman kazanmak istemek ve bunun sonucunda yenilgiyi giderek tahammülfersâ bir kategori olarak görmek, insanı kendi kendisi için koyduğu ahlaki sınırların dışına çıkmaya zorlayabilir. Bu yönüyle, “yenilgiyi kabullenememek” çok tehlikeli ahlaki deformasyonların kaynağı haline gelebilir.
Ahmet Altan salı günkü yazısında Başbakan Erdoğan’ın, önde gelen kimi MHP’lilerin özel hayatlarına ilişkin şantaj kasetlerine dair sözlerini, Baykal’a ait şantaj kasetine dair sözleriyle karşılaştırırken şöyle yazdı:
“Ben Başbakan Erdoğan’ın Baykal’ın kaseti çıktığında benimsediği ‘delikanlıca’ tutumu çok beğenmiştim. Bence ona yakışanı da oydu. Bugünkü tavrı ise doğrusu ona çok yakışmıyor.”
Gerçekten de, Başbakan, Baykal’ın kaseti internette yayınlandığında, bu şantajı siyasi istismar aracı yapmayacaklarını açıkça söylemiş ve uzunca bir süre buna uymuştu da. (Fakat daha sonra birkaç konuşmada bu ilkeli tavırdan kısmen uzaklaştığını gördük.)
Bugünkü tavrı ise “damardan istismar”dan başka bir şey değil.
Salı günkü yazımda, Başbakan’ın “MHP’yi baraj altına itme” stratejisinin her şeyi zehirlediğini ve onu bir kez daha milliyetçi bir söyleme sürüklediğini yazmıştım.
Bana öyle geliyor ki, Erdoğan’ın Baykal hadisesinde gösterdiği “delikanlıca” tavrını bu defa gösterememesinin altında da aynı “zehir” yatıyor.
Bu “zehir”, Başbakan’ı, kendisi için belirleyip ilan ettiği temel bir ahlaki standardın dışına çıkmaya zorladı ve en sonunda bunu “başardı...”
Bu hikâyeden çıkartılacak hisse, bence de Ahmet Altan’ın çıkardığı hisse gibidir: “Kazanmaktan daha önemli şeyler de var ve bazen kazanırken kaybeder insan.”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025