Ergun BABAHAN
Bir toplumda hukuk devreden çıkınca orman kanunu hâkim olur. Gücü gücüne yeten uygulaması başlar. Hukuku ayakta tutan demokrasidir. Demokrasi, güçler ayrılığı ilkesi, medya özgürlüğü askıya alındığında o toplumun ‘medeni' olma özelliği ortadan kalkar. Hele bir de içinde 100 yıllık bir etnik grup sorunu varsa.
Recep Tayyip Erdoğan, bu toplumu medeni bir şekilde ayakta tutacak tüm kurumları imha etti. 1 Kasım'daki ‘şaibeli' seçim sadece AKP'yi tek başına iktidar yapmadı, iktidar uğruna uygulanan politikalarla kanlı bir iç savaşın kapısını da açtı.
Bugün Türkiye cinnet halinde kendi yurttaşlarının ölümünü izliyor. Tribündeki taraftar gibi, takımını seçmiş, karşı tarafa atılan golü sayıyor. Burada gol artık ‘etkisiz hale getirilen' insan hayatları…
Cesur olup sormamız gereken soru şudur: Ankara'daki korkunç saldırı ülkenin Kürt coğrafyasında derin bir üzüntü yaratmış mıdır, yaratmamış mıdır? Bu sorunun cevabı ülkenin parçalanma noktasında geldiği noktayı tüm açıklığıyla ortaya koyacaktır. Duygusal kopuşu aşmış, birbirinden nefret eder hale getirilmiş bir toplumsal yapı oluşturulmuştur.
Yolsuzların ve bu yolsuzlukların hesabını verme endişesinin Türkiye'yi getirdiği yer, budur. Acı bir tablo ama gerçekçi bir değerlendirmedir bence. Gerçekleri görmezden geldiğimiz, sorunları halı altına süpürdüğümüz için bu noktaya geldik. Türkiye'nin iktidarıyla birlikte önemli kesimi “İttihatçı” olunca, diğer bölümü “Gerilla” oldu.
Tamiri giderek zorlaşan bir kopma bu. Kristal vazonun kırılması, tuz buz olması gibi toplumsal dokunun dağılmasına tanıklık ediyoruz. Bir insanın bir ülkenin kaderini açık bir şekilde karanlık dehlizlere doğru yönlendirdiği, Cumhuriyet'in bekasının sorgulandığı bir dönem…
1915'te böyle bir sorunla karşılaşan devletin nasıl bir çözüm yolu bulduğunu hepimizi biliyoruz. Bugün bunu ‘‘terörle mücadele'' adı altında yeniden uygulamaya çalışıyorlar. Kürt coğrafyasını yakarak yıkarak huzur ve istikrarı sağlayacaklarına inanıyorlar.
Bu ülkede yaşayan insanlara gerçek söylenmediği için terörle mücadele edildiğine inandırılıyor. Asıl büyük mesele, Kürt meselesi, bir halkın kültürel ve siyasi taleplerinin mücadelesini verdiğini göremiyorlar.
Ahmet Altan o müthiş üslubuyla kanlı saldırının ardından şu satırları kaleme almıştı:
“Bütün bu insanlar, bir adam ‘anayasaya uymadığı, uymak istemediği, anayasayı paramparça ettiği ve ömrünün geri kalanını yasaların üstünde kalarak geçirmek' istediği için öldüler.
Ve daha ölecekler.
‘Anayasaya uymayacağını' açıkça söyleyen ve yargıya da ‘anayasaya uymaması' için talimat veren Tayyip Erdoğan bu ‘anayasa dışı' iktidarını sürdürdüğü sürece bu ülkede acı ve ölüm bitmeyecek.”
Ekonomisi batağın sınırına gelmiş, dünyada itibarsızlaşıp yalnızlaşmış, Suriye'de köktendincilerle kol kola girmekten çekinmeyen bir zihniyetin üç-beş senede koca bir ülkeyi getirdiği nokta bu. Obama haklı… Tam bir fiyasko.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Uluslar neden çöker, Türkiye neden çöküyor?
24.03.2022 - Madalyonun öteki yüzü: Putin kaybedince, Erdoğan da kaybedecek
7.03.2022 - Kürt sorunu çözülmeden liberal demokrasi kurulamaz!
1.03.2022 - Bir gazeteci cinayeti (daha)
21.02.2022 - Erdoğan TV programlarında neden prompter’a mahkum oldu
28.01.2022 - NATO için iktidardan vazgeçen İnönü'den, iktidarı için NATO’dan vazgeçebilecek Erdoğan'a
11.01.2022 - Parti binası silahla basılan HDP ama terörist de HDP, öyle mi?
6.01.2022 - Türkiye karanlık ve zorlu bir yıla girdi: Tercihler yılı
3.01.2022 - Cehalet ve kötü niyet Türkiye’yi büyük felakete sürüklüyor
25.11.2021 - Kılıçdaroğlu helalleşme ile ‘endişeli muhafazakarları’ kazanmaya çabalıyor
18.11.2021
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları

















































Celal Yıldız
Tanerin babasını iyi tanıyan bir demokrat öğretmenim. Hem Dursun Akçamın hem de Tanerin yazdıkları kitap ve yazıların hemen hemen hepsini okudum. Referandum sürecinde birçok sol aydın gibi Taner de "yetmez ama evet" diye yazılar yazarak Erdoğanı destekliyordu. O günler şeriat ile demokrasinin zıt şeyler olduğunu; bundan dolayı tüm İslam dünyasında demokrasiye örnek bir ülke olmadığını; islam dünyasının belki birkaç asır içinde değişebileceğini yazmıştım. Dersimlilerin bir sitesinde: "Takiye yapan İslamcı iktidarın birçok "evetçi aydın" gibi Taneri de kandırdığını, birçok aydının bu zokayı niçin yuttuklarını uzun uzun anlatmıştım. Ülke içindeki "evetçilerin" çoğu Erdoğan darbesini yiyince derin uykusundan uyandılar. Uzun isim listesini saymaya gerek yok. Ama Taner Akçam ülkede olmadığı için hala uyanamadı hala yanıldığını itiraf etmiyor. Hala şeriatçı Erdoğannın demokrat bir lider olacağına inanıyor. Bilinmelidir ki, çocukluğundan beri bütün kodları şeriatçı bir aile ve çevre içinde oluşan birinin ergin yaşlarda değişip "örnek bir demokrat olması" çok zordur. Bu tespit sosyolojik bir olgudur. Taner dosta önerim bir an önce Hasan Cemal, Cengiz Candar, Nuray Mert gibi "evetçilerle" kopntak kurup bu yanlış yolda ısrar etmemesi ve özeleştiri vermesidir. Yanlış yolda ısrar kendisine zarar verecektir ve demokrat güçler kendisinden kopacaktır.