Aydın ENGİN
Neyse geçti. İkisi de geçti.
Kurban bayramını İstanbul Boğazını kana boyayarak, Cumhuriyet Bayramı'nı da Ankara’yı gaza bulayarak geçirdik.
Yani geçmiş olsun.
“Bayramlar için ‘geçmiş olsun’ dileği uymadı” diyen varsa beri gelsin.
Kurban bayramını bir kalem geçelim.
Tamam, Cumhuriyet Bayramı da geçti. Ama kabul edelim ki deldi de geçti.
Şu ya da bu ideolojik tercihle Cumhuriyet bayramını kutlamak isteyen bir kitle vardı. Ülkenin özellikle batısındaki büyük kentlerde resmi, protokol kurallarına boğulmuş, ilkokul müsameresinden beter görsel marifetlerle süslenmiş tatsız tuzsuz kutlamaların yanı sıra çok önem verdikleri, epey geniş bir kesiminde demokrasiden bile vazgeçilebilecek kadar değerli olan Cumhuriyet’in89. yılını gönüllerince kutlamak isteyen yurttaşlar Türk bayrakları ve Atatürk posterleriyle yürüyüşler yapmak istediler.
Tamam, bu gösteriler dolaylı ya da dolaysız AKP iktidarına ve o zihniyete karşı gösterilere dönüştü.
Eeee?
Yürürlükte olan Anayasa’da “AKP’ye karşı yürüyüş düzenlenemez, bayram kutlamalarında bu karşıtlık dile getirilemez” diye bir madde mi var?
Ankara’da olsaydım elime Atatürk posteri ya da bayrak alıp o yürüyüşlere katılmazdım.
Ama bu, bunu tercih eden yurttaşların polis barikatına, biber gazına çarpıp çiğnenen haklarına karşı duyarsız kalma hakkını da bana -ve kimseye- vermez.
Bir bayramı kutlamak hakkı valinin ya da ona emir veren İçişleri Bakanı’nın, ona da emir veren Başbakanın iki dudağı arasından çıkacak “yasakladım” buyruğuna bağlı değildir.
Öyle olsaydı, her “İstihbarat aldık, provokasyon olacak” mazeretinin ya da yalanının ardına gizlenen bütün iktidarlar kendilerine karşı olan bütün eylemleri kolayca yasaklarlardı.
Polis kalkanlarından örülmüş barikata tekme sallayan, biber gazı sıkanlara bağırıp çağıranlara bir de bu gözle bakalım.
Ne yapsalardı yani?
“Hükümet yasakladı; yasakladığına göre ben de bayramı kutlamaktan vazgeçeyim” demelerini mi beklerdiniz?
Anayasa’dan ve yasalardan aldığı haktan itirazsız ve dirençsiz vazgeçenlere örnek yurttaş değil, ödlek yurttaş denir.
Yurttaşlık sınavı haklarını savunmak ya da savunmamak tercihi sırasında ete kemiğe bürünür. Unutmayalım ki Anayasa ve yasalar -12 Eylül generallerinin sandığı ve istediği gibi- yurttaşın devlete karşı görevlerini değil yurttaşın devlet karşısındaki haklarını belirler. Gaspedilen hakka karşı direnmek ise bir yurttaşlık ödevidir.
* * *
Tayyip Erdoğan dün akşam saatlerinde “Yaşananlar Cumhuriyet mitinglerine benziyor” buyurdu.
Velev ki benziyordu.
Şiddete başvuruldu mu?
Cam çerçeve kırıldı, ortalık yangın yerine döndürüldü mü?
Kimse tutup “Ama Cumhuriyet Bayramını kutlamak bahanesi ile alanlara doluşanlar aslında bir askeri darbeye itirazı, demokrasiye saygısı olmayan kalabalıklardan oluşuyordu” diye niyet okumasına geçmesin. TGB denen milliyetçi örgütün “sabıka dosyasını” ben de biliyorum. Biliyorum dünkü miting ve yürüyüşlerde, yıllar önce “Ordu göreve” diye utanç verici bir çağrıyı seslendirenler de vardı. Ama daha da çok AKP iktidarında yaşam tarzlarına karışılacağına, müdahale edileceğine ilişkin derin korkular besleyenler vardı.
Bu korkuları yersiz bulabilirsiniz, mitingde ve yürüyüşte kolayca algılanan milliyetçi histeriden tiksinebilirsiniz ama bu, onların bu ülkenin yurttaşları olduğu gerçeğini değiştirmez ve o yurttaşların Anayasal haklarını kullanmalarını engelleyemez.
* * *
Yukarıdaki paragraflardan birinde “Ankara’da olsaydım elime Atatürk posteri ya da bayrak alıp o yürüyüşlere katılmazdım” yazdım.
Dün gün boyu ekranlardan izlediğimiz görüntüler karşısında “Ankara’da olsaydım, evden çıkar, hızla Ulus’a gider ve kimlerle birlikte yürüdüğümü hiç umursamaksızın o kalabalığın içinde yerimi alırdım” demeyi bir yurttaşlık ödevi sayıyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021