Fehmi KORU
Kusura bakılmasın, ama “128 milyar dolar nerede?” sorusundan bana gına geldi.
En az kayıp dolarlarla ilgili soru kadar önemli başka konular var.
Muhalefetin bu kampanyayı neden sürdürdüğünü anlamakta zorluk çekmiyorum; sonuçta böylesine büyük miktarda bir meblağın hesabının verilemediği halkın zihnine iyice yerleştirilmek isteniyor. Ne zaman yapılacaksa seçime kadar bu kampanyayı devam ettirmek muhalefetin işine geliyor.
İktidarın soruya verdiği tepkiyi ise anlamakta zorlanıyorum. İktidar adına konuştuklarını düşünebileceğimiz çok sayıda kişi bu konuya cevap teşkil edeceğini düşünerek açıklamalarda bulundu; alt alta konulduğunda birbiriyle çelişkisi hemen ortaya çıkan açıklamalar bunlar…
Sonunda konunun muhatabı Merkez Bankası adına da açıklama yapıldı; çelişki yine ortadan kalkmadı.
Yapılan açıklamalar sayesinde 128 milyar dolarla ilgili her şeyi biliyoruz, ancak sorunun “Nerede?” kısmına cevap teşkil edecek bilgilerden mahrumuz. Açıklamalar sonunda 128 milyar dolarlık bir meblağın vaktiyle Hazine’de duruyor iken bugün orada olmadığı iyice anlaşıldı; ancak o kadar dolar nereye gitti, kimlere satıldı, bu yine bilinmiyor.
Genellikle aynı konuyu iki gün üst üste yazmama prensibini yıllarca sürdüren benim bile, iktidara yön verme ne haddime, yine de onlara köşeye sıkıştırılmışlıktan kurtulma çaresini göstermeye çalışmaktan zihin melekelerim harap oldu.
“Açıklayın, kurtulun” diyorum, ama nafile.
Belli ki, iktidar, ne kadar sıkıştırılırsa sıkıştırılsın, 128 milyar dolara ne olduğunu açıklamayacak, açıklatmayacak.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayata girdiği ilk günden beri takip ettiği şu ilkesi yüzünden olabilir: Gündemi muhalefetin belirlemesine rıza göstermiyor Tayyip Erdoğan… Bunu yapmayı ‘surda bir gedik açma’ olarak görüyor ve öyle bir gedik açılınca onu başka şeylerin takip edeceğini düşünüyor. Bu yüzden de, partisi ne kadar sıkıştırılırsa sıkıştırılsın, muhalefet cephesinden gelen itirazlara aldırmıyor.
Muhalefetin kampanyaya dönüştürdüğü soruya bu sebeple cevap vermek istemiyor olabilir.
Trump da direndi, aynı sebeple…
Benzer bir tavır ABD’de dört yıl başkanlık yapan Donald Trump’ta da vardı.
ABD’de başkanlığa adaylığını koyan kişilerin daha ilk günden malvarlığını açıklaması bir kural. Bunun yolu da, her yıl doldurulup devletin ilgili dairesine sunulan ‘vergi iadesi’ formlarının açıklanması…
Kendisinden önceki bütün başkanlar vergi iadesi formlarını kamuoyuyla paylaşmışlardı; kendisinden sonraki başkan Joe Biden da kampanyasının ilk günlerinde aynı yolu izledi.
Trump ise direndi.
Mahkemeler devreye girdi, iş Anayasa Mahkemesi’ne kadar gitti, davaları sürdürebilmek için Trump cebinden harcayarak kalabalık bir avukatlar grubu oluşturdu ve her çıkartılan engeli bugüne kadar aşmayı başardı.
Donald Trump’ın mali durumu resmi olarak halen bilinmiyor.
“Resmi olarak” dememin sebebi var.
New York Times gazetesi nereden bulduysa buldu, geçen yıl, Trump tarafından devlete verilmiş ‘vergi iade formu’ ile ilgili çok ayrıntılı bir haber yayımladı.
Aslında o haber sayesinde, resmi olmayarak, Trump’ın mali durumunun göstermeye çalıştığı kadar iyi olmadığı biliniyor.
Değişik uluslararası finans kuruluşlarına yüklü borçları var Trump’ın…
Başkanlıktan ayrılır ayrılmaz, borçlu olduğu bankalar, alacaklarını tahsil için holdinginin kapısına dayandılar.
Washington’daki dahil bazı otelleri satışa çıkarmak zorunda kaldı Trump. Yine de, bütün baskılara rağmen, yargıya da meydan okuyarak, ekonomik durumunun röntgeninin çekilmesini sağlayacak bilgilerin resmen açıklanmasına izin vermiyor.
Trump da, herhalde, muarızlarının zorlamasıyla tek bir adım bile atmak istememesi sebebiyle, taleplere direniyor.
Sonuç: Muhtemelen bizde de ne kadar ısrar edilirse edilsin o ilke sebebiyle istenen açıklama yapılmayacak…
İyi de, tek sebep bu olmasa da, ABD’de Trump, seçimlere az kala bile kamuoyu yoklamalarında rakibinden önde görünürken, sandıkta kaybetti.
Bizde de iktidar cephesi bu gerçeği aklından çıkarmamalı.
Aşı konusunu unutmadım
Tartışma konusunun ekonomiye ve 128 milyar dolara sıkışması beni bu arada daha önemli bir konu gözden kaçtığı için de rahatsız ediyor.
Korona her gün daha fazla can alıyor, vaka sayıları yükseliyor ve bu alanda yapılan mücadeleden sonuç alınamıyor. Tedbirler işe yaramaz oldu.
Son tablo..
Mücadelede aşı aşamasına gelene kadar ülkemiz övünülecek bir durumdaydı. Ne olduysa oldu, aşılama sürecinde diğer ülkelerle aramız açıldı.
İsrail geçen hafta yeni normale döndü, İngiltere bu hafta dönüyor. Ve bazı başka tedbirler sürdürülse de açık alanlarda maske takma zorunluluğu kaldırılıyor. Aşılananlar için sosyalleşmenin önü açıldı, açılıyor.
ABD de, bu ay sonunda olmazsa gelecek ay, ülkenin büyük bölümünün aşılanması tamamlanınca, muhtemelen normale dönen ülkeler arasına katılabilecek.
Bizde ise, aşılanalı bir ayı geçti, ama hala günün büyük bölümünü, hafta sonlarını evde geçirmemiz isteniyor.
Neden?
“Sonradan tashih edildi, düzeltildi” denildiği halde, Çin’in Korona ile mücadelesini yürüten yetkilisinin itirafı doğruydu ve bizlere uygulanan aşı aslında etkisiz de ondan mı? Boşuna mı aşı olduk?
Yok, aşı koruyucu etkiye sahip ise, neden aşılananlar da aşısız muamelesine tabi tutuluyor?
Öyle ya, yaşı sebebiyle sırası gelmişlerden her dört kişiden birinin aşı olmamayı tercih ettiği duyurulduğuna göre, onları aşılanmaya teşvik için, aşılananlara farklı muamele yapılması, bazı kısıtlamaların aşılananlar için söz konusu olmaması gerekir.
Etkiliyse aşı, aşılananlara ayrı muamele, mücadelenin başarısı için gereklidir.
Ya bizlere uygulanan Çin aşısı etkisizse ve ondan dolayı böyle bir ayrım yapılmıyorsa?
Bence bu, 128 milyar dolardan daha önemli bir konu. Sonuçta bilmediğimiz bir sebepten insanlar hastalanıyor… İnsanlar ölüyor…
Kimse sormuyor, ben sorayım: Çin aşısı etkili mi, etkisiz mi?
Her hafta Pazartesi günü Cumhurbaşkanı nezaretinde yapılan bakanlar kurulunun bugünkü toplantısından aşı olanlar için farklı bir uygulama çıkarsa bu sorunun cevabını almış olacağız.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025