Celal BAŞLANGIÇ
Erdoğan rejiminin Türkiye’yi getirdiği noktayı “kabus” olarak tanımlıyor.
“Bu kabusa biz sebep olduk” diyor, “Türkiye’de herkesin huzur bulacağı, hiç kimsenin bir diğerinden endişe etmeyeceği, Cumhuriyet’in değerleri üzerine bina edilen bir nizam geliştirebilirdik belki. Ama bunu yapamadık. Şu anda bir ‘Korku Cumhuriyeti’ oluştu.”
Bunları yakın zamana kadar AKP Milletvekili olan ve kısa bir süre önce partisinden istifa eden Mustafa Yeneroğlu, Medyascope’da gazeteci Ruşen Çakır’a söylüyor.
“Bu ülkede işkence var” diyor, “Bu ülkede insanlar kaçırılıyor” diyor. Hatta “kendi adına”, “Suç ortağıyız” diyor, “Bunu da ahlaken söylüyorum. Çünkü sesimizi yeterince çıkarmadık” diyor.
Hatta bir adım daha ileri gidiyor:
“Bu ülkede yüz binlerce insan, terör örgütü üyeliği ile suçlanıyor ve bu ülkede inanılmaz zalimlikler oluyor… Türkiye, otoriter rejimin çok ileri safhasına geldi… Toplanma özgürlüğü diye bir şey kalmamış. Basın özgürlüğü, fikir özgürlüğü diye bir şey kalmamış.”
Ruşen Çakır’ın yaptığı söyleşi gerek içerik gerekse de zamanlama açısından doğru bir gazetecilik örneğiydi.
Ancak Yeneroğlu’nun kendini katıksız bir demokrat gibi göstermesi, hele bazılarının ondan bir demokratlık abidesi yontmaya kalkması özellikle Almanya’daki Türkiye kökenli bazı akademisyenlerin ve siyasetçilerin tepkisini çekti.
Çünkü Yeneroğlu Almanya kökenli bir siyasetçiydi. Milli Görüş’ten gelen Yeneroğlu karşıtı çevrelerle hayli yoğun siyasi çatışma yaşamıştı.
Kısa bir süre önce Alman televizyonlarında katıldığı programdan görüntüler, paylaştığı sosyal medya mesajlarından alıntılar ortalığa saçıldı.
Bunlardan birinde Yeneroğlu bir Alman kanalında tartışma programına katılıyor. Tarihi de çok yeni; 2018.
Cem Özdemir, “Türkiye’de basın özgürlüğü yok, muhalif olan herkes ‘terörist’ olarak damgalanıyor” diyor.
Yeneroğlu “Katılmıyorum” diyor.
Dolaşıma giren bir başka sosyal medya paylaşımı daha var Yeneroğlu’nun, Kılıçdaroğlu’na ve Türkiye kökenli milletvekillerine yönelik:
“Her fırsatta açıkça terör örgütü PKK’yı destekleyen Sevim Dağdelen ve Evrim Sommer adındaki şahıslarla Berlin’de buluşup güle oynaya poz veren CHP Genel Başkanı Sn. Kılıçdardoğlu’nu şiddetle kınıyorum. Yazıklar olsun! Ülkemin ana muhalefeti olmanız sebebiyle üzülüyorum.”
Bugün “Toplanma özgürlüğü diye bir şey kalmamış. Basın özgürlüğü, fikir özgürlüğü diye bir şey kalmamış” diyen Yeneroğlu’na göre kısa bir süre öncesine kadar bunların tümü varmış!
Çıktığı programda Çakır’a “Bu ülkede yüz binlerce insan, terör örgütü üyeliği ile suçlanıyor” diye yakınan Yeneroğlu, daha düne kadar Türkiye kökenli bazı Alman parlamenterleri, hatta HDP’yi rahatlıkla “terörist” olarak suçlayabiliyormuş.
Sosyal medyada Yeneroğlu’nun katıldığı başka bir televizyon programı da dolaşıma sokuldu. Bir Alman kanalındaki tartışmada Yeneroğlu, “Başkanlık sistemi”ni canla başla savunuyor.
“Başkanlık sistemi”yle karar verme mekanizmalarının hızlanacağını, daha iyi bir yasama ve daha kaliteli bir yürütme getireceğini iddia ediyor hararetle.
“Başkanlık rejimi”nin kesinlikle bir tek adam rejimi olmadığını, Erdoğan’ın 1988’den beri bu sistemi savunduğunu anlatıyor.
Anne Will’in yaptığı bu programın tarihi üç sene öncesine ait; 2016…
Bugün aynı Yeneroğlu “Türkiye, otoriter rejimin çok ileri safhasına geldi” diye neredeyse “günah çıkartıyor.”
Gösterilen tepkilere bakınca tartışmanın iki ana aks etrafında yoğunlaştığı ortaya çıkıyor.
Bir kesim, “Arkadaşlar bütün yaşanılanları, söylenilenleri, yapılanları, işlenen suçları unutmayalım. AKP’den koparılacak yüzde 2-3 oy için bu sahtekârlara inanmış görünmeyelim” diyerek bir hafıza tazelemesine yöneliyor.
Diğer kesim ise “Hatasını anlamış, AKP’den ayrılmış. Geri dönme yolunu kapatmayalım. Her AKP’den ayrılanı linç edersek iktidar partisinden kopuş sürecine zarar veririz” görüşünde.
Açıklıkla ifade etmek gerekirse iki görüşün de çok haklı yanları var.
Bu iki farklı görüşten üçüncü bir yola, yeni bir senteze varmamız mümkün.
Evet, bugün yaptıklarının, savunduklarının tam tersini söyleyen AKP’liler karşımıza çıkabilir. “Özeleştirini verdin mi”, “Pişmanlık gösterdiniz mi” diye yakasına yapışmak yerine hem yaptıklarını unutmadığımızı hatırlatmalı hem de eleştirileri bir linç şehvetine dönüştürmeyerek AKP’den ayrılış yolunu kapatmamak gerekiyor.
AKP içinden, belediye başkanı olduğu yıllardan başbakanlığı sürecinde Erdoğan’ın yanından ayrılmayan, hep beraber olan, bugün 17-25 Aralık yolsuzluk iddialarıyla partisinin hesaplaşmadığını, kendisinin dönemin bakanlarının Yüce Divan’a gitmesi için oy kullandığını söyleyen Ömer Dinçer gibileri çıkacaktır.
Davutoğlu gibi, başbakan olduğu dönemde “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne geçilmemesi için büyük bir çaba gösterdiğini söyleyenler de olacaktır.
Yani demem o ki önümüzdeki süreçte AKP’den daha çok “itirafçı sanık” çıkacak.
Şimdiden hazırlıklı olalım “Pişmanlık Yasası”ndan yararlanmak isteyen “itirafçı sanık” akınına!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları












































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021