Atilla YAYLA
Yakınlarda John M. Zane'in The Story of Law (Hukukun Hikâyesi) adlı hukuk tarihi kitabını okudum. İlk insanlardan 20. Yüzyıl'ın başlarına kadar hukukun doğmasını ve gelişmesini inceleyen yazarın işaret ettiği noktaların en önemlilerinden biri, hukukun bir evrim süreci içinde ilerlemesi ve hukuk kurallarının mutlaka toplumsal hâllerin bir yansıması olması. Zane, hukukun gelişmesine, daha doğrusu hukuk üzerinden toplumun daha hakkaniyetli ve daha uygar bir duruma taşınmasına hukuk düşünürlerinin ve uygulamacılarının yaptığı katkıyı da anlatıyor. Belirttiğine göre, hukukun ne olduğundan ve hangi amaca hizmet etmesi gerektiğinden haberdar hukuk bilginleri, yargıçlar ve mahkemeler bu doğrultuda topluma büyük hizmetlerde bulunabilirler.
Bizim hukuk sistemimizin ve yargımızın pek çok probleminin olduğunu biliyoruz. Mahkemelerden tam manasıyla memnun birini bulmak neredeyse imkânsız. Bununla beraber, bazen gerçek bir toplumsal katkı teşkil eden ve ülkenin hukuk devleti olma özelliğini güçlendiren yargı kararları ortaya çıkmıyor değil. Meselâ Anayasa Mahkemesi bu çizgide son zamanlarda epeyce önemli kararlara imza attı. Birkaç gün önce Yargıtay'dan da önemli bir katkı geldi.
3. Hukuk Dairesi Cem Vakfı'nın bünyesindeki cemevinin elektrik masraflarını karşılamadığı için bir elektrik dağıtım şirketi aleyhine açtığı davada ilk derece mahkemesi tarafından şirket lehine verilen kararı bozdu. Kararının gerekçesinde cemevlerinin statüsü hakkında bazı değerlendirmeler yaptı. Gazetelere yansıyan haberlere göre şöyle dedi:
“Tüm Alevi toplumunca kabul gören cemevleri Alevi-İslam inancına sahip yurttaşların ibadet makamıdır. Bu ibadet şekli Anadolu'da yüzyıllardan beri böyle sürüp gelmiştir. Öncelikle, bir mekânın ibadet yeri sayılıp sayılmaması münhasıran o inanca sahip insanların takdirinde bulunmalıdır. Alevi inancına mensup insanların inanç ve ibadet merkezlerinin cemevleri olduğu Alevilerle birlikte tüm toplum kesimleri tarafından kabul edilmiş bir olgu ve gerçekliktir”. Daire bunları söyledikten sonra Aleviliğin tarihi hakkında bazı bilgiler aktarıyor. Cemevlerini de ibadethane sayıyor ve elektrik giderleri camilerinki gibi karşılanmalıdır diyor.
Kararın eleştirilebilecek ve tuhaf tarafları yok diyemem. Meselâ, Aleviliğin içeriğine girilmesi lüzumsuz. Tarihi asırlarca değil yıllarca geriye giden bir inanç söz konusu olsaydı da durumun değişmemesi gerekirdi. Mahkemeyi aşan bir diğer husus, elektrik dağıtımı özelleşmişken, ibadethanelerin –yani camilerin ve anlaşılan zamanla cemevlerinin- aydınlatma giderlerinin özel şirketler tarafından karşılanmasının istenecek olması. Niye? Bu özel bir şirkete zorla “bağış” yaptırma, başka bir şekilde söylenirse, bir özel şirketi bir anlamda bir din vergisine tâbi kılma anlamına gelmez mi? Bunları bir tarafa bırakalım ve asıl konumuza dönelim.
Alevilerin önemli problemlerinden biri cemevlerinin statüsü. Şüphesiz birçok Alevi sadece dinî eşitlik adına cemevlerinin ibadethane sayılması çağrısı yapmıyor, cemevlerinin masraflarının en azından bir kısmını başkalarının üzerine yıkmayı da arzu ediyor. Ancak, bu durum Alevilerin ibadethanelerinin statüsü ve dolayısıyla din özgürlüğü bakımından negatif ayrımcılığa uğratıldığı gerçeğini gözden kaçırmamıza sebep olmamalı. Yıllardır tartışılıyor ve hükümetler bir türlü cemevlerinin ibadethane olduğunu kabul etmeye yanaşmıyor.
Aslında en doğrusu nerenin ibadethane olduğuna vatandaşın kendisinin karar vermesi ve devletin bu işlere hiç karışmaması. Ancak Türkiye devleti vatandaşlarının özel alanına şu veya bu gerekçeyle burnunu sokmaya çok meraklı. Hadi sadece devlete yüklenmeyelim, toplumda da bu tavrın geniş bir destekçi kitlesi var. O yüzden, 3. Daire cemevlerinin tüm toplumda kabul edildiğini söylerken yanılıyor, bir gerçeğin altını çizmekten ziyade elini güçlendirmeye çalışıyor. Öyle olsaydı zaten böyle bir problemle karşılaşmazdık. Fakat, toplumla uğraşamayacağımız için gözümüzü devlete dikmek zorundayız. Esasen, haklara saygı gösteren bir devletin, toplumun geniş kesimleri bir yerin ibadethane sayılmasına karşı çıksa bile, talep edenler varsa ona bu statüyü vermesi gerekir. Ama bizde devlet bu yasakçılığına toplumdan destek bulmaya çalışıyor ve toplumun epeyce geniş kesimleri de bu yasakçılığı ve ayrımcılığı destekliyor.
Cemevlerinin statüsü teolojik değil siyasî ve hukukî bir mesele. Siyasî ve hukukî bir gerekçeler dizisine teolojik argümanlarla cevap vermenin anlamı yok. Başta iktidar partisi olmak üzere bütün partilerin Yargıtay'ın bu kararını Alevilerin siyasî ve hukukî eşitliği yönünde adım atmak için bir müşevvik olarak değerlendirmesi çok yerinde olur.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019