Fehmi KORU

Matteo Salvini, ‘faşist diye yaftalanan ‘lig’ partisi lideri..
Şaşıran çok, ama neden şaşırıyorlar anlamakta zorlanıyorum: İtalya’daki seçimde geleneksel partiler kaybetti, aykırı sayılan partiler ise sandıktan galip çıktı; iyi de bunun neresi sürpriz?
İtalyanlar fazlaca şamatacı olduğu için sonuçlar hakkında onların gürültülü değerlendirmeler yapması çok olağan; ancak orada olan hem yeni değil, hem de onlara mahsus değil…
Bir önceki seçimden de kural-dışı bir parti sayılan ‘5 Yıldız’ beklenmeyen bir başarıyla çıkmıştı; bu defa oylarını bir miktar daha artırdı (yüzde 32.4). ‘Irkçı’ ve ‘faşist’ renkler taşıyan bir başka parti de (Lig Partisi) yüzde 17.4 oy oranıyla kendisini birdenbire kazananlar safında buluverdi…
Eski başbakan muhafazakar Sylvio Berlusconi’nin ‘Haydi İtalya’ partisi (yüzde 14.0) ile Başbakan Renzi’nin Demokrat Partisi (18.7) ‘kaybedenler kulübü’nün yeni üyeleri…
İtalya’da olan Avrupa’nın başka ülkelerinde olandan ve bundan sonra da henüz bu gelişmeyle tanışmamışlarda olacaklardan farklı değil.
Avrupalı ne yapsın, oyunu sokağa mı atsın?
Avrupalılar mevcut siyasi yapılardan fena halde gına getirdiler ve bunu geleneksel tabloyu tersine çevirerek dışa vuruyorlar.
Daha önce vesile düştüğünde de yazmıştım: İtalyan ‘5 Yıldız’ aslında bir parti bile sayılmaz; kurucusu hayatını palyaçoluk yaparak kazanan biri; çoğunu tanımadığı bir takım adamlar ile kadınları listelerine alarak ve kendisini aday da göstermeyerek girdiği bir önceki seçimden yüzde 25 gibi hiç de azımsanmayacak bir oy oranıyla başarılı çıkmıştı.
‘Faşist’ diye küçümsenen parti ise, Avrupa’ya yönelik göç dalgasının ilk karaya vurduğu İtalya’da göçmenlik karşıtı bir söylemle oy toplamakta hiç zorlanmadı.
İki yıl önce (2016) ülkeyi gereksiz bir referanduma zorlayan ve ağzının payını da ilk o referandumda alan Matteo Renzi ile 82 yaşındaki Sylvio Berlusconi’ye kendi ailelerinin fertleri bile oy vermemiş olabilir.
İnsanlar klasik politikacılardan bıktılar. Her gün aynı şeyleri dinlemek istemiyorlar. Yeniliklere açıklar. Oylarını sokağa atamayacaklarına göre alışılmamış şeyler söyleyenlere prim veriyorlar.
Göreceksiniz, İtalya, hükümet kurmakta epey bir süre zorlanacak.
Almanya gibi.
Eylül ayında yapıldı seçim Almanya’da, mart ayındayız hükümet ha kuruldu ha kurulacak.
Hükümetsiz yönetilmeye alıştırılıyor insanlar…
Türkiye için umut ve beklenti
Ülkelerin ve halkların birbirlerinden farklı özellikleri vardır doğal olarak; ancak şimdi İtalya’da yaşanan İtalya’ya özel bir durum değil, Avrupa’nın birçok başka ülkesinde de benzer gelişmeler yaşandı, yaşanıyor, yaşanmaya devam da edecek.
Genellikler halklar, oylarını çantada keklik gören geleneksel partilere tepkilerini, seçimlerde kural-dışı davranarak gösterme eğilimine giriyorlar.
Türkiye, hiç değilse, şimdilik ve görünebilir bir gelecek için bu eğilimin dışında.
Ancak bu durumun değişebileceği beklentisinde olan siyasi gözlemciler de var.
Bunlardan biri, Konda araştırma kurumunun başındaki Bekir Ağırdır, t24 sitesinden İnanKetenciler’e verdiği uzun mülakatın bir yerinde şunları söylemiş:
‘‘… samimiyetle toplumun her kesiminin ihtiyaç ve taleplerini dikkate almış ve bir arada yaşamaya dair bir tahayyülü, iddiası, projesi kısaca ütopyası olan ve bu sözün içeriği konusunda vizyonuyla, bilgisiyle, kararlılığıyla toplumda güven uyandırabilecek bir kadronun Türkiye siyasetini 3 ayda kökten değiştirebileceği gibi bir umudu taşıyorum. Türkiye toplumunun siyasal gerilimlerden rahatsız olan kesimlerinin umudunun taşıyıcısı olabileceği ve bütün siyasi tablonun bir anda değişebileceği gibi bir umudu taşıyorum.’’
Şahsen benim öyle bir umudum ve o umudu doğuracak bir beklentim yok. Önümüzdeki dönemde yapılacak üç önemli seçimden köklü bir değişim iradesinin sandığa yansıması bizde hayli zor.
İşin ilginç tarafı, İtalya’da da benimkine benzer tespitler eşliğinde seçime gidilmişti. Başbakan Renzi, partisine sandıkta ekstra çıkar sağlayacağı ve ‘5 Yıldız’ hareketini de zora düşüreceği hesabıyla seçim yasasında önemli değişiklikler yapmıştı.
Sonuçta ‘5 Yıldız’ sandıktan en güçlü parti olarak çıkmayı yine de başardı.
Başarması şimdiye kadar pek bir şey ifade etmedi; çünkü ülkenin gerçek güç odakları kural-dışı partileri iktidarda görmek istemiyor; ‘5 Yıldız’a da bu yüzden İkinci Dünya Savaşı sonrasında Komünist Partisi’ne çektikleri muameleyi uygun görüyorlar.
O dönemde İtalya devlet terörüyle tanışmıştı, komünistler iş başına gelemesin diye uygulanan dehşet programı yüzünden…
Yorumcular, İtalya’da yaşanana bir çırpıda ‘popülizmin yükselişi’ teşhisini koydular; ben halkın siyasi sistemden intikamı demeyi tercih ediyorum.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
25.10.2025