Lale KEMAL
NATO, savunma harcamalarının artırılması ya da mevcut durumda tutulmasının gerekçelerini, üye ülke halklarına anlatmak üzere “Savunma Önemlidir” sloganıyla Avrupa’nın başkenti Brüksel’de hafta başında bir kampanya başlattı.
NATO üyesi olmasına rağmen askerî ve güvenlik konularının tabu bir konu olmaya devam etmesi nedeniyle bırakın kamuoyunu, milletvekilleri düzeyinde bile ittifakın geleceğinin tartışma bulmadığı Türkiye’de, halkın yüzde 70’i askerî harcamaların artırılmasını destekliyor. Diğer bir deyişle, halk, adeta “Aç kalayım yeter ki savunmaya para harcansın,” diyor ama bu harcamaların nereye gittiğini, ne milletvekilleri ne de kendileri biliyor.
Diğer NATO üyesi ülkelerin hemen hemen hepsinde halk, 2008’den bu yana yaşadığı ekonomik krizin de etkisiyle savunma fonlarının sosyal refah programlarına aktarılmasına destek çıkıyor dolayısıyla hükümetler, askerî harcamaların gerekliliğini kamuoylarına nasıl satacaklarını kara kara düşünüyorlar.
Pek çok NATO üyesi ülkede, savunma harcamalarının, GSYİH’ya oranı yüzde 1’ler düzeyinde iken artık vatandaşlarının savunma harcamalarının azaltılmasını istediği ABD’de bu oran, yüzde 3’lerde. Türkiye ise dünya devi ABD ile adeta yarışır durumda. Türkiye’nin 2014 yılı savunma, güvenlik ve istihbarat bütçeleri geçen yıla göre yüzde 9.4’lük artış gösterirken GSYİH içindeki oranı da yüzde 3’leri buldu. Diğer yandan, yalnızca savunmaya ayrılan ve kimi gizli tutulan bütçe dış kaynaklar toplamının GSYİH’nın yüzde 2.3 ya da üstüne tekabül ettiği tahmin ediliyor.
“EVET, SAVUNMA ÖNEMLİ AMA...”
Türkiye’de durum böyleyken, NATO’nun kendisi, ordularının geleceği dolayısıyla askerî harcamaları mevut hâlinde bile tumanın zorlaştığı bir arka plan ışığında Amerikan merkezli Carnegie Endowment’ın Brüksel temsilciliği Carnegie Europe, geçen Salı günü Brüksel’de, gerek ittifak gerekse ittifakın ortaklık yaptığı ülke kamuoylarından, artık NATO operasyonsuz kalsa da “Evet, savunma önemlidir,” sloganına destek almak ve ikna etmek amaçlı kampanyayı başlattı. Kampanyayı tetikleyen ana unsur, NATO muharip birliklerinin 2014 yılı sonu itibariyle Afganistan’dan çekilecek olmaları. Dolayısıyla ittifakın misyonu artık, her daim operasyonlara gitme misyonundan masa başında olası operasyonlara hazırlık yapma rolüne indirgenecek. Aslında, dostdüşman devlet aktörlerini dolayısıyla orduları karşı karşıya getirmekten ziyade siber savaş ve terörizmle mücadele, enerji güvenliğinin sağlanması gibi soyut tehditlerin ön plana çıktığı 21’nci yüzyılda, bu tehditlerle başa çıkmak için özel sektörün yanı sıra istihbarat örgütleri ve polis dâhil kamu kurumlarına önemli roller düştüğü bir dönemi yaşıyoruz uzun süredir. 21’nci yüzyıl tehditleriyle baş edecek temel aktörler değişti anlayacağınız.
ORDULARIN İŞLEVSELLİĞİ AZALIYOR MU?
Carnegie Endowment’ın Brüksel temsilciliği Başkanı Jan Techau’nun, savunmanını önemi üzerine kamuoylarını aydınlatma kampanyasının açış konuşmasındaki şu sözleri mevcut ve görünür gelecekteki durumu özetler nitelikteydi; “Afganistan’dan çekildikten sonra NATO, arazide operasyon yapmadan nasıl operasyonel olacak, soruları gündemde. 63 yıllık tarihinde NATO ilk kez, öngörülebilir hemen kapıda olan bir operasyona katılmayacak. Hükümetler kamuoyu ile paylaşmadığı sürece geleceğin askerî operasyonları görülebilir olmayacak. Bu duruma ‘Az operasyonlar, daha az görünürlük’ de diyebiliriz. Kamuoylarında, değişen tehditler nedeniyle orduların anlamı konusunda artan bir şüphe var ve bu sorgulanacak. Orduların, artan biçimde yurt savunmasında görevler aldığı yeni bir misyon üstlendiğini görmekteyiz. Örneğin, salgın hastalıklarla mücadele, olimpiyat oyunlarında güvenlik önlemlerine destek gibi. Ama orduların varlıkları önemlidir ve kamuoylarına, NATO’nun, ordunun ve savunma harcamalarının önemini anlatmak için kamu diplomasini iyi yürütmeli, halka açık olmalıyız.”
Nitekim, yurt savunmasında ordunun rolü konusunda Türkiye’den de bir örnek vermek gerekirse, TSK, Libya’da iç savaşın yaşandığı sırada buradaki binlerce Türk vatandaşının bu ülkeden çıkartılmasında sivil unsurlarla birlikte başarılı bir müşterek harekat gerçekleştirmişti.
TÜRKİYE’DE DURUM: NATO’YA SOĞUK, ASKERÎ HARCAMALARA SICAK
Türkiye’de ise, bırakın kamuoyunu parlamenterlerin bile yeterince bilgi sahibi olmadığı savunma ve güvenlik konularında çok ciddi bir şeffaflık kampanyasının başlatılması gerekiyor.
ABD düşünce kuruluşu German Marshall Fund’ın, Eylül ayında yayımladığı 2013 küresel eğilimler başlıklı anketine göre, gerek ABD gerekse Avrupa’da vatandaşların yüzde 46’sı savunma harcamalarının mevcut düzeyde tutulmasını desteklerken Avrupalıların yüzde 38’i azaltılmasını istiyor. Avrupalıların çoğunluğu, bilim, teknoloji, eğitim, altyapı ve ulaşım gibi sosyal refah düzeyini artıracak alanlara fonların aktarılmasına destek veriyor. Türklerin en hırslı biçimde hükümetin savunma harcamalarına olumlu baktığı belirtilen ankete göre, Türklerin yüzde 50’si savunma harcamalarının artırılmasnı isterken yüzde 32’si bu harcamaların mevcut düzeyde kalmasına destek veriyor.
Avrupalıların yüzde 56’sı ve Amerikalıların yüzde 46’sı, birlikte hareket eden demokratik ülkelerin ittifakı olduğu için NATO’nun hayati rolü bulunduğunu kabul ederken Türkler arasında bu oran yüzde 30. Ankete katılan yüzde 70 oranında Türkler, NATO’nun ülke güvenliğinde hayat rolü olmadığını düşünürken ülkenin kendi askerî kararlarını almasına destek veriyor.
Türklerin önemli bir çoğunluğunun savunma harcamalarının artırılmasından yana fikir beyan ediyor olmaları, büyük ölçüde savunma ve güvenlik konularının çok sınırlı sayıda asker ve sivil karar vericilerin tekelinde toplanması dolayısıyla vatandaşın sorgulama kültürünün eksikliğinden kaynaklandığını vurgulamakta yarar var. Şeffaf ve açık bir şekilde savunma harcamalarının nasıl harcandığı sorgulansa tam tersine bu alandaki harcamalar daha akılcı olurken sosyal alanlara daha fazla para aktarımı da mümkün olacak....
Carnegie Europe’un Brüksel toplantısında da altı çizildiği üzere hemen hemen tüm NATO ülkelerindeki ve ittifaka ortak ülkelerin kamuoylarına, NATO’nun ve orduların önemi ve savunma harcamalarının gerekliliğinin açık bir şekilde anlatılmasının hayatiyeti üzerinde duruluyor... Türkiye’den yetkililerin, NATO’nun savunma sanayii olanaklarının güçlendirilmesine dair yaptığı İstanbul toplantısına katılım için kimi medya organlarına davet yapmamış olmaları bile kendi başına Türkiye’nin bu demokrasi kültüründen uzak kaldığı dolayısıyla vatandaşın bilgilenme özgürlüğünün nasıl kısıtlandığının önemli bir göstergesi.
[email protected]
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016