İbrahim Kahveci
Sizce hangi karar daha verimlidir?
Siyasetin vereceği karar mı; yoksa piyasanın vereceği karar mı?
Bir örnek verelim: Siyasi ilişkiler sayesinde bir şirket kredi alıyor. Aldığı kredinin bırakın taksitini ödemeyi, faizini bile ödeyemiyor.
Bir diğer şirket ise piyasa verilerini hesap ederek yatırımın getirisi karşılığında bir kredi kullanıyor.
Sizce hangi yöntem piyasada işlemelidir?
Aşırı yüksek faiz gibi aşırı düşük faizinde piyasaları bozacağını yıllardır anlatıyorum. Aşırı düşük faiz verimsiz yatırımları ve aşırı borçlandırmayı cazip hale getirerek uzun vadede büyük bir krize yol açabiliyor.
Yüksek faiz ise zaten kriz demektir.
O zaman bir piyasa dengesinin oluşması gerekiyor. Kaynak arzı ve kaynak talebi arasında bir ilişkinin olması gerekiyor.
Ama aynı zamanda alternatif yollar ve alternatif imkanların da geliştirilmesi gerekiyor.
2008-09 küresel krizi esnasında biz sadece kredi ve bankacılığa bağlılığın ağır faturasını görmüştük. Hatırlayın, o günlerde alternatif sistemler ve çözüm yolları üzerine ne kadar çok laf edilmişti.
Bu yollardan birini de TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ve TEPAV Başkanı Güven Sak Hoca ile konuşarak “Halka Arz Seferberliği” olarak kredi yerine ortaklık olarak göstermiştik.
Ama ilginç şekilde SPK’nın izniyle ne kadar batık şirket varsa halka arz çeteleriyle millet dolandırıldı. Halka arz edilen 52 şirketin 40’ı daha birkaç yıl geçerken battı gitti.
O dönem SPK’ya yönelik ciddi eleştiriler getirdiğimde “Biz onay makamı değil, kayıt makamıyız” diyorlardı.
Bana göre SPK ciddi bir sorumluluktan kaçarak piyasayı düzenlemiyor, tersine piyasanın bozulmasına yol açıyordu.
Nitekim halka arzlar neredeyse bitti. Ekonomimiz yine sadece kredi-faiz noktasında kilitlendi. Zamanında atmadığımız adımlar bugün fatura olarak karşımıza çıkıyor.
***
Siyaset bugün bir karar daha alıyor: Batık şirketleri kurtarma hamlesi...
Acaba hangi şirketler? Kâr edebilen ve yaşatılması gerekenler mi; yoksa yakınlık derecesi ve ilişki sürecinde ortaya çıkan şirketler mi? Bankalar mı bilançoya göre karar verecek, yoksa ilişkilere göre mi karar verilecek?
Sonuçta fatura milletin vergilerine ve millete düşecek.
Oysa ortaklık piyasasında da çok örnek var.
28 Şubat sürecinden bile çıkan şirketler var. Ama bugün zorlanıyorlar.
28 Şubat sürecinde başlarına gelmedik sıkıntılar bugün başlarına geliyor. Gerçi o günlerde çok sayıda mallarına el konuldu ama hâlâ yaşamayı başaran birkaç şirket ayakta kaldı. Ayakta kaldılar çünkü verimli iş yaptılar.
Kazandılar, kazandırdılar.
***
Mevduat faizlerinin yüzde 22’lerde seyrettiği bu günlerde dahi hâlâ çözüm modellerimiz faiz-kredi ekseninde şekilleniyor.
Açıklanan paketlere bakıyorsunuz hâlâ kredi-faiz önerileri.
Teşviklere bakıyorsunuz daha çok taksit, daha çok borçlanma ve daha çok tüketim teşviki.
Aradan yıllar geçiyor ama bir adım bile atılmamış. Hâlâ yabancı sermaye umudu, hâlâ yabancı para ihtiyacı...
Değer yaratma ve değeri paylaşma noktasında bir tane çözüm önerisi yok.Zorunlu BES, zorunlu İşsizlik Fonu, zorunlu olması beklenen Kıdem Fonu... Hepsinin kapısı faize-krediye bakıyor.
Bir siyasi düşünceye bakıyorsunuz ki, faize karşılar. Ama bugüne kadar bu düşünceden gelen tüm kadroların yaptıklarına bakıyorsunuz daha çok kredi daha çok faiz...
Hatta faizi ve krediyi daha da yaygınlaştırmak için daha cazip faiz...
Sahi yıllardır bu düşünceye soruyorum: Faizin oranı düşünce günahı da düşüyor mu? Yüksek faiz haram oluyor da düşük faiz caiz mi oluyor?
Neden ortaklık piyasasına kimse bakmıyor?
Neden ortaklık kültürünü, paylaşım kültürünü kimse sorgulamıyor?
Neden ortaklık piyasasına kimse sahip çıkmıyor?
Neden, neden, neden?
Bu konuyu bu hafta epey detaylı işleyeceğiz. Daha bu ilk yazı...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025