Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu bütün iddiaları araştırıp rapor hâline getirdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, DDK’yı çok aktif ve yerinde istihdam ediyor. Daha önce sembolik gibi duran kurul önemli konularda yargının yolunu açıyor. BBP lideri Muhsin Yazıcoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazası bunların başında geliyor. Henüz kazanın şekliyle ilgili yeterli bilgiye sahip olmasak da, ölüme terk etme faaliyetleri hakkında epey malumatımız oldu. Kurtarma adı altında yapılanlarla alakalı her gün yeni bilgiler medyaya düşüyor. Özal’ın ölümüne dair raporun da benzer tesirler doğuracağına kesin gözüyle bakılıyor. Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı Gül’e takdim edilecek raporun taslağı, Özal dosyasının kapatılamayacak niteliklerini göz önüne seriyor. Özal’ın da Yazıcıoğlu’na benzer bir süreç yaşadığı anlaşılıyor. İki defa ağır kalp ameliyatı geçirmiş bir cumhurbaşkanının Çankaya Köşk’ünde nasıl ölüme terk edildiğini içimiz burkularak okuyoruz. Raporda yazılanların birçoğunun bilinen şeyler olduğu düşünülebilir. Farklı ve önemli olan, iddiaları kayıt altına alan kurumun kimliği. Daha önce gündeme gelmemiş ayrıntıları yakalamış olmaları bir yana, ihmaller zincirinin resmî ağızlardan dile getirilmesi mühim.

Başbakanken sıkılan kurşunlar Özal’ın hedefte olduğunun açık işaretiydi. Suikast girişiminin aydınlatılamamış olması ise tetiği çektirenlerin gücü ve kimliği hakkında fikir veriyor. O mihrakların cumhurbaşkanının ‘ölümünü kolaylaştırdıkları’ şüphesi iyice güçleniyor. Zehirlendiği yönündeki tezler ancak mezarı açılırsa netlik kazanacak. Zehirlenmemiş bile olsa, ihmaller zinciri çok açık. Gerçekten ihmalse hesabı ayrı, ihmal kisvesi içinde taammüt ise ayrı olacaktır. Devletin kalbinde kriz geçiren cumhurbaşkanının ıssız dağ başlarında rastlanmayacak yokluklara mahkûm olmasını kimse millete izah edemez. “Adı konulmamış darbe: 93” dosyamızda Cumhurbaşkanı Özal’ın ölümü ve takip eden olayların analizini yapmıştık. Bu sayımızda Prof. Dr. Mustafa Erdoğan, “28 Şubat, Özal’ın ölümüyle başladı.” cümlesiyle bir gerçeğin altını yeniden çiziyor. Özal’ın ölümünün neye ve kime hizmet ettiğinden hareketle dahi doğru sonuçlara ulaşabiliriz.