İhsan DAĞI
Demokrasiye en büyük katkıyı demokratik olmayan iktidar güçleri yapar. Onlar sayesinde anlarız demokrasinin değerini.
Hakkımızı, hukukumuzu çiğneyenler öğretir bize hukuk devletinin önemini. Özgürlüğümüzün anlamını ceberut bir yönetim kadar hiçbir şey anlatamaz bize. Diyalektik işte, kıs kıs güler zalimin, güçlünün arkasından! Bu ülke de öğreniyor, keşfediyor, gelişiyor. Devletin zulmetmediği ideolojik, etnik ve dinî grup neredeyse kalmadı. Dindarlar, Aleviler, solcular, ülkücüler, Kürtler dayak yedi, aşağılandı, dışlandı. Şimdi sırada başkaları var...
Sonuçta bir gün bütün dayak diyenler bir araya gelip demokratik, çoğulcu, ideolojisi olmayan, insanlara kimlik dayatmayan yeni bir devlet kuracaklar. Belki bunun için biraz daha bekleyeceğiz; teker teker hepimizin ‘bizimkilerin iktidarı’nı görmemiz gerekecek. ‘Bizimkilerin iktidarında’ bile demokrasi ve hukuk tarafından denetlenen sınırlı ve nötr bir hizmet devleti yoksa zulmün, haksızlığın, adaletsizliğin ‘biz’e kadar uzadığını bizzat yaşayarak öğreneceğiz.
Uzun vadede trend bu yönde. Bir gün bu ülke demokrasi olacak. Yapılan doğrular pekiştirecek süreci, yanlışlar eğitecek. Olan biten de zaten bu. Bakın, AK Parti’nin otoriterleştiğine ilişkin göstergeler var. Olsun, ben AK Parti’nin otoriterleşerek de Türkiye’nin demokratikleşmesine katkıda bulunduğunu düşünüyorum. Hem de ‘demokratikleştirici’ bir güç olduğu dönem kadar önemli bir işlev bu. Otoriterleşen bir AK Parti, askerî vesayet döneminde olduğu gibi demokrasi ihtiyacımızın altını çiziyor. Demokrasi taleplerini yeniden uyandırıyor, kamçılıyor, örgütlüyor. ‘Tek parti, tek adam’, ‘28 Şubat’, ‘ceberut devlet’, ‘vatandaşlara hakaret eden vali’, ‘statükoyu ve devleti savunan iktidar’, ‘iktidara teslim medya’ algısı ve görüntüleri boşa değil; ‘yeni demokrasi’ arayışını tetikleyen olgular bunlar. Dahası, otoriterleşen bir AK Parti muhalefeti bile demokratikleştirebilir. Az hizmet midir bu?
Otoriterleşen bir AK Parti kendi geçmişini ve geçmişte demokratikleştirici bir aktör olarak devşirdiği meşruiyeti sorgulanır hale getiriyor. Demokrasiyi araçsallaştırdığı, iktidara giden yolda merdiven olarak kullandığı iddialarını güçlendiriyor. Demokrasinin araçsallaştırılması ahlaken eleştirilebilse bile demokrasiye duyulan ihtiyacı ortaya koyduğu için yine de anlamlıdır. Sonuçta demokrasi denilen rejim ona ihtiyaç duyanlar tarafından kurulur, geliştirilir.
Biliyoruz ki 2000 yıllarının başında AK Parti’nin de başka çaresi yoktu. 28 Şubat sürecinde seçilmiş iktidar devrilmiş, ülkenin en büyük partisi kapatılmış, İslamcı hareketin sosyal ve ekonomik kaynakları kurutulmaya çalışılmış, belediye başkanı cezaevine konulmuştu. Mağdur olmuşlardı. Bütün mağdurlar gibi hukukun üstünlüğü fikrine sığındılar, demokrasinin ipine sarıldılar.
Kurulu düzene karşı kendilerini koruyacak başka bir şeyleri yoktu. Demokrasi, insan hakları, özgürlük, hukuk devleti, AB üyeliği istediler. Sonuçta AK Parti Kemalist vesayet rejimini yendi, yasalarını değiştirmese de kurumlarını ele geçirdi. İktidar oldu. Bunu da demokrasi söylemiyle, demokrasi taleplerini arkasına alarak, koalisyonlar kurarak başardı. Ancak iktidar olan AK Parti’nin demokrasiye ihtiyacı kalmadı; demokrasiyi sadece ‘sandık’a indirgeyen yeni bir söylem gelişti.
Unuttukları şu; demokrasi iktidara gelmek ve iktidar olmak için işe yaradıysa bu yönde bir talep olduğu içindir. AK Parti şimdi bu talebi görmezden gelerek kendi bindiği dalı kesiyor. Demokrasi, partileri iktidara taşıdığı kadar iktidarlardan indirir de. AK Parti yeni mağdurlar yaratarak demokrasi hareketini daha da güçlendiriyor. Sayesinde dindarlar demokrasinin, hak ve özgürlükler rejiminin, hukuk devletinin ne kadar önemli ve değerli olduğunu tekrardan anlıyorlar. Meselenin dindaşlarını iktidar yapmak değil iktidardakilerin kim olursa olsun ceberutlaşmasını önlemek olduğunu görüyorlar. Dindar olanların iktidarında bırakın ‘ötekiler’e, ‘yeni ötekileştirilen’ dindarlara da zulüm yapılabileceğini, haklarının fütursuzca çiğnenebileceğini görmek çok öğretici olmalı. Demokrasiye en büyük katkıyı otoriterleşen yönetimler yapar. Teşekkürler!
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.01.2025
10.05.2024
11.04.2024
8.04.2024
3.01.2024
25.12.2023
13.12.2023
16.10.2023
9.10.2023
17.06.2023