Ekrem DUMANLI
Hafta içinde “yandaş medya” yine aynı manşetle çıkmıştı. Malum, çoktandır koro halinde konuşuyorlar.
Bu seferki senaryoları “haram” üzerine kurulmuştu. “Haram taltif”, “Haram taltif operasyonu”, “Hoca'nın haramzadeleri” gibi başlıklar atmışlardı. Ortak yayın stratejisine bakınca şu sonuca ulaşıyor okur: Sürekli aynı başlıkları atabilmek için ya aralarında telepati yapıyorlar ya da bir suflör bunların kulağına ne üflüyorsa onlar da borazan gibi aynı sesi çıkarıyorlar.
“Haram” başlıklarına dönecek olursak; öyle bir hava estirmişler ki sanırsınız yandaş diye ünlenen, havuz medyası diye suçlanan gazete ve televizyonların bir haram-helal titizliği bulunmakta. Öyle ya; hep bir ağızdan “haram taltif” deyip başlık attıklarına göre harama helale dikkat ediyor olmalılar. Ah keşke öyle olsa!
Müsaadenizle önce taltif meselesini özetleyeyim; sonra döner güdümlü ve tetikçi medyanın haram üzerinden algı operasyonu yapmasına değinelim.
Emniyet, TSK, MİT gibi güvenlik birimlerinde sıkça uygulanan taltif sistemi, zor ve yıpratıcı görevlerde bulunan kişilerin mali durumunu düzeltmeye matuf bir gayret. Konumuz Emniyet olunca ve somut bir dava açılınca oradaki uygulamaya bir göz atalım. Polisler için taltif şu aşamalardan geçiyor: 1) İllerde taltif komisyonları liste hazırlıyor, bu listeyi İl Emniyet Müdürü'ne veriyor. 2) Emniyet müdürleri gerekli incelemeyi yapıp Vali Bey'e sunuyor. 3) Valilik inceledikten sonra liste Emniyet Genel Müdürlüğü'nün İnsan Kaynakları birimine gidiyor ki bu birim taltif önerilen kişinin o gün izinli, raporlu vs. olup olmadığını tespit etsin. 4) Taltif Ön Kurulu'na liste geliyor, onlar da taltif gerektirecek olayın buna değer olup olmadığına; değiyorsa ne kadar taltif verilebileceğini inceliyor, tekliflerini bir üst makama bildiriyor. 5) Taltif Komisyonu, süzgeçlerden geçmiş listeye bakıp takdirde bulunuyor.
Haram üzerine manşet atıp algı operasyonu yapanlar bu beş halkadan kimi suçluyor dersiniz? Neredeyse hiç kimseyi. Onlar öncelikle 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını yapan emniyet mensuplarını hedef tahtasına koyuyor, fotoğraflarını basıyor. İsimlerini listeliyor. Niçin? Taltif aldıkları için. Yani, devletin en alttan en üste beş aşamalı süzgeçten geçirerek yaptığı taltifi almak bir suç olmuş(!) Üstelik rakamları çarpıtarak, “Bakın, ‘Biz haram lokma yemedik' diyenler haram yemiş!” iddiasında bulunuyorlar. “Şu kadar maaş taltif almışlar” diyorlar da maaşların en çıplak haliyle hesaplandığını, ‘bir maaş taltif'in rütbesine göre 45 ila 300 lira arasında değiştiğini söylemiyorlar. Bu taltiflerin meslek hayatının tümüne yayıldığını, yılda 2-3 bin lirayı ancak bulduğunu anlatmıyorlar. Vatandaş da sanıyor ki bir maaş taltif deyince adamların eline bir anda binlerce lira geçiyor… Yok, böyle bir şey.
Yandaşın maksadı farklı. Bir sahur vakti gözaltına alınan, ellerine kelepçe vurulan polislerin dik duruşu bunları çileden çıkarmış. Evlatları gözaltına alınırken ana babaların, “Yavrumuza haram lokma yedirmedik!” feryadı karşısında kulaklarını tıkamak istiyorlar. Eziyet üstüne eziyet gören polislerin “Haram lokma yemedik!” diye haykırması, haramzadelerin korkulu rüyası olmuş. Bu nedenle “Bak bunlar da haram lokma yemiş” mesajını vermeye çabalıyorlar. Boşuna bir gayret! Neden?
Çünkü borazan medya tarafından suçlanan hiçbir fert kendine şahsi bir menfaat sağlamamış. Taltifte bulunanlar mevzuat gereği komisyonlarda görev almış, vazifelerini yerine getirirken kimseye iltimas geçmemiş. Taltif alanlar ise devletin takdirine hiçbir müdahalede bulunmayıp ne karar verilmişse ona razı olmuş. Bu insanların meslek hayatı boyunca aldığı taltifleri alt alta yazıp onların da haram yediğini iddia etmek okuru yanıltmak değil de nedir? Hal böyle olunca “Bre vicdansızlar! Bu taltiflerde haram nerede?” diye soruyor insanlar. Eğer, “Bu uygulama yanlış.” diyorsanız hemen mevzuatı ve uygulamayı değiştirin. Değiştirmediğiniz gibi uygulamaya aynen devam etmişsiniz. Mesela 17 Aralık'tan sonra hükümetin cımbızla seçtiği ve kendine sadık bulduğu emniyet yetkilileri kendilerine taltif yazmış. Düşünebiliyor musunuz, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı ve Taltif Komisyonu Başkanı Mustafa Gülcü, göreve geldiği ilk toplantıda en yüksek taltif miktarını kendine layık görerek(!) 24 maaş taltif almış. Bravo! Bir başka misal: Taltif operasyonunu bizzat yöneten KOM Daire Başkanı Orhan Özdemir, meslek hayatı boyunca 533 taltif almış. Biri çıkıp “Yahu Müdür, sen ne yaptın? Bu bir suçsa yandaş medya senin adını neden yok sayıyor?” demez mi?
Borazan medyanın harama helale riayet ettiği falan yok. Maalesef yok. Olsaydı 9 aydır yüzlerce yalanı peşi peşine sıralamaz, iftiraya devam etmez, insanların onuruyla oynayarak yolsuzluk ve rüşvetin üzerini kapatma gayreti içinde debelenip durmazdı. Alışında, satışında, el konulmasında, haram işlem yapılan medyanın yazdığı da söylediği de haramdır; dolayısıyla “haram lokma yemedim” haykırışı onlara batıyor; çünkü bu söz onlara hak edilmemiş kazançlarını hatırlatıyor.
Hükümetin her dediğine ayak uyduran ve ona göre düşmanlıklar ihdas eden meslektaşlarım, lütfen son 5-10 senelik mal varlığınızı açıklayın. Açıklayın da kimin nereden nereye geldiğini görelim, hangi kalemlerin kiralık ya da satılık olduğunu herkes bilsin. Onca yalan ve iftiraya aylardır devam etmenizin aslî sebebini Türkiye görsün, okusun ve gerçek haramzadeler ortaya çıksın. Bizim de mal varlığımız devletin elinde, oradan buradan fiş/fatura istemeye gerek yok, himaye kanatlarından çıkmadığınız o servisler herkesin durumunu iğneden ipliğe biliyor zaten. Bu arada damat kontenjanından CEO'luk yapanların villalarını, konaklarını, gemilerini, yazlıklarını, güzlüklerini de açıklasın birileri. Daha dün denecek kadar kısa bir süre önce maddi sıkıntı yaşayan “siyasal İslamcılar”ın madencilikten inşaat sektörüne, nakliyattan AVM'lerdeki restoran zincirine; hatta oradan sağlık ve eğitim konusundaki büyük hamlelere(!) kadar hangi konularda ticari deha(!) örneği sergilediğini kamuoyu görsün ki haram manşetlerin ne kadar samimi olduğuna dair bir kanaati olsun. Bir de kamu kuruluşları, yarı kamu kuruluşları, dost şirketler, reklam ve yapım şirketleri vasıtasıyla ev-bark iş-güç sahibi olan yazarçizer takımı var. Onların da yazdıklarında samimiyet bulmak her geçen gün zorlaşıyor; zira birileri tarafından zenginleştirilen yazarın fikren fakirleşmesi ve bağımlı hâle gelmesi kaçınılmaz…
Ah keşke medya, haram-helal gibi en muazzam iç kontrole dönebilse, vicdanının sesine kulak verebilse! O zaman bu ülke yalandan, dolandan, iftiradan, ahlak tanımamazlıktan yakasını kurtarabilir. O noktaya varmak için ayakkabı kutularından başlamak, pahalı saatlerin izini sürmek, sıfırlanamayan rakamlarla alınan konaklara kuşkuyla bakmak gerekir. Haram-helal titizliği başladığında gazeten sabah sana utanç verecek; İslamcı görüntüsü altında bastığın o çıplak resimler ve dizilerle geldiğin noktada, gerçekler sana “günaydın” diyecek. Utanıyorsan yeni bir yola girersin yoksa haramzadelik seni de diğer yandaşlarını da esir alır. Kendi ayıbını örtbas etmek için başkalarına iftira atmak da kurtaramaz sizi o vicdan yükünden; çünkü içindeki o kadim hatıra sizi hep aslî mecranıza davet edecek…
Yalanda sınır tanımazsanız…
Allah kimseyi duçar etmesin yalancılığa. Huy haline gelir zira. Biri söyler, öbürü tasdikler. Ve iğfal edilir kitleler. Tanıyamazsınız bir zamanlar arkadaş olduklarınızı. Yalan, yalanı doğurur; birini kapatayım derken öbürüne esir olursunuz. Sonunda, Allah korusun, alışkanlık haline gelir ve en basit hadiselerde bile yalana ve mübalağaya esir düşersiniz.
Mesela Tayyip Erdoğan, BM'de bomboş salona konuşma yapmış. Üzüldüm. Üzülmemek elde değil; demokrasisi ve İslamî kimliğiyle dünyaya örnek ülke olacakken rota değişti; yapayalnız ve yasakçı bir ülke durumuna düştü Türkiye. İnsan üzülmesine üzülür de salon bomboş diye başka bir fotoğrafı sanki o konuşmaymış gibi basmak makul mü? Bir de kıyak bir izlenim döşenmişler. Ayıp, ancak şaşırtıcı değil; zira aylardır yalan olduğunu bile bile kara propaganda yapıyorlar, özür de dilemiyorlar. Şimdi küçük bir kes-yapıştır gazeteciliği(!) için mi özür dileyecekler?
Maalesef borazan medyası 9 ayda kocaman bir yalan ve iftira makinesi doğurdu. Anomali bir doğum, mutant bir varlık var karşımızda. Yalanlarını art arda sıralayın, bir ansiklopedi çıkacaktır ortaya. Neler yok neler o ansiklopedide. “Cemaat”i CIA'in parçası diye takdim edenler sonra avuçlarını patlatırcasına Amerikan gizli servisini alkışlayarak CIA'e Cemaat'i şikâyet etti, bu üstün performansı(!) manşetlere taşıdı. Her şafak vakti birkaç tekzip alanların yalanı komedi filmlerine meydan okuyor. Mesela “Noam Chomsky ile röportaj yaptım” diye ortaya çıktı ve İngilizceye yepyeni bir terim kazandırdılar: “milk port”; yani sütliman. Alkışlar! Gerçi Chomsky haberi yalanladı ama olsun; İngilizcenin kısır kelime hazinesine(!) katkı sağladı gazete. Çömez bir yalancı da CNN muhabiri ile röportaj yapmıştı; yüzünü bile görmeden, hayalen... Akşam adlı yayının yönetmeni Zaman'a iftira attı; defalarca “Namusun, şerefin, onurun varsa ya ispat et yahut özür dile!” dedik; adam susmayı tercih ediyor. Ne dersiniz bu adama şimdi?
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin kimlik bilgilerine ulaşarak(!) gazetecilik yapan(!) en çapsız tetikçi unvanını elinde tutan bir evrak-ı perişan göz göre göre anne ismini (Rabia'yı) Rabin diye takdim etti. Çarpıtması ortaya çıkınca utandı mı? Ne mümkün! Onlarca yalan haber yapan ve iftira atma rekoru kıran bir adamda ar damarı kalmış mıdır...
Yüzlerce yalan, çarpıtma, iftira…
Onlar aylardır yalan yazmaktan yorulmadı, biz de yalanlarını ortaya çıkarmaktan. Böyle devam edeceğe benziyor. Ancak yeni yayın döneminde yalancıya da yamacıya da sürprizlerimiz olacak. Bir de öbür âleme kalacak hesaplar var; o gün bile bile yalan söyleyenler, iftira edenler kaçacak yer bulamayacak...
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2015
6.01.2015
3.01.2015
30.10.2015
27.10.2015
23.10.2015
20.10.2015
16.10.2015
13.10.2015