Mahfi Egilmez
Savaşın Finans Piyasalarına Etkileri
Rusya’nın, Donbas bölgesinden sonra bütün Ukrayna’yı işgale başlamasıyla savaş farklı bir boyuta taşınmış oldu.
Savaşın finansal piyasalarda yarattığı ilk etkileri aşağıdaki tablo özetliyor:
ABD, bölgeye uzak olduğu, Rusya ile doğal gaz alış verişi olmadığı ve bir sıcak savaşa girme eğilimi sergilemediği, karşılıklı ticaretin kesilmesinden de ABD zararlı çıkmadığı için (ABD dış ticarette Rusya’ya karşı 14 milyar dolar dolayında açık veriyor) Dolar Endeksi değer kazanıyor. Avrupa ise Rusya ile ticaret ilişkilerinin sekteye uğramasından Rusya’nın tutumuna göre oldukça zararlı çıkabilir. Çünkü Avrupa ülkeleri doğalgazı büyük ölçüde Rusya’dan alıyor Avrupa’nın 2021 yılında Rusya’dan aldığı doğalgazın toplam miktarı 155 milyar m3 (bu miktar toplam tüketimlerinin yüzde 45’ine denk geliyor.) Bu kadar yüksek miktarlı ithalatın başka üreticilere kaydırılması kolay değil. Karşılıklı ambargolar çerçevesinde Rusya’nın doğalgazı kesme olasılığının varlığı Euro’nun değer kaybetmesine yol açıyor.
Altın, bu tür gerilimlerde ‘güvenli liman’ olarak öne çıktığı için bugünlerin en fazla prim yapan varlığı konumunda bulunuyor. Gram altın ise hem Doların hem de altının değer kazanması nedeniyle hızla yükseliyor.
Dünyayı en çok ilgilendiren malların başında gelen Brent Petrolün de değeri inanılmaz bir hızla yükseliyor. Bu yükseliş petrol üreticisi ülkeler dışında kalan bütün ekonomilerin aleyhine bir gelişmeyi işaret ediyor.
ABD ve Avrupa’nın Rusya’ya Uyguladığı Ekonomik Önlemler ve Ortaya Çıkacak Sonuçlar
28 Şubat günü ABD ve Avrupa peş peşe Rusya’ya uygulayacağı yasaklamaları ve kısıtlamaları açıkladı: Rusya Merkez Bankası’nın 643 milyar Dolar tutarındaki döviz rezervlerinden ABD ve Avrupa Merkez Bankalarında saklanan miktara erişimini bloke ettiler. Ki bu miktar toplam yarısı dolayında bulunuyor. Rusya’nın varlık fonlarının uluslararası piyasalardan borçlanması durduruldu. Rus bankalarının çoğu uluslararası parasal transfer sistemi olan SWFT sisteminden dışlandı. Rusya bankalarının tümüyle SWIFT sisteminden ihraç edilmemesinin nedeni Başta doğalgaz olmak üzere Rusya’nın enerji ihracatına devam edebilmesidir. Aksi takdirde Avrupa’nın doğalgaz ihtiyacını karşılama imkânı kalmayacaktır. Bu yaklaşım, kendi çıkarları söz konusu olduğunda ABD ve Avrupa’nın farklı tavır alabileceğinin en net kanıtıdır.
Bu savaşın ve savaşa bağlı olarak uygulanan önlemlerin dünya ekonomisi üzerinde yarattığı bazı olumsuz etkilere ilk tabloda yer verdik. İleriye doğru bu etkiler nasıl olacak onlara da bakalım: Bu koşullar devam ettiği sürece ham petrolün varil fiyatının 100 Doların altına düşmesinin pek mümkün olmadığı, doğalgaz fiyatının da bugünkünün iki katına kadar yükseleceği tahmin ediliyor. Fiyatın bu düzeye çıkması kaya gazı ve kaya petrolü üretimini teşvik etmesi beklenebilir. Eğer gerçekten de kaya gazı ve kaya petrolü üretimi ağırlık kazanırsa bu gelişme fiyatlar üzerinde aşağı yönlü baskı yaratabilir. Bununla birlikte her ikisinde de üretime geçilebilmesi fiyatların bu düzeyde kalacağına ilişkin bir beklenti oluşması gerekiyor. An itibarıyla henüz böyle belirgin bir beklenti oluşmamış durumda. Savaşlarda genellikle tarımsal ürünlerin fiyatları hızla yükselir. O nedenle zaten belirli bir düzeye çıkmış olan buğday, arpa ve mısır gibi ürünlerin fiyatlarının daha artması bekleniyor. Kuşkusuz bu artışlar özellikle bunlara muhtaç olan fakir ülkeler için büyük sorunlara yol açacak. Savaş ve alınan karşılıklı kısıtlayıcı önlemler dolayısıyla tedarik zincirinde ciddi kırılmalar yaşanması da beklentiler arasında yer alıyor.
Rusya, özellikle otomotiv sanayiinde kullanılan dört önemli metalin (alüminyum, paladyum, titanyum ve nikel) önde gelene üreticilerinden birisi konumunda bulunuyor. Şimdiden bu metallerin fiyatlarında önemli artışlar söz konusu oldu. Aşağıdaki tablo bu gelişimi gösteriyor:
Rusya ile karşılıklı ambargo uygulamasına bu metaller de girerse otomotivde ciddi fiyat artışları yaşanacak demektir.
Savaşın devam etmesi halinde tedarik zincirinde çok daha ileri bozulmaların ortaya çıkacağını, her alanda fiyat artışlarının hızlanarak devam edeceğini tahmin etmek zor olmasa gerek.
Dünya küresel finans krizine girdiğinde ABD, Avrupa, Japonya ve İngiltere Merkez Bankaları, Hazine tarafından çıkarılmış uzun vadeli tahvilleri ve diğer bazı kurumların senetlerini satın alarak piyasaya bol miktarda para sürmeye başladılar. Küresel krizin başlarında bu dört merkez bankasının bilanço büyüklüğü kabaca 3 trilyon dolar dolayındaydı, bugün yaklaşık 30 trilyon dolar dolayında bulunuyor. Geçen yıla gelinceye kadar para arzındaki bu genişleme enflasyonist etkiler yaratmamıştı. Son altı ayda bu görünüm değişmeye başladı ve ABD, Avrupa ve İngiltere’de enflasyon hızlı bir yükseliş içine girdi. Bu aşamada artık gelişmiş ülkeler eskisi gibi para arzını artırıp enflasyon yaratmadan büyüme olanağını kaybettikleri için enflasyonla büyüme arasında seçim yapmak zorundalar. Bir başka ifadeyle artık parasal genişleme de büyümeyi toparlamak için kullanılabilecek bir araç olmaktan çıkmış durumda.
Özetle söylemek gerekirse savaşın dünya ekonomisi üzerinde üç önemli etkisi olacak: (1) Fiyatlar artacak ve dünyada başlayan enflasyon yükselişi artarak devam edecek. (2) Dünya ticareti daralacak. (3) Bütün dünyada ekonomik büyüme düşecek ve birçok ülke resesyona ya da slumpflasyona girecek.
Savaşın Türkiye Ekonomisine Etkileri
Türkiye’de finansal göstergelerin savaş başındaki durumuyla ilk 9 gün sonundaki durumunu geçen yılın son günündeki göstergelerle birlikte aşağıdaki tabloda gösteriyoruz:
Görüleceği gibi Türkiye, finansal göstergeler açısından savaştan önce de son derecede sıkıntılı bir durumda bulunuyordu. Enflasyonun yüzde 50’leri bulduğu, Dolar kurunun 13’ün üzerinde olduğu ve ekonominin risk priminin (CDS primi) 500’lerin üzerinde olduğu bir aşamada bu savaş ortamına girmiş bulunuyoruz.
Bu savaş Türkiye ekonomisine ilk darbeyi USD/TL kuru üzerinden vurmuş bulunuyor. Kur yükselmeye devam ediyor ve bu yükseliş ithal maliyetlerimizi artıracağı için zaten G20 ülkeleri arasında rekor düzeyde olan enflasyonu daha da yukarı itecek.
Yılbaşında 76 dolar olan ham petrolün varilinin savaş nedeniyle bugün 115 dolar dolayında bulunuyor. Ham petrolün varil fiyatındaki her 10 dolarlık artış cari açığa yaklaşık 4,4 milyar dolarlık yük getiriyor. Bu hesaba göre eğer petrol fiyatları bu düzeyde kalırsa cari açığa bir yılda 15 milyar doların üzerinde ek yük gelecek demektir.
Bir başka sorun turizm gelirlerinde karşımıza çıkacak. 2022 yılında 35 milyar dolar dolayında turizm geliri bekleniyordu. Türkiye, an itibarıyla tarafsız kalmış ve Boğazları Montrö Boğazlar Sözleşmesine dayanarak kapatmış bulunuyor. Bu tutum şimdilik Rusya’dan ve NATO’dan tepki çekmemiş olsa da Rus turistlerin gelmesi sıkıntıya girebilir. Benzer bir durum Avrupalı turistler açısından da söz konusu olabilir. Hatta Avrupalılar, Rus turistlerin Türkiye’ye gelmesi halinde gelmeyeceklerini öne sürmeye başladılar. Böyle bir gelişme turizmini yavaş yavaş toparlayan Türkiye açısından yaklaşık 15 milyar dolarlık bir döviz kaybı demektir.
Buna göre savaşın devamı ve yaratacağı etkilerle yalnızca petrol fiyatı artışı ve turizm geliri kaybının toplamı 30 milyar doları buluyor. Buna doğalgaz fiyatlarında ortaya çıkacak artışı ve diğer ithal mallardaki fiyat artışlarının etkisini de eklersek fatura büyüyor.
Bir başka sorunlu konu kur ve altın fiyatı yükseldikçe Hazine’ye binecek yükte artışa yol açacak olan kur ve altın korumalı mevduat hesaplarıdır. Döviz kurlarında ve altın fiyatındaki hızlı yükseliş ve önümüzdeki dönemde bu yükselişin devam edeceği beklentisi bu hesapların Hazine’ye ciddi bir yük getirmesine yol açacak. Merkez Bankası faizini enflasyonun 40 puan altında tutmaya çalışmanın iki olumsuz etkisi ortaya çıkıyor: İlk olarak faizi artırmak yerine kur korumalı mevduat hesabını yürürlüğe koyarak oradan Hazine’ye büyük yük getiriliyor, ikinci olarak da kurun yükselmesini önlemek için Merkez Bankası’nın rezervlerini satarak ülkenin sigortası yok edilmiş oluyor.
Özetle söylemek gerekirse savaşın Türkiye ekonomisi üzerinde üç önemli etkisi olacak: (1) Faizi düşük tutma ısrarı devam ederse kur yükselmeye devam edecek, ithal girdi kullanımının fazlalığı nedeniyle fiyatlar artacak ve enflasyon iyice hızlanacak. (2) TL değer kaybetmeye devam edecek, dünyada büyüme gerileyeceği için ihracat düşecek, ithal ürünlere bağımlılığımız arttığı için ithalat pahalanacak ve sonuç olarak cari açık yükselecek. (3) Ekonomiyi canlı tutmak için yapılan vergi indirimleri ve kamu harcama artışları nedeniyle bütçe açığı artacak. (4) Kurun yükselmesini önlemek için yapılan döviz satışları nedeniyle TCMB’nin takaslama hariç net döviz rezervleri ekside kalmaya devam edecek. (5) Türkiye enflasyonlu büyümeden enflasyonlu küçülmeye (slumpflasyon) geçecek.
2008’de küresel krize giren dünyada ilk aşamada ABD, ikinci aşamada Avrupa ve diğer gelişmiş ekonomiler ve üçüncü aşamada Çin ve diğer gelişmekte olan ülkeler krize girdiler. Şimdi krizin dördüncü aşamasındayız. Bu aşama pandemiyle başladı ve Ukrayna Savaşıyla devam ediyor. Savaşın soğuk savaşa dönüşmesi halinde bu sıkıntılar azalsa bile devam edecek. Demek ki 15 yıldır devam eden kriz daha uzun süre devam edecek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
29.05.2025
27.04.2025
5.04.2025
12.02.2025
5.02.2025
26.01.2025
17.01.2025
7.01.2025
10.12.2024