Cemil ERTEM
2014’ün şu ilk günlerinde görenen o ki, içinde bulunduğumuz acayip durum, yalnız Türkiye’yi saran bir kabus bulutu değil. Gelişmekte olan Asya’dan başlayarak, bütün kriz boyunca dünya büyümesini omuzlayan ülkeler teklemeye başlıyor, bu ülkelerin paraları dolara karşı değer kaybediyor, dolar yükseliyor ancak petrol gibi dolarla değerlenen temel emtialarda yukarı yönde fiyatlanıyor. Öte yandan Avrupa borsaları, Euro Bölgesi’nde temel bir düzelme görülmemesine rağmen, uzun bir süreden beri ilk defa bu kadar uzun süreli yukarıda tutunuyor. ABD Hazine tahvilleri ise iki yıldan beri ilk defa bu kadar yüksekte… Bütün bu hızlı asimetrik durumun nedeni yalnız Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed) geçen yılın son ayında ilan ettiği aylık 10 milyar dolarlık tahvil alımı azaltması mı; tabii ki hayır… Üstelik yeni Fed başkanı Yellen’in, Fed’in bilanço büyüklüğünden pek korkmadığını, tam aksi olarak, derdinin hala çözülmeyen resasyon tehlikesi olduğunu biliyoruz.
Esas sorun Çin’in yeni yönü
‘Asya hisse senetleri düşüyor, çünkü Çin’in imalat sanayi verisi kötü geldi, Tayland ve G. Kore eski formunda değil…’ Bunları geçelim, birileri Çin’in yeni gelen imalat sanayi verisinden çok, yeni devlet başkanı Xi Jinping’in, Deng’ten sonra, yapacağı en büyük değişimden hoşlanmıyor ve Çin’den başlayarak Asya’dan çıkışı körüklüyor.
Çin’in yeni ‘liberal’ başkanı Xi Jinping’in, şu sıra küresel finans oligarşisinin Türkiye ile birlikte kırılgan beşliye dahil ettiği Endonezya’da, geçen yılın Ekim ayında, düzenlenen Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün (APEC) toplantısında yaptığı konuşmanın başlığı; ‘Reform, dışa açılma ve Asya’nın geleceği’ idi. Xi, burada Asya’nın yeni bir büyüme yolu açmasının zamanı geldiğine işaret ederek, bölgesel birliklerin (ekonomilerin) ortaklaşa teknoloji geliştirmesi gerektiğini vurgulamış ve büyük Asya entegrasyonunu işaret etmişti.
ABD’nin iki büyük korkusu
Bugün ABD’nin iki büyük korkusu vardır; birincisi Çin’in Pasifik’in sınırlarını aşarak, geliştirdiği teknolojiyi ve elindeki büyük sermaye gücünü-sistematik bir şekilde- ihraç etmesi. İkincisi ise Çin’in dolar rezervlerini, hızlı bir şekilde eritmeye başlaması… Ancak ABD biliyor ki, bu ikinci büyük korkusu, ancak Çin’in dışa taşarak yeni bir dünyanın adımlarını atması ve dolar dışında yeni bir ticari çevrim oluşturmaya başlaması ile mümkün olur. İşte ABD’nin, birbirine bağlı, bu iki büyük korkusunun gerçekleşmeye başladığının ilk ve en stratejik işaretlerinden birisi, Xi Jinping’in Endonezya’da yaptığı bu konuşmadan hemen önce, Türkiye’nin füze ihalesini Çin’e vermesiydi.Türkiye-Çin füze anlaşması ya da ön adımı diyelim; ABD ve Batı için çanların çalmaya başlamasıydı. Çünkü, bu adım, basit bir silah ihalesi değildi, bundan öte teknoloji alışverişi ve buna bağlı yatırım silsilesini de içeriyordu.
AB ve Şanghay
İşte bu günleri takip eden tarihlerde Başbakan Erdoğan, Rusya ziyaretinde, yine ısrarla, Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’na aktif olarak dahil olmasının gerektiğini söyledi. Tabii tam bu sıralar Erdoğan’ın sıkça yaptığı bir şey de yerleşik BM düzeninin radikal eleştirisi idi. Tabii Başbakan Erdoğan bunları söylerken bizim ittihatçı ‘liberal’ muhalefetimiz; ‘Türkiye nereye gidiyor, eksen kayar da bu kadar da kaymaz’ eleştirilerine devam ediyordu. Halbuki, yine geçen yılın son ayında, şu 17 Aralık operasyonundan bir hafta önce falan, Başbakan, AB ile vize kolaylığı anlaşmasında, AB süreci benim cebimde, Türkiye bu hedeften vazgeçmeyecek diyordu. İşte işin en önemli yanı da burasıydı; hem Çin’le ortak, yüksek teknoloji silah sanayi geliştirmeye niyetleneceksin hem de, AB’ye ben istediğim koşullarda gireceğim, çünkü AB artık ‘hasta adam’ diyeceksin…
Şimdi siz bütün bunlara, 2013 yılında yapılan enerji anlaşmalarını, Hazar’dan, Musul’a kadar hattta İran’a ve Doğu Akdeniz’e (İsrail-Gazza açıkları) kadar, Güney Gaz Koridoru ile temel stratejik enerji bölgelerinin denetimi ‘sorunsalını’ ekleyin… Yetmiyor; Marmaray’la ve şu Kanal İstanbul projesiyle Lozan’ı hadi geçin, 1936’da Sovyet korkusuyla yapılan Montreux’nün bile yerle bir edilmesini ve bu yolla güney enerji koridoru dışında güney ticaret geçişlerini-ki bu yeni ipek yoludur ve Pasifik’le, Akdeniz’i dolayısıyla Avrupa’yı birleştirir- Türkiye’nin ele geçirmesini de buraya katın.
Yeni bir dünya; hemen şimdi…
Sonra geriye çekilin ve ortaya çıkan manzarayı seyredin; şunu görürsünüz: AB ve ABD’nin ortaya attığı Transatlantik büyük birliğinin canına okuyan, Xi Jinping’in Endonezya APEC toplantısında ortaya attığı yeni Asya kalkınması ve entegrasyonu… Ama bitmiyor, bu büyük kalkınma paradigması, AB’yi de kendisine yine Türkiye sayesinde çekiyor. Yine Ortadoğu’da İslam’ın demokratikleşmeyi gerçekleştirmesi ve yeni bir İslam ekonomisi de buraya ekleniyor. İşte size katliamcı neoconların ve onların işbirçilerinin olmadığı yeni bir dünya…
Hedef, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmaması…
Şimdi şu an Türkiye’ye Başbakan Erdoğan sembolize edilerek yapılan saldırının arkasında bu yeni dünya korkusu vardır. Ve kilit ülke Türkiye’dir…
Bunun için, şimdiye değin, ellerinde tuttukları Ergenekon’dan sonra yedekledikleri yapılara içeriden bu operasyonu yaptırttılar. İşin ilginci, biliyorsunuz, işe yaramayan, soğuk savaş paradigmasını göre örgütlenmiş kanlı Ergenekon örgütünü de, şimdi operasyon çeken yapıya tasfiye ettirdiler.
Peki bundan sonra nasıl bir strateji izleyecekler? Görüyorsunuz, Asya’nın büyümesini düşürecek yeni bir finansal kriz yapılanması var önümüzde…
Herkesin uzlaşacağı(!) bir Cumhurbaşkanı adayı….
Türkiye’de hedef dediğim gibi Erdoğan ve ekibidir…AK Parti’yi ANAP’laştırak korumaya çalışacaklar. CHP ve tırnakları sökülmüş, neoliberal IMF reçetesi benzeri politikalar uygulayan bir AK-Parti ile yeni bir siyaset dizaynı yapıyorlar. Erdoğan’ın kesinlikle, halkın seçtiği, güçlü ve AK-Parti’yi de yönlendiren bir Cumhurbaşkanı olmasını önlemeye çalışacaklar. Hedef yerel seçimler falan değil, doğrudan çözüm süreci ve budur.
Bunun için herkesin üzerinde uzlaşacağı alternatif ve şok Cumhurbaşkanı adayları ortaya çıkaracaklar. Örneğin 28 Şubat mağduru, MHP’nin de, CHP’nin de hatta AK-Parti tabanının, milli görüş geleneğinin ve tabii cemaat’in de oy vereceği- cemaatin militanca destekleyeceği- üstelik kadın olma avantajını da taşıyan Meral Akşener gibi… Ancak ben Meral Akşener gibi, 28 Şubat deneyimini yaşamış, dürüst bir politikacının bu tezgaha geleceğini sanmıyorum.
Muhsin Yazıcıoğlu yaşasaydı bu tezgaha gelir miydi; o zaman Meral Akşener’de gelmez… Muhsin Yazıcıoğlu’nu zaten bu günler için öldürdüler, bunu da yazın bir kenara… Tabii Meral Akşener ‘hesabının’ başka aktörleri de var. Onları yazmayalım, üzülürsünüz… Ancak Erdoğan ve yakın ekibi dışında herkesi devşirmeye çalışacaklar…
İşte böyle; ama Türkiye çıkar buradan, inanın buna…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018