Ergun BABAHAN
(Girit-Hanya)
Ahmet Davutoğlu’nun Avustralya’da Başkan Obama ile görüşmesinin ardından ‘‘Amerika, Suriye politikasında giderek bizim çizgimize geliyor’’ demesinin üzerinden neredeyse iki yıl geçti. Aradan geçen bu zaman zarfında, Washington’ın Suriye’de Türkiye çizgisinden çok PYD çizgisine geldiği ortaya çıktı.
Türkiye’nin cumhurbaşkanı, başbakanı, genelkurmay başkanı hep bir ağızdan ‘‘PYD de, İŞİD gibi terör örgütüdür’’ dedikçe Beyaz Saray’dan, Amerikan Dışişleri Bakanlığı’ndan açıklama geliyor: PYD terör örgütü değildir.
Amerikan yönetimi, Suriye Kürtlerini eğitiyor, silahlandırıyor, destekliyor. Amerikan desteği sayesinde, Türkiye’nin kesinlikle karşı olduğunu ilan ettiği Kuzey Suriye’nin kurulması an meselesi. Kürt kaynakları, yakında Cerablus’u almak için harekete geçmek üzere olduğunu açıkladı.
Can ve seçim derdine düşmüş AKP iktidarı, bu toprakları Kürt vatandaşlara zindan eder, günler süren sokağa çıkma yasakları ilan eder, seçim sandıklarını manipüle etmeye hazırlanırken bölgemiz baştan aşağı yeniden şekilleniyor. Dış politika vizyonu olarak ‘‘Bölgede Türkiye’den habersiz kuş olmayacak’’ iddiasını ortaya koyanlar, kendi yarattıkları tablonun altında eziliyor.
BÖLGE DEĞİŞİYOR
Amerikan Başkanı ile görüşmek için binbir takla atan, Putin’in önünde dut yemiş bülbüle dönenler, gelişmelerin nereye gideceğini görememenin çaresizliğini yaşıyor.
Girit’ten Balkanlara kadar Osmanlı devletinin yaşadığı ulus-devlet deneyimi bize açıkça gösteriyor ki, milliyetçilik alevi tutuştuğunda bastırmak neredeyse imkansız. Eğer, milliyetçilik duygusunun yayıldığı coğrafyada nüfus çoğunluğu varsa, tek çözümün soykırım, tehcir gibi nüfusu yok etmeye yönelik uygulamalar olduğu biliniyor.
Bugün Kürt ulusçu hareketi, artık Türkiye sınırlarını aşan bir nitelik kazanmış durumda. Girit’e baktığımızda, önce bağımsızlığa sonra Yunanistan ile birleşmeye giden yoldaki isyanların 1800’lerin başlarında ortaya çıkıp yüzyılın sonunda başarıya ulaştığını görüyoruz.
Türkiye, Kürt meselesini demokratik yöntemlerle çözemezse, Kürt hareketinin de benzer bir yolu izlemesi kaçınılmaz hale gelecektir.
TÜRKİYE GÖRMÜYOR
Bu ülkenin birliği korunabilir elbette ama AKP zihniyetiyle değil. Türkiye’nin yeniden Avrupa Birliği standartlarını hedefleyen bir hükümet anlayışına kavuşması şart. Ancak bu, standartlar ışığında herkesin eşit vatandaşlığı ile olacaktır. Rusya’nın Esad’ın hamiliğine soyunduğu bu dönem, belki Akdeniz kıyısında butik bir Alevi devletiyle sonuçlanacak. Putin’in bunu Erdoğan’ın yüzüne söylediği anlaşılıyor. Rus askeri gücü bunu gerçekleştirmek için orada.
Suriye’yi parçalayacak böyle bir bölünme sınırımızda Irak Kürdistan’ı benzeri bir gelişmeyi kaçınılmaz kılacaktır. Amerika’nın en yakın müttefiki rolünü üstlenecek olan bu yapı, uluslararası tanınırlık ve saygıya da sahip olacaktır.
Şu anki enstantane filmin sonunu gösterir nitelikte. Siyasi körler ve stratejik derinlik sahipleri göremiyor sadece.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021