Alper GÖRMÜŞ
Kayıtsız şartsız iktidarcı yazar çizerlerin bugünlerdeki Habertürk televizyonu alerjilerini anlamak zor değil. Çünkü ana akım haber kanalları arasında iktidarın canını sıkma istidadı taşıyan bilim adamı yorumları en fazla orada yer alıyor.
Cumartesi (28 Mart) gecesi bu kanalda izlediğim bir tartışma programında, iktidarın vermeye çalıştığı "Sokağa çıkma yasağı hususunda (da) Bilim Kurulu'nun tavsiyesi doğrultusunda hareket ediyoruz" izleniminin çanına adeta ot tıkandı. Programa katılan bir Bilim Kurulu üyesi, kararlarının tam izolasyon yönünde olduğunu, fakat nihai karar merciinin kendileri olmadığını söyledi. Böylece tescil edilmiş oldu ki, tam izolasyonun gerçekleşmemesinden doğacak sorumluluk tümüyle iktidara aittir.
Size bu programı anlatacağım, fakat ondan önce iktidarın, bir türlü almadığı sokağa çıkmama kararının sorumluluğunun bir bölümünü Bilim Kurulu’nun omuzlarına yıkmaya çalıştığı şeklindeki iddiamı nereden çıkardığımı anlatmalıyım.
Bunun için sizi Bilim Kurulu’nun 27 Mart Cuma günü yaptığı uzun toplantının ardından Sağlık Bakanı Koca’nın ve bilahare Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın canlı yayımlanan konuşmalarına götürmem gerekiyor.
Bilim Kurulu’nun karantina önerdiği apaçıktı
O gün (27 Mart) akşama doğru haber kanallarında “Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Bilim Kurulu’nun toplantısının ardından 19:15’te açıklama yapacak” duyurusunu gören herkesin kafasında aynı soru belirdi: Sokağa çıkma yasağı mı geliyordu?
Fahrettin Koca’nın toplantı sonrasında gerçekleştirdiği canlı basın toplantısında üstü kapalı olarak söylediği şey açıktı: Evet, Bilim Kurulu, sosyal izolasyonun mevcut halinden daha ileri bir biçimine geçme yönünde tavsiye kararı almıştı. Bu yöndeki tavsiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iletilmişti, karar onundu.
Bunun topyekûn ya da kısmi karantina önerisi anlamına geldiği açıktı, yine de bir muhabir bunu kamuoyunun daha iyi anlayabilmesi için Koca’ya o anda sorulması gereken soruyu sordu: “Açıklamanızdan karantina sonucu çıkıyor...”
Sağlık Bakanı, soruyu “ben öyle bir şey telaffuz etmedim” diye savuşturmaya çalıştıysa da muhabir direndi, “Biz öyle anladık” deyip Bilim Kurulu’nun tam olarak ne tavsiye ettiğini bir kez daha sordu. Bakan, soru üzerine bir kez daha, tabii yine ima yoluyla, kararın karantina yönünde olduğuna işaret etti.
Bakanın basın toplantısı bitti, televizyonlar bu defa da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın saat 22:00’de kamuoyuna canlı yayınla hitap edeceğini duyurdular.
Şimdi artık soru şuydu: Cumhurbaşkanı, Bilim Kurulu’nun tavsiyesine uyarak sokağa çıkma yasağı mı ilan edecekti, yoksa işi buraya vardırmadan bazı sınırlı yeni tedbirlerle mi yetinecekti?
“Bilim Kurulu ne diyorsa o...”
Erdoğan, birkaç gün önce Huber Köşkü’nde kurulan sistem üzerinden bakanlarla konuşmuştu. Bazı bölümleri kamuoyuyla da paylaşılan bu görüşmelerde Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, eğitime verilen aranın uzatılıp uzatılmaması hususunda bir talimatının olup olmadığını sorunca, Erdoğan, sağlık konusunun her şeyin önünde olduğunu, dolayısıyla Bilim Kurulu ne karar verirse ona uyulması gerektiğini söylemişti. Bu arka plan bilgisiyle birleştirilince, Cumhurbaşkanı’nın canlı yayında Bilim Kurulu’nun tavsiye kararına uyup karantina ilan edeceğine dönük geniş bir beklenti hasıl oldu. Ne var ki bu beklenti gerçekleşmedi.
Fakat Cumhurbaşkanı, karantinayı gerekli bulmadığına dair iradesini ortaya koyarken ilginç bir şey yaptı: Kararını açıklarken Bilim Kurulu’nun aynı günkü toplantısında bazı yeni tedbirler alındığını hatırlattı ve böylece verdiği kararla Bilim Kurulu’nun tavsiyesinin aynı yönde olduğuna dair bir izlenim yarattı.
Erdoğan’ın konuşmasının ardından, Sağlık Bakanı’nın basın toplantısından itibaren o geceki süreci an be an izleyen WhatsApp grubumuza şöyle bir mesaj attım:
“Cumhurbaşkanı, sanki Bilim Kurulu’nun önerilerini yerine getirmiş gibi yaptı. Oysa Bilim Kurulu sokağa çıkma yasağı istemiş belli ki. Biraz önce Habertürk’teki programa katılan bir Bilim Kurulu üyesine ‘bunlar mıydı önerileriniz’ diye sordular. Adam ‘hayır’ demeye çalıştı ama nasıl bir dille söylediğini tahmin edebilirsiniz. Şayet birkaç cesur Bilim Kurulu üyesi çıkmaz da ‘Cumhurbaşkanı’nın kararıyla bizimki uyum içinde değil’ demezse kabak onların başına patlayacak. Böyle yazıyorum ama, bir yandan şu soruyu kendime sormaktan alamıyorum: ‘Erdoğan, Bilim Kurulu’nun gerçek tavsiyesinin sokağa çıkmama yönünde olduğunun üstünü daha ne kadar süreyle örtebilir? Birkaç üyenin çıkıp, gerçeği söylemesi ihtimalinden hiç mi çekinmiyor?’”
Bilim Kurulu’nun gerçek fikri ne?
Bu soru, cevabını bir gün sonra (28 Mart) yine Habertürk’te izlediğim ve bu yazının başında zikrettiğim bir programda buldu.
Eren Eğilmez’in sunduğu Gerçek Fikri Ne başlıklı programa (ne kadar manidar bir başlık!) üç tıp profesörü katılıyordu (Ahmet Özdoğan, Yağız Üresin ve Çağrı Büke). Ankara stüdyosunda ise Bilim Kurulu üyesi Doç. Dr. Sema Turan vardı.
Eren Eğilmez, stüdyodaki hocalara gerekçelerini sonra almak üzere sorduğu bir soruyla başlattı programı: “Sokağa çıkma yasağı gerekli mi, tek kelimeyle cevap veriniz.”
Bu soruya üç bilim adamı da “evet, gerekli” cevabını verdi.
Programın moderatörü, bu cevapların ardından Bilim Kurulu üyesi Sema Turan’a soruların sorusunu yöneltti: “Dün, Bilim Kurulu tam olarak nasıl bir tavsiyede bulundu?”
Sema Turan önce kişisel kanaatinin sokağa çıkma yasağı yönünde olduğunu söyledi, muhtemelen soruların sorusundan kaçıp (nedenlerini tahmin etmek zor değil) bununla yetinecekti ki, programın yöneticisi buna izin vermedi: “Peki, sizin kişisel görüşünüzle Bilim Kurulu’nun tavsiye kararı uyuşmadı mı?”
İçimden, “bravo, işte gazeteci sorusu” diye geçirirken, Ankara’dan cevap geldi: Hayır, Bilim Kurulu’nun tavsiyesi de bu doğrultudaydı. Hatta devamında öyle şeyler söyledi ki, Bilim Kurulu’nun bu tavsiyesini oy birliğine yakın bir çoğunlukla aldığı gibi bir izlenim bile doğdu.
Hiç şüphem yok, önümüzdeki günlerde Bilim Kurulu üyelerinin de dahil olduğu bilim insanları karantinaya dair taleplerini daha gür bir sesle ifade edecekler ve iktidarın, kararına onları da ortak etme taktiği tümüyle çökecek. Büyük bir ihtimalle sonunda karantina kararı alınacak fakat önceki birçok kararda olduğu gibi yine geç kalınmış, yine hastalığın peşinden gidilmiş olacak.
Karantina önerisi: FETÖ taktiğine alet olmak
Şu son günlerde kayıtsız şartsız iktidarcılar yeni bir vesvese geliştirdiler. Buna göre Koronavirüs’e karşı karantina önerisini dile getirenler ya doğrudan “FETÖ”cüdür ya da “FETÖ”nün oyununa gelmektedir. Melih Altınok’ların, Kurtuluş Tayiz’lerin, Cemil Barlas’ların, bilumum Pelikancının bugünlerdeki favori ithamları bu.
Şimdilik bilim adamlarına laf sokuşturmuyorlar, yıpratma faaliyetini onların sözlerini kamuoyuna iletmede aracılık görevi gören yayın organları üzerinden yürütüyorlar. Başta söylediğim gibi, asıl darbe de bugünlerde bu doğrultuda etkili bir yayıncılık yapan Habertürk’e indiriliyor:
“Şimdi de ‘sokağa çıkma yasağı’ kampanyası başlattılar. Madenden aldığı enerjisini son zamanlarda yalnızca bu kampanyaya kanalize eden Ciner'in medya grubu başı çekiyor.” (Akşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz’in tweet’i, 28 Mart).
Tayiz’in tweet’inde işaretlediği yazısında Melih Altınok da “FETÖ trollerinin halk sağlığına olan ilgilerinin ve sokağa çıkma yasağı kampanyasına omuz vermelerinin üzerinde durmak gereğine” işaret ediyordu. (Sabah, 28 Mart).
Hükümetçi yazarlar bugünlerde sanki “FETÖ’cü sana söylüyorum, sokağa çıkma yasağı öneren bilim insanı sen anla” der gibiler.
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025