Hilâl KAPLAN
Birinci Meclis, Millî Mücadeleyi örgütleyen ve yönlendiren mebusların olduğu "kurucu meclis"imizdir. Literatürde "İkinci Grup" diye adlandırılan vekillerse, Mustafa Kemâl'in "Birinci Grup"unda toplanan mebusların geri kalanıdır ve mecburen "İkinci Grup" diye adlandırılmışlardır.
İkinci Grup'un ortaya çıkışı kendiliğinden olmuştur zira Mustafa Kemâl, 10 Mayıs 1921'de "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu"nu (Birinci Grup) kurar. Birinci Grup'un açıkladığı programdaki amaçlara bütün mebuslar katıldıkları için birçok mebusu dışlayarak bu grubun oluşturulması Meclis'te tepkiyle karşılanır.
İkinci Grup'un en karizmatik öncülerinden Hüseyin Avni Bey, grubun kurulmasından iki gün sonra verdiği bir önergede şöyle der: "Yarın Anadolu'da Millet Meclisi'nde bu gayeye muhalif insan varmış diye başka bir şekilde zehap hasıl olur. Hâlbuki Meclis'te buna muhalif kimse yoktur (...) Bugüne kadar Meclis, o gaye üzerinde çalışmıştır. Bu program Heyet-i Umumiyemize aittir. Biz bunu kabul ederiz. Cihan bilsin ki, Meclis'te buna muhalif kimse yoktur."_
Zaman içinde iktidar yanlısı Birinci Grup vekilleriyle, örgütlü olmayan muhalifler arasında fikir ayrılıkları olur ve İkinci Grup meydana gelir. İkinci Grup'un programında "Müdafaa-yı Hukuk Hareketi"nin ortak ilkeleri aynen bulunur. Buna ek olarak şunlar da geçer:
1.Her ferdin hürriyet-i şahsiye ve medeniyesi her türlü taarruzdan masundur.
2. Siyasî cürümlerde idam cezası yoktur.
3. Müsadere, angarya, işkence, her nevi eziyet katiyen ve külliyen yasaktır.
Resmî tarih anlatılarında, Mustafa Kemâl'in diktatörlüğe evrilen yöntemlerini eleştiren İkinci Grup vekilleri "gerici, mürteci," vb. kötü sıfatlarla anılırlar. Özellikle bu grupta yer alan bazı vekiller Nutuk'ta ağır hakaretlerle bir arada anlatılırlar. Ancak özellikle tarihçi Ahmet Demirel'in "Birinci Mecliste Muhalefet: İkinci Grup" isimli titiz çalışmasından öğrendiğimize göre İkinci Grup'ta yer alan vekiller Birinci Grup'a nispetle yüzleri daha Batı'ya dönük kimselerdir. Hatta dinî eğitim bağlamından bakıldığında İkinci Grup mensupları arasında bulunan din adamlarının oranı Birinci Grup'un 1/3'ü kadardır. Yine Birinci Grup'ta medresede okumuş olan mebusların oranı İkinci Grup'tan çok daha fazladır. Bunu elbette seküler eğitimin dini eğitimden daha iyi olduğunu ima etmek için değil, resmî tarihin kodlarına göre "mürteci" ilan edilen grubun sosyolojik alt yapısını anlatmak için belirtiyorum.
Öldürülerek, sürdürülerek veya bastırılarak susturulmalarına kadar İkinci Grup'un Birinci Meclis'te muhalefet ettikleri mevzular kısaca şunlardır:
1. Meclis yetkilerinin "Olağanüstü Harp Komisyonu" adı altında 15 kişiye devredilmesine karşı çıkmak (Aralık 1921)
2. İstiklâl mahkemelerinin kaldırılması ya da en azından Başkumandanlık emrinden alınıp meclis denetimine sokulmasına dair teklifler (Ocak 1922)
3. Meclisin egemenlik haklarının üçüncü ve dördüncü kez Mustafa Kemâl'e devrine karşı çıkmak (Mayıs ve Temmuz 1922)
4. Trabzon vekili Ali Şükrü Bey'in, Mustafa Kemâl'in Özel Muhafız Alay Komutanı olan Topal Osman tarafından katlini protesto etmek (Mart 1923)
5. Hükümete rejim muhaliflerini asma yetkisi veren Hıyanet-i Vataniye Kanunu'ndaki değişiklik teklifine muhalefet (Nisan 1923)
6. 1923 seçimlerinin anti-demokratik yollarla tek parti denetimi altında yapılışına karşı çıkmak (Nisan-Mayıs 1923)
İkinci Grup'ta yer alan vekillerin susturulmalarından önceki dönemde meclis kürsüsünden iktidara yönelik yaptıkları eleştirileri okumak da oldukça heyecan verici. Hem üslup hem sonraki döneme dair öngörülerine şahit olmak hem de tarihimizi anlamak bakımından... Yer darlığından sadece bir örnek vermekle yetineceğim. Mustafa Kemâl'in "tek adam", CHP'nin "tek parti" olmasına giden yoldaki önemli gelişmelerden biri olan Hıyaneti Vataniye Kanunu'nda 1923 yılında yapılan değişikliğe dair İkinci Grup vekillerinden İzmit mebusu Sırrı {Bellioğlu] Bey meclis kürsüsünden yapılan değişikliği şöyle yorumluyor:
"Acaba bu kanun, bizim için ne gibi mülahazat-ı içtimaiye tevlit edecektir? Evet! Şimdi en yeni mülahazatta hürriyet aleyhtarlığı da vardır. Mesela faşistler hürriyetin aleyhindedirler. Diyorlar ki: 'Hürriyet, eski zamanda olduğu gibi, uğrunda binlerce adamın feda-yı can edeceği bir gelin değildir. Beşeriyet, hürriyetten bıkmıştır.' Eğer biz de faşist olacaksak, faşist teşkilatını memlekette tesis edeceksek, bu pek doğrudur. Yoksa aleyhimizde netice verecektir."
Dünkü yazımda alıntılarla dönemin ruhunu yansıtmaya çalışarak anlattığım cumhuriyetin kuruluş biçimi ve sonrasındaki zalim uygulamalar İkinci Grup'un sindirilmesi sayesinde gerçekleşebilmiştir. Cumhuriyetin 88. yaşını doldurduğu bugünlerde ister istemez düşünüyorum; İkinci Grup susturulmasaydı, nasıl bir ülke olurduk diye...
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019