Etyen MAHÇUPYAN
Siyaset dramatik tercih anları yaratıyor ve siyasetçinin ‘kumaşı’ da o anlarda ortaya çıkıyor. Bu ‘kumaşı’ oluşturan unsur sadece siyasetçinin kişiliği değil. İnandığı misyon ve beraber yürüdüğü insanlara olan güveni de birincil derecede önemli. Bu açılardan bakıldığında AKP çok avantajlı bir parti… Büyümenin getirdiği bütün ‘bulanıklaşmaya’ rağmen, ana kadro iç insicamın korunmasını sağlayacak değişikliklerle sürekli yeniden oluştu. Buna Erdoğan’ın cesareti ve dik duruşu ile olağanüstü bir katkı yaptığı açık. Ama sadece o da değil… Çünkü Erdoğan parti içindeki benzersiz karizmasına karşın, kolaya kaçmayan bir liderlik gösterdi. Kendi dışına çıkarak kendisine ve partisine bakmayı becerebilen bir liderlik… Bunu cumhurbaşkanlığına geçiş sürecinde açık olarak sınamış olduk. ‘Yeni’ Türkiye’nin neyi gerektirdiğini Erdoğan geniş ufku ve sezgisel yetenekleriyle anladı ve uyguladı.
Bütün bunlar bugün niçin Recep Tayyip Erdoğan diye bir ‘fenomenle’ karşı karşıya olduğumuzu yeterince anlatıyor. Çünkü bugün Erdoğan sadece bir siyasetçi, lider veya Cumhurbaşkanı değil, muhalefetin ve karşıtlarının bile referans almaktan vazgeçemediği ‘yeni ve kalıcı gerçekliğin sesi’. Bu ses doğal olarak birçokları için bir tehdit, diğerleri için ise tutundukları bir umut dalının somutlaşmış hali. Dolayısıyla Erdoğan’ın karizması sadece kendisiyle ilgili bir nitelik değil. Onun hem olumlu hem olumsuz anlamda nasıl algılandığıyla doğrudan bağlantılı. AKP ve Erdoğan üzerindeki tehditler, AKP karşıtlarının bel altı stratejisi ve aydınların kör gözüm parmağına yanlı bakışları bu karizmayı genişleterek başlı başına bir ‘siyasete’, bir siyasi duruşa dönüştürüyor.
AKP’nin seçim başarılarının ardında söz konusu karizmanın da payının olduğu açık. Çünkü AKP seçmeninin hatırı sayılır bir bölümü açısından Erdoğan, AKP misyon ve siyasetinin bütününü kucaklayarak bir yandan basitleştiren, öte yandan da insanileştiren bir lider. Eğer AKP sandıkta geriletilecek ise herhalde muhalefetin Erdoğan’ın karizmasını yıpratması gerekiyor. Ne var ki siyaset her zaman iki yönlü sonuçlara açık. Siz Erdoğan’sız bir siyaset hayal edip, yolsuzluk suçlamasının her halükarda liderin prestijini yerle bir edeceğini öngörebilirsiniz. Ama liderin nasıl ‘cevap’ vereceğini de doğru öngörmeniz gerekir. Nitekim bugün Erdoğan’ın karizması geçmişe nazaran çok daha fazla. Bütün ‘yolsuzluk’ ve ‘otoriterlik’ bombardımanına rağmen…
Muhalefet için ne kadar öğretici bilinmez ama Erdoğan’ın prestiji Gezi ve özellikle 17 Aralık sonrası daha da arttı. AKP tabanı bu prestiji kendi eliyle onardı ve çıtasını yükseltti. Çünkü karşılarında bir tehdit vardı ve o tehdit askeri darbeden daha kritikti. Askeri darbeler siyasetçiyi çaresiz bırakabilir ama onu aynı zamanda daha da meşru kılar ve eninde sonunda ‘normale’ dönülür… Ama Gezi ve 17 Aralık süreçleri iki unsuru öne çıkardı. Birincisi tehdidin Batı’dan geldiği algısıydı. Bunda Mısır’daki darbenin Batı tarafından desteklenmesi de büyük rol oynadı. Ancak günümüzde askeri darbeyi desteklemesi beklenmeyecek Batı’nın böylesine kolayca ‘karşı kampta’ yer alması büyük bir tehditti, çünkü Batı onaylamadan ‘bu işler olmazdı’… İkincisi tehdidin asıl unsurunun ‘içeriden’ gelmesi, Gülen cemaatinin sürükleyici olmasıydı. Çünkü muhafazakâr kesimi sosyolojik olarak ayrıştırmak kolay değildi ve bu ayıklama olmadan kendi tabanından, hatta kendi parti grubundan bile emin olmak imkânsızdı. Dahası AKP ve Erdoğan şunu gördü: Eğer Gülen olayını çözemezsen yakında başın askerle de derde girer ve Kürt meselesini de çözemezsin. Bu yeni ve farklı mücadele sürecinde AKP daha önceki demokratik açılımlarına ters yönde adımlar attı. Erdoğan’ın dili de müsamahaya yer vermeyen bir katılığa büründü. Çünkü süreçte yapılacak en ufak bir atlamanın çok büyük risk taşıdığına inandılar.
Erdoğan bunu tabana anlatabildi. Aslında çok da zor olmadı… AKP seçmeni fazlasıyla siyasi bir bakışa sahip ve söz konusu tehdit algısını aynı derecede taşıyor. Ayrıca bu seçmen kitlesi laik kesimin aksine Gülen cemaatini bizzat kendi hayatından, çevresinden tanıyordu. Bürokrasi içinde herkes birbirinin kim olduğunu ve ne yaptığını az çok biliyordu. Buna Batı’nın Erdoğan ve AKP alerjisini besleyen bilinçli cehaleti eklendiğinde ve Gülen cemaatinin de esas olarak Batı üzerinden mücadele yürütmesi ile birlikte AKP’liler için resim berraklaştı.
Söylenenlere bakılırsa Erdoğan böylece ‘otoriter’ oldu. Gelgelelim otoriterlikten hoşlanmayan bu tabanda daha makbul, prestijli ve karizmatik biri haline geldi. Kaderin ironisi herhalde…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Muhalefet için bir not: İktidar (sanılanın aksine) tutarlı ve başarılı!
20.02.2025 - İktidarın Kürt ‘açılımı’ üzerine bir not
15.10.2024 - Çocuklar anayasa yapabilir mi?
24.09.2024 - Mustafa Kemal’in büyümeyen çocukları
19.09.2024 - Nasıl bir ordu isterdiniz?
10.09.2024 - Yeni İttihatçılık havuzunun bilinçsiz balıkları
2.09.2024 - Seçimlerden kim kazançlı çıkacak?
13.04.2024 - SEÇİMLERDEN KİM KAZANÇLI ÇIKACAK?
12.04.2024 - Bahçeli yine çok güzel konuştu…
11.04.2024 - E la nave andra (Ve gemi gidecek)
28.11.2023
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
a
bu haberi birdaha yayınlamak lazım, meclisteki atarabasına gelince yanlış olmuş öküz arabası olabilirdi, yanlışmıyım ne semiz, ne özel öküzlerimiz var...
Ad Soyad Giriniz...
muhabir, sen bir logo çizip göndersene
ERVAN
DÜZDERE BIRAKIRSAN OTOGAR MAKETİNE BENZETİRLER AMAN HAA!!!