Ferhat KENTEL
Daha önce Kimlik yanılsaması (L’illusion identitaire) adlı kitabı Türkçede de yayımlanan Jean-François Bayart geçtiğimiz günlerde Fransa’da yeni çıkan Islam républicain (Cumhuriyetçi İslam) kitabı üzerine bir söyleşi yapmak üzere Türkiye’deydi. Bu kitabında Bayart, bütün farklarına rağmen, Türkiye, İran ve Senegal’in her birini diğeriyle karşılaştırarak tarihselliklerini anlamaya çalışırken, bu ülkelerdeki Müslümanların “cumhuriyet” fikriyle nasıl iç içe olduğunu anlatıyor.
Bayart’ın bu kitabında tartıştığı konulardan biri İran devrimi... Ona göre, aslında bir “darbe” olan Sovyet devrimi ve aslında bir “iç savaş” ürünü Çin devrimine kıyasla İran devrimi, 1789 Fransız devrimi gibi, sokaklardan gelen tipik bir halk hareketi olarak, “gerçek bir devrim” niteliği taşıyor.
Bayart aynı zamanda söz konusu “devrim”lerin benzer bir süreçten geçtiğini anlatıyor. Nasıl Fransız devrimi “Thermidor” dönemiyle birlikte, orijinal iddiasından vazgeçip, daha muhafazakâr bir “karşı-devrim” niteliğine büründüyse, İran devrimi de “Thermidor”u yaşadı.
Bir bakıma, devrimlerin öncüsü olan kadroların “seçkin” bir grup olarak “yönetici sınıf” haline gelmesi ve çıkarlarıyla birlikte “profesyonelleşmesi” anlamına geliyor Thermidor... Ya da ortaya çıkan düzenin zaten “arzulanan” olduğunu, “gerçek” olduğunu, daha fazlasının “boş hayal olacağını” düşünen profesyonel devrimciler kendilerinin ve yakın çevrelerinin vardıkları aşamayı sabitlemeye gayret ediyorlar. Kendilerinin elde ettikleri başarı “tek anlam” haline geliyor ve devrime taşıyan ütopya sona eriyor; değişen “devletin yönetimi” esas işleri haline geliyor.
Bu yorumu, her ne kadar Bayart bir “devrim” olduğuna inanmasa da, –bir miktar “teşbih” yaparak– Türkiye’de “AKP’nin serencamına” taşımak mümkün...
Evet, tabii ki, AKP’yi doğuran ve onda somutlaşan kitleler, “Paris’in Bastille hapishanesinin”, “Çar’ın kışlık sarayının”, “Tahran’ın Azadi meydanının” ele geçirilmesinde olduğu gibi, “Çankaya Köşkü’nü” ele geçirmediler...
Ancak, her ne kadar tarihteki örneklerde –“gerçek” veya değil– “devrimleri” uzun mücadelelerin sonundaki belli bir “an”da, kitle hareketlerinin “kanlı, şiddetli” bir şekilde iktidarı ele geçirmesi olarak okumuş olsak da, bir devrimin muhakkak “şiddet” yoluyla olması gerektiğine dair bir“toplumsal kanun” yok... Devrimleri “devrim” yapan, üzerinde yükseldiği (eski düzenin sahiplerine ait) kan değil; bizzat “alt”ın (en azından sembolik olarak) “üst”e geçmesi; o toplumdaki sınıfsal ve kültürel iktidar ilişkisinin değişmesi, başka bir niteliğe bürünmesidir.
İşte AKP hareketinin yaptığı da bir “devrim”dir... Çünkü bu hareket de bir “devri” kapattı; Kemalist geleneksel yapının sınıfsal dengesini altüst etti. “Kutsallık” örtüsü altındaki “devletin askerî aristokrasisini”, “laik ruhban sınıfını” ve onların sermaye gruplarıyla kurmuş olduğu hegemonik yapıyı yıktı. Bunu, Bastille’e, Azadi Meydanı’na yürüyen kitlelerin yaptığı gibi bir “an”da yapmadı; ama zamana yayarak, tıpkı onlar gibi arkasına toplumun geniş kesimlerinin “özgürleşme”, “adam yerine konma” taleplerini alarak yaptı. Ve “eski rejim”in vurucu gücünü –Ergenekon’u– etkisiz bıraktı...
Ve bütün devrimlerde, halkın desteğiyle gerçekleşen bütün “burjuva devrimleri”nde olduğu gibi, bu hareketin öncü kadroları bugün Thermidor’u yaşıyorlar. “Eski rejim”i yıkan devrimci kadrolar bugün kendi düzenlerini toplumun düzeni ve “tek gerçek” olarak ilan ediyorlar.
Adını “sosyalizm” koymuş olsunlar veya olmasınlar, insanların “eşitlik ve özgürlük” ütopyalarını taşıyan Sovyet devrimini, Stalinist bir zihniyet eşliğinde, seçkin bir sınıf olarak “nomenklatura”nın ele geçirmesine ya da İran devriminin akıbetine benzer bir durum yaşıyoruz.
AKP’nin devrimini, onyılların kibrine, seçkinciliğine, sahte kutsallıklar arkasına saklanan sömürü düzenine karşı “adalet, özgürlük, eşitlik” talebi ve “tevazu” arayışı hazırladı...
Adını “İslami hareket” koymuş olsunlar veya olmasınlar, Türk’ü, Kürt’ü ve diğerleriyle, sandık başına koşan insanların “daha iyi bir dünya” ütopyasını taşıyan “AKP devrimi” bugün “Thermidor”unu yaşıyor...
AKP’nin Thermidor’unu, devrimin kadrolarının sermaye ve siyasetteki iç içe geçişleri hazırladı. “Yeni düzenin sahibi” bu “profesyonel” kadrolar onları iktidara getiren “ütopyayı” artık taşımıyor. İçine insanların doldurulduğu güç timsali beton kuleler ve hapishanelerle kendi çıkarları ve sesi dışında bir şey duymak istemeyen “liberal-otoriter” ve de “kibirli” yeni seçkin bir sınıfın eserini tecrübe ediyoruz hep birlikte...
AKP devriminde “sosyalizm” yoktu; ancak “İslam’ın özgürlük ve adalet vaadi” de kalmadı...
AKP’nin Thermidor’unda “giyotin” yok; ancak “ona göre ‘zararlı unsurların’ kapatıldığı Gulag takımadaları” var...
Kurban Bayramı kutlu ve mübarek olsun, adalet ve vicdan getirsin...
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020