İbrahim SEDİYANİ
Önce bir uyarıda bulunayım:
Bu yazıda okuyacağınız hiçbir şeye inanmayacaksınız, ama okuyacaklarınızın tamamı gerçektir. Yazıda vereceğim bilgilerin bir tanesine bile inanmayacak, hattâ belki de beni saçmalamakla, yalan söylemekle itham edeceksiniz, fakat paylaşacağım bilgilerin hepsi de doğrudur.
Bana inanabilirsiniz.
*
Hakkâri (Çolamerg) il merkezinin Yüksekova (Gever) ilçesine, Şırnak (Şehr-i Nûh) il merkezinin deCizre (Cezire Botan) ilçesine taşınması fikri, bir haftadır gündemimizi işgal ediyor. Konu, BaşbakanAhmet Davutoğlu’nun Londra (London) gezisi esnasında uçakta yaptığı açıklama ile başladı.
Bahse konu olan yerleşim birimlerinin dördünde de nüfus ve gelişmişlik bakımından ilçeler illerden daha büyük. Yüksekova Hakkâri’den, Cizre de Şırnak’tan daha büyük. Ancak sevgili Davutoğlu’nun açıklamasından, bu düzenlemenin “güvenlik” gerekçesiyle yapılmak istendiği anlaşılıyor.
Konunun, Şırnaklı ve Hakkârili vatandaşlarımız arasında huzursuzluğa ve tepkiye yol açtığını sanırım belirtmeye gerek yok.
*
Gelişmemiş ülkelerde, özellikle bizim gibi Doğu toplumlarında, “il” veya “ilçe” olmak, “gelişmişlik ölçüsü” kabul edildiğinden, “il” olmakla övünülür. “İlçe” olmak ise geri kalmışlık ile eşdeğerdir.
Gelişmiş ülkelerde durum böyle midir peki? Hayır. Özellikle gelişmiş Batı toplumlarına baktığımızda, “il” veya “ilçe” olmanın zerre kadar bir kıymet-i harbiyesinin olmadığını görürüz.
Bu konuda Batı Avrupa’dan iki ülkeyi örnek vermek istiyorum: Almanya ve Hollanda.
Aşağıda, Almanya ve Hollanda’daki milyon nüfuslu metropollerin, dünya çapında şöhrete sahip rüya şehirlerin “il” değil “ilçe” statüsünde olduklarını görecek ve okuduklarınız karşısında hayrete düşeceksiniz.
HOLLANDA’DAN BAŞLAYALIM…
Hem de, başkentinden…
Hollanda’nın başkenti Amsterdam’ın “il” değil “ilçe” olduğunu biliyor muydunuz? Evet evet, yanlış duymadınız, Amsterdam ilçedir.
Amsterdam, ülkenin başkenti olmasına rağmen il merkezi değil, ilçe merkezidir. 830 bin nüfuslu Amsterdam’da “valilik” yoktur, “kaymakamlık” vardır. Çünkü vilayet değil, kazadır.
Noord- Holland (Kuzey Hollanda) ilinin merkezi, 150 bin nüfuslu Haarlem şehridir. Amsterdam ise Haarlem’in bir ilçesidir. Hollanda’nın ikinci büyük şehri ve üstelik “ülkenin başkenti” olduğu hâlde, ilçedir.
“İkinci büyük şehir” dedim de aklıma geldi: Hollanda’nın en büyük şehri olan 1, 2 milyon nüfusluRotterdam da aynı şekilde ilçedir. Evet, Rotterdam il değil ilçedir.
Zuid- Holland (Güney Hollanda) ilinin merkezi, Noordzee (Kuzey Denizi) kıyısındaki Lahey (Den Haag, ‘- Gravenhage) şehridir. Yani anlayacağınız, Hollanda’nın en büyük şehri olan Rotterdam, Adalet Divanı’nın bulunduğu şu meşhur Lahey’in bir ilçesidir. İl olan Lahey ise Hollanda’nın üçüncü büyük şehri.
Hollanda’nın dördünca büyük şehri olan Utrecht il iken, beşinci büyük şehri olan Eindhoven ilçedir.Noord- Brabant (Kuzey Brabant) ilinin merkezi ‘s- Hertogenbosch şehridir ve dünyaca ünlü Eindhoven, dünyada kimsenin tanımadığı bu kente bağlı bir ilçedir.
ALMANYA’YA GEÇELİM…
Berlin Duvarı’nın yıkılışına kadar Federal Almanya (Batı Almanya)’nın başkenti olan Bonn’un “il” değil “ilçe” olduğunu biliyor muydunuz? (Halen de ilçedir.)
Bonn, Köln’ün bir ilçesidir. “Almanya’nın başkenti” olduğu dönemde de aynı statüdeydi, vilayet değil kazaydı. Ancak Almanya’nın şimdiki başkenti Berlin vilayettir, natürlich doğal olaraktan tabii.
Dünyada herkesin tanıdığı ve sizlerin de iyi bildiği şu iki büyük şehrin de aynı şekilde Köln ilinin ilçeleri olduğunu söylesem bana inanmayacaksınız ama öyledirler: Aachen ve Leverkusen, bu iki ilçe de Köln’ün ilçeleridirler.
Almanya’nın Nordrhein- Westfalen (Kuzey Ren Vestfalya) eyaletinde, 73 bin nüfuslu küçük bir kent var ve il merkezidir: Arnsberg. Ve sıkı durun; küçük bir yer olmasına rağmen il yapılmış olan 73 bin nüfusluArnsberg’e bağlı ilçeleri sayıyorum: 580 bin nüfuslu Dortmund, 361 bin nüfuslu Bochum, 186 bin nüfuslu Hagen, 176 bin nüfuslu Hamm, 154 bin nüfuslu Herne, vs.
Mannheim ve Heidelberg, bu iki güzel şehrin de vilayet değil kaza olduklarını, Karlsruhe iline bağlı ilçeler olduklarını belirtelim, yazımız renklensin diye.
Aynı şekilde ilçe olan devasa Ulm şehri de, kendisinden çok küçük olan Tübingen iline bağlı bir ilçedir. Tıpkı Bayern (Bavyera) eyaletindeki devasa Nürnberg şehrinin ilçe olması, bu büyük şehrin, küçücük bir yer olduğu hâlde il olan Ansbach’a bağlı bir ilçe olması gibi.
Şimdi çok şaşıracaksınız:
Dünyaca ünlü bir metropol, uluslararası fuar merkezi, “Avrupa’nın finans ve ekonomi başkenti” olarak çağrılan, yerkürenin en kuytu köşelerinde yaşayan ve hiç okuma- yazma bilmeyen insanların bile adını duyduğu ve bildiği Frankfurt şehrinin il değil ilçe olduğunu biliyor muydunuz? Ki bu fakir kardeşiniz de, sade ve önemsiz hayatını burada sürdürmektedir. (Tevazua bakın tevazua. Bi de beni beğenmiyosunuz! Tooo, xılamalo islamî camialer…)
Frankfurt’ta “valilik” yoktur, “kaymakamlık” vardır. Çünkü ilçedir. Valilik, Darmstadt’tadır. Frankfurt, Darmstadt’ın ilçesidir.
Hessen eyaletinin başkenti olan Wiesbaden, aynı şekilde ilçedir ve o da Darmstadt iline bağlıdır. Düşünün: “Eyalet başkenti” olmasına rağmen, parlamento burada olmasına rağmen, il değil ilçedir.
Frankfurt ve Wiesbaden, her ikisi de Darmstadt’ın ilçeleridirler.
*
Gelişmiş toplumlar ile gelişmemiş toplumlar arasındaki en temel farklılıklardan biri de şudur:
Gelişmemiş toplumlar, yaşadıkları yerleşim birimini idari statüsü ile kıymetlendirirler. İl iseler kendilerini “gelişmiş”, ilçe iseler “geri kalmış” kabul ederler. İl olmakla övünür, ilçe kalmaya ise tepki duyarlar.
Gelişmiş toplumlar ise, yaşadıkları yerleşim birimini bilim, sanat, edebiyat, kültür ve medeniyete katkıları ile kıymetlendirirler. Yaşadıkları yerleşim birimi bilime, uygarlığa, sanat, spor, edebiyat ve düşünceye katkıda bulunmuşsa kendilerini “gelişmiş”, bulunmamışsa “geri kalmış” kabul ederler. Üretmekle, eserleriyle övünür, asalak kalmaya ve sadece tüketici olmaya ise tepki duyarlar.
“Bize il olmak yakışır”, “İlçe kalmak bize hakarettir” gibi refleksler, gelişmemiş toplumlara özgüdür. Türkiye toplumu (hem Kürt toplumu hem Türk toplumu), gelişmemiş toplum özellikleri taşır.
Almanya ve Hollanda’dan isimlerini okuduğunuz bu şehirlerin hiçbiri il değildir:
Amsterdam, Rotterdam, Eindhoven, Bonn, Aachen, Leverkusen, Dortmund, Bochum, Hagen, Hamm, Herne, Mannheim, Heidelberg, Ulm, Nürnberg, Frankfurt, Wiesbaden.
Bu şehirlerin hepsi de ilçedir.
Twitter: @IbrahimSediyani
Web: www.sediyani.com
Taraf
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.11.2018
25.04.2017
19.04.2017
25.07.2016
22.06.2016
10.06.2016
23.05.2016
21.04.2016
18.04.2016
15.04.2016