Aydın Selcen
Gisele Halimi bir avukat. Aslen Tunuslu, sonradan Fransa vatandaşı. Annesi Sefarad Yahudisi, babası Berberi. Fransa’da feminizmin erken dönem sancaktarlarından, sömürgecilik karşıtı ve hem Tunus hem Cezayir’in bağımsızlık mücadelelerinin destekçisi; insanlığa katkıları, cüreti ve cesareti anlatmakla bitmeyecek bir kadın. Uzun ve güzel yaşadı, geçtiğimiz günlerde 93 yaşında rahmetli oldu. Meşhur hikâyede, dönemin Cumhurbaşkanı De Gaulle, Halimi’ye “hanımefendi (“madame”) mi, hanımkızım (“mademoiselle”) diye mi hitap edeyim?” diye sorar. Halimi, “avukat (“maître”-yerleşik hitap şekli: “üstad”) demeniz yeterli” yanıtını verir.
Günümüz Fransa’sında Cumhurbaşkanı Macron’un belediye başkanlıklarını kaptırınca vali atamalarına abandığı aktarılıyor, iki ülkeyi bilenlerin “kayyım” esprileri eşliğinde. Ama konumuz farklı. Yarı-başkanlıkla yönetilen Fransa’da “oyun” benzer olabilir ama “saha ve zemin” bambaşka. Bizim de gereksinim duyduğumuz “oyun” üzerinde uzlaşmak yani “demokrasi ittifakı” değil, “saha ve zemin” konusunda yani “yeni cumhuriyet için birlik” kurmak diye tutturmam bundandır.
Zamanında eski Fransa’da, yeni Fransa’nın temellerini atan De Gaulle’ün deyim yerindeyse pantolonunu usturuplu biçimde indiren Halimi gibi, ona kimlik sorulmasının yasal dayanağını sorgulama cüreti (!) gösteren Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez de avukat. Meslektaşı genel yayın yönetmenimiz Ali Topuz’un bu sütunlardaki yazısı olayın vahametini tüm çıplaklığıyla açıklıyor. İleride belki bugün Halimi’nin erdemi önünde saygıyla eğildiğimiz gibi, Dönmez’in de muhayyel heykelini zihinlerimize dikeriz. Çok beklemeden, acaba CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Dönmez’i yanına alıp bir basın toplantısı düzenlemeyi düşünür mü? Yoksa bu önerim, buradan istenmese de paylaştığım diğer önerilerim gibi “oyuna gelmek” mi sayılır, bilemem.
Bizim yerli ve milli dögollar ise, temel atmak ne kelime, eldeki hayratı da viran etmekle meşguller. Franco ile Atatürk’ün, Hagi ile Emre’nin aynı kefede değerlendirilemeyeceği gibi. Nitekim yaptığı açıklamada, “Bizim ‘polis devleti’ mi yoksa ‘hukuk devleti’ mi olduğumuza karar vermemiz gerekiyor. Her istenmeyenin bastırıldığı, baskılandığı bir süreçten geçiyoruz.” diyor Dönmez. Gözaltı görüntülerini paylaştığı Hatay İl Emniyet Müdürü ona Baro Başkanı olduğunu belirtmesinin yeterli olduğu ve görüntüleri onunla paylaşmasından ötürü “utanç duyduğu” yanıtını vermiş. Ali Topuz’un aynı konudaki ikinci yazısının başlığı da “ciğeri kediye, demokrasiyi polise emanet edeceksin” idi.
Dönmez’in çıkışı, 2010’da Tunus’da kendini ateşe veren işportacınınkiyle (Muhammet Buazizi), yahut 2001 krizinde başbakanlık önünde yazar kasa atan esnafınkiyle (Ahmet Çakmak) siyaseten eşdeğer. Sözkonusu eylem, içinde bulunduğumuz cendereyi de, oradan çıkışın yolunu da “beş soruna on üç çözüm, on üç çözümü açıklayan beyanname” ile yan yana konulduğunda, çok daha anlaşılır biçimde hepimizin gözünün önüne seriyor. Hemen kendimizi tokatlayalım: CHP’yi dışlayan demokrasi mücadelesi olmaz. Kemal Bey’in işi çok zor, Akşener’i idare ederken, HDP seçmenini hoş tutmaya çabalıyor. Partiden ayrılıp öz-CHP’yi yahut CHP’nin İYİP’ini kuracak olan Muharrem İnce de cabası.
Önce yeni anayasa, sonra parlamenter sistem, nihayet Kürt sorununun mecliste çözülmesi. İki müjde peş peşe: Cumhuriyetin kurucu partisi Kürt sorunun varlığını tescil etti ve yeni bir Kürt Raporu için ilgili, bilgili, deneyimli, birikimli kişilerle henüz ayrıntılarına vakıf olamadığımız toplantılara başladı. İYİP Genel Başkanı Akşener daha net: HDP’yi PKK’nin uzantısı olarak gördüklerini defalarca vurguladı. HDP’nin ana gövde seçmeni de net: Her gün kayyımlarla yaşıyor, “Dönmez gözaltısı x 10” uygulamaları günbegün deneyimliyor. HDP Eş Genel Başkanı Sancar’ın demokrasi ittifakı çağrısını da duyan, duymak isteyen olmadı. Babacan ve Davutoğlu’nun Ayasofya desteği, Karamollaoğlu’nun İstanbul Sözleşmesi tutumu da ortada. Bu duruma Amerikalılar “ölü atı kırbaçlamak” diyor galiba, yerlicesi “ölme eşşeğim ölme” sanırım.
O esnada, ileri demokrasi coşkusu sıcak ve nemli bir yaz günü apansız patlayan lağım misali burun direklerini sızlatır tarzda buram buram yaşanırken, profesör lakâplı DİB Erbaş devlet memurluğunun tüm haşmetiyle bayram namazına da sünnet çocuğu gibi elde tören kılıcı çıktı. Özetle “ders almam, ders veririm” dedi hepimize. Maslak’taki devasa MİT karargâhı açılışında Sayın Cumhurbaşkanımız, sağolsunlar, biz tebasıyla II.Abdülhamit’in ve o arada jurnalciliğin faziletlerini paylaşmayı ihmal etmedi. Sözcüsü Kalın, o da profesör, modernleşme adı altında bize başkalarının öyküleri mi anlatılmış neymiş, şimdi kendi akortsuz türkümüzü çığıracakmışız milletçe, o istikamette görüş beyan etti. Hani “olurlarıyla” yasaya aykırı biçimde ilçeler toptan kapatılıp, seri kimlik kontrolleriyle vatandaşın huzuru tesis edilen Sayın İçişleri Bakanı da durur mu, Pervari’den ses verdi: Görecekmişiz, hiçbirimizin ummadığı gelişmeler Türkiye’de yaşanacakmış. Ona ne şüphe!
Fakat bilin bakalım ne yok? Uğur Gürses yine yazdı, kasa tamtakır. AB’de Covid-19 dolayısıyla rekor küçülme yüzde 12’nin üzerinde, aksi gibi turist de göndermiyor. Sefere kalktık, Libya’da öyle açıkladık, affedersiniz petrole çökecektik, heyhat Suriye’de olduğu gibi nüfus bizde, kuyular rakip takımlarda kaldı. Kuzeydoğu Suriye’nin petrolünü çıkarmak için ABD’nin DeltaCrescent şirketiyle (Crescent Petroleum ile ilgisi yok, Gulfsands ile var) anlaşma yapılmış, meğer Ankara’nın da sessiz rızası devşirilmiş. Hani Fransız Courbet Libya’ya giden konvoyun arasında slalom yaptıydı, sonra Fransa’yı masada madara ettikti ama o gün, bugün denizden lojistik destek kesildi. İşe bakın, ABD’nin Eisenhower uçak gemisi de beraberindeki görev gücüyle bizim NAVTEX ilan ettiğimiz manevra alanına geldi, biz de müzakereye kapı açıp, yüce gönüllülükle sondaj faaliyetine ara verdik, yetmedi ABD ile ortak tatbikata başladık. Putin’le telefonda yapılan turist ve domates pazarlıkları neticesinde de Suriye’de frene bastık.
Çok uzun zaman önce sadık amadeniz devlet hizmetinde Kürt ellerinde görev yaparken Ankara’dan o işlerle ilgili bir genel müdür büyükelçimiz teşrif buyurmuşlardı Erbil’i. Havaalanından otele giderken ilk sorusu “burada Arapça mı konuşuluyor?” olmuştu. Ben utangaç tavırla izahata girişince, sözümü kesip, “bunları senin ofise gidince konuşuruz” yanıtı almıştım. Bilahare benim odamda bir saate yakın anlattım durumu ve bir yandan izlenen güvenlikçi politikaların o dönemki açılımcı siyasal iradeyle yarattığı çelişkiyi. “Bitti mi?” diye sordu önce, sonra bir süre düşünür gibi sessiz kaldı. Neden sonra “anladım ki bizim hiç karışmamamız gereken işler bunlar” dedi. Varsayalım yarın, bilemediniz öbür gün, velev ki 2023’te berceste muhalefetin bir güzide adayı ol başkanlık tahtına oturanda, koltuğunun altında MİT, TSK, EGM, idare reformu ve anadilde eğitim gibi Kürt dosyalarıyla devletlû haşmetmaapa arza girecek bir memur sunumunun ardından sizce farklı bir yanıt alır mı?
“Yok sanmam, almaz vallahi” diyorsanız, demokrasi ittifakınız hayırlı olsun: Mavi Vatan’da, siber vatanda, dağda ve bayırda beka mücadelesine devam. Bana gelince, modernleşme bünyeye yabancı, Batı’dan ithalmiş ya, getirin İspanya, Fransa, Britanya, Almanya, İtalya her neyse Türkiye’yle karşılaştırılabilir cesamette gerçekten demokratik herhangi bir büyük ülkenin sistemini. Ama bütünüyle; eğitim, yönetim, hukuk, hak ve özgürlükler şu bu: O’cu olacağım söz, elimde o ülkenin adı yazılı bir pankartla sizleri vapur çıkışında Kadıköy rıhtımında çiçeklerle karşılayacağım, aha da buraya yazıyorum. Bir de dipnot: Demokrasiye geçiş mücadelelerinde, karizmatik, toplumu ardından sürükleyen liderliğin de önemi büyükmüş, nedense aklıma geldi. Örnekse Cumhurbaşkanı De Gaulle, 3 Temmuz 1962’de Cezayir’in bağımsızlığını tanırken, “küçülttüğü” Fransa’ya şanını, büyüklüğünü anlatabilen bir liderdi. Şansölye Brandt 7 Aralık 1970’de Varşova’da Yahudi Gettosu Kahramanları Anıtı önünde diz çökerek, kendini küçültürken, Almanya’yı büyüten, yine Almanya yapan, yeni Almanya’nın temel taşını koyabilen bir liderdi.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları



























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024