Hadi ULUENGİN
KAOS günleri yaşıyoruz! Malûm, aslında astronomik lügatle özdeşleşen bu sözcük hercümerç durumdaki zamanlar, satıhlar, dönüşümler için kullanılır.
Çok hızlı bir değişim dinamiğinde ve kaide kural tanımadan her şey allak bullak olur.
Yani kaos derken uyumu tarif eden kozmos kelimesinin tam zıddını kastetmiş oluruz.
***
İŞTE Türkiye Gezi olaylarından beri böylesine karmaşık bir altüst oluşa sahne oluyor.
Çok yazık ki son on- yirmi yılda kademe kademe şekillenen fikrî yakınlaşmalar, siyasi saflaşmalar, göreceli ittifaklar, kişisel sempatiler kısa bir müddet içinde berhava oldu.
İlk gözle görülür kırılma da Âkil Adamlar projesinde netlik kazandı.
Kürt sorununun hayatiyetinden yola çıkarak iktidarın bu doğru inisiyatifini destekleyen veya fiilen içinde yer alan özgürlükçülerden bir bölümü, aynı iktidarın ve bilhassa da liderinin Taksim’de sergilediği ceberutluktan dolayı kendilerini geri çekildiler.
Zaten o Taksim’den sonra, dindar yahut laik, AKP’yi ve önderini eksen bellemeye devam eden intelligentsiayla, Erdoğan’ın otoriter eğilimleriyle artık uzlaşılamayacağı kanısına varan yukarıdaki diğer intelligentsia arasına önce kara kedi girdi, ardından da ipler koptu.
Başka bir deyişle, nicelik olarak fazla önem taşımasa bile niteliği itibariyle hükümetin gerek içeride, gerekse dışarıda biraz “iyi hâl kâğıdını” imzalayan zihnî koalisyon bozuldu.
Hem farklı iklimler arasında bozuldu, hem de bizzat onların iç bünyelerinde bozuldu.
Zaten 17 Aralık ertesindeki gelişmelerle de köprüler handiyse tamamen atılmış oldu.
***
ATILDI, zira Fethullah Gülen Hocaefendi Camiası’na atfedilen ve gerçekten de, şayet doğruysa ancak devlet bünyesindeki bir örgüt vasıtasıyla ulaşılabilecek sır ve bilgilerin ortaya saçılması, her yerde olacağı gibi haklı olarak AKP iktidarının da ateş püskürmesine yol açtı.
Ama hem o iktidar, hem de dümen suyundaki medya ve intelligentsia sadece yöntemin vahametine odaklandılar. Zarftaki yanlış adresi göstererek mazruftaki gerçeği gizlediler.
Yasama çoğunluğunu ve yürütme yetkisini suiistimal eden hükümet yargının işin esasına, yani yolsuzluklara, rüşvetlere, kayırmalara eğilmesini engelledi ve hâlâ engelliyor.
Son operasyonun da ortaya koyduğu gibi skandalları intikamcılıkla boğmaya çalışıyor.
Dolayısıyla, nüanslara rağmen yine de yekpare olduğu sanılan “dindar blok” kaosun rüzgârında savruldu. Artı, yan etkiler onun tam zıddındaki diğer bloku da savurdu.
***
BUNUNLA, başta ulusalcılar olmak üzere eski statükonun kalıntılarını kastediyorum.
Çünkü CHP ve MHP’nin Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Recep Tayyip Erdoğan’a karşı aday olarak göstermesi aslında yukarıdaki hercümercin diğer bir yansımasını oluşturdu.
Oysa İhsanoğlu eski statükonun temsilcisi değildir! Dolayısıyla, hâlâ eski rejime bel bağlayanların kafası şimdi dünkünden de kaotiktir. Üstelik başka alternatifleri de yoktur.
Daha önemlisi, Kürt milli hareketi kendi açısından haklı ve meşru gerekçelerle son tahlilde Erdoğan’ı desteklerse kaosun farklı bir boyutta genişlemesi rizikosu da mevcuttur.
Muhtemel cumhurbaşkanı sözünü tutacak mıdır? Mazideki pratiğine bakılırsa, şüpheli!
Bu takdirde, zaten taşların oynadığı Ortadoğu’da tam bir bölgesel kıyamet kopacaktır.
AKP liderinin vaadini yerini getireceğini varsaydığımız takdirde ise, sırf sözkonusu olumluluk sayesinde alacağı destekle demokrasinin ve laikliğin diğer olmazsa olmazlarını daha da tırpanlamayacağına dair güvence var mıdır? Bu, daha da şüpheli!
Kaldı ki özgürlüklerin fedası durumunda, zaten her çözümü reddeden köhne statüko zaptiyelerinin ortalığı vaveylaya vermek marjı yükselecek ve kaos yine dinmeyecektir.
Tamam, felaket tellallığı yapmadan ümit edelim ama inatçı gerçeği de görelim:
O kaos hercümercin zıddını tanımlayan o kozmos uyum yakın gelecekte gözükmüyor!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015